Yaşadığım heyecanı dışarı yansıtmamak için derin bir nefes aldım.
Yine de parmak uçlarım yeniden karıncalandı ve küçük bir zevk titreyişi sardı bedenimi. Kabzayı saran avuç içim heyecandan terlemeye başlamıştı bile. Nefesimi tuttum ve sonunda hafifçe tetiğe bastım. Şiddetli bir ses kulaklarımda yankılanırken, sağ elimde hissettiğim bastırılmış güç koluma, oradan da tüm vücuduma yayıldı. İçimdeki zevk daha da artarken silahı yavaşça aşağıya doğru indirdim ve her yeri delik deşik olmuş hedef kağıtlarına doğru yürüyüp en sonuncu eserime baktım. Yüzümde oluşan gülücük ruhumu korkutsa da, istifimi bozmadan açtığım deliklere göz gezdirdim.
Atışta gittikçe iyi oluyordum.
Zevkten dört köşe olmuş bir şekilde arkama döndüm ve bir süre yürüdükten sonra siyahların asılı olduğu duvarın yanında durdum ve elimde tuttuğum silahın kabzasındaki kabartmalı yılan desenine göz gezdirdim. Çok güzeldi, bu yüzden ona sahip olmak istiyordum ama bana ait değildi. Derin bir nefes alıp silahı nazikçe masanın üzerine bıraktım. Nazikçe kelimesi, ölümcül bir silah için ne kadar doğruydu açıkçası hiçbir fikrim yoktu. Yine de onu yerine koyarken zarar vermemek için elimden geleni yaptım.
Yerde duran su şişesinden bir yudum aldıktan sonra Jason'ın özel odasından ayrıldım. Bu odayı bize göstereli neredeyse dört gün olmuştu. Bu dört günün neredeyse her saati bu odada bir şeyler tekmeleyerek, koşarak, denge bıçaklarıyla hedef vurarak ya da silahlarla oynayarak geçmişti. En sevdiklerim denge bıçaklarıydı ama o yılan desenli gümüş silah ve onun bana hissettirdiği özel duygular anlatılmayacak kadar farklıydı.
İçimde bir canavarın şahlandığını, hatta ruhumu öldürmek üzere olduğunu biliyordum. Her saniye canavarım intikam için uslu tarafıma yalvarıyor, sürekli dürtüyor ve yokluyordu. Bu da bana fazla bir seçenek bırakmıyordu. Bana zarar veren herkesi bizzat kendim ellerimle öldürmek istiyordum. Yapmadığım bir şey değildi ama bu seferki canımı acıtmayacaktı, hatta zevk bile alabilirdim. Bazen bu hissettiğim öfke ve umursamazlık beni korkutsa da fazla düşünmemeye çalışıyordum.
Salona doğru yönelip diğerlerini aramaya başladım. Onlar da benimle birlikte günlerinin çoğunu oyuncaklarla stres atarak geçirmişti ama bu sırada Rex adamlarını belirlediği alana toplamış, Mike ise ajanlarından bir dünya bilgi almıştı. Ayrıca Rex Karanlık vadide her şeyin normal olduğunu da öğrenmişti, yani isyan falan çıkmamıştı. Derin bir nefes aldım, Diana iyiydi, Karanlık Vadi hala aynı seyrinde devam ediyordu. Yani artık Karanlık vadiye girip Diana'ya planlarımızdan bahsetme zamanımız gelmişti. O kesinlikle Marcus'un dikkatini çekebilecek bir şeyler biliyor olmalıydı.
Jason'da bize yardım ediyordu. BAG'a, Marcus'u fabrikaya çekip onu yok etme planımızı anlatmış ve herkesi hazırda bulunmasını söylemişti. İlk başta fabrikadan Jason'a söz etmek istememiştik ama üçüncü günün sonunda bahsetmek zorunda olduğumuzu anlamıştık ki o zaten bunu biliyordu. Nasıl bildiğini sormamıza rağmen işinde iyi olduğunu söylemekten başka bir açıklama yapmamıştı. Çok üstelemedik ve BAG'ı bilgilendirmesini söyledik. Eh, sonuç olarak Rex'in ve BAG'ın adamları savaşmaya hazırdı. Geriye kalan iki şeyden birini, yani Diana işini de bugün halletmeyi planlıyorduk. Elbette Jason'ın bundan haberi yoktu.
Salona girdiğimde Jason ayakta durmuş pencereden dışarı bakıyordu. Geldiğimi duydu ve arkasına kısa bir bakış attı. Ona doğru giderken üzerine giydiği beyaz tişört ve kot pantolonun onu olduğundan çok daha genç gösterdiğini fark ettim. Yaşını merak ettim o an.
Merak duygum kabarırken Jason hafifçe güldü ve '' Neden gözlerini bu şekilde bana dikmekten vazgeçip, merak ettiğin şeyi sormuyorsun,'' dedi yavaşça. Bana bakmıyordu bile, yine de gözlerimi üzerine diktiğimi fark etmişti. Tanrım! Gözlemleme yeteneği mükemmele yakındı. Her hareketimizi izliyor ve her zaman doğru sonuca ulaşıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/100736746-288-k630727.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.A.K ( -TAMAMLANDI- )
ActionNot: Kukla serisinin ikinci kitabıdır. Önce ''Kukla: Y.E.M'' adlı hikayeyi okuyunuz. Yeraltı iyice karıştı. Seçim günü YAK saldırıya uğradı ve kaçırıldım. Benden ne istediklerini ya da onlara ne verebileceğimi bilmiyordum. Neden orada olduğum hakkı...