BÖLÜM 35

1.8K 201 21
                                    


Girişe doğru yöneldim ama Jason beni durdurup '' Ben hallederim,'' dedi, gözleri onu reddetmemem için beni uyarıyordu.

'' Hayır, ben hallederim, sen adamların başında dur. Ayrıca havalandırma çok dar, ben daha rahat ve hızlı hareket ederim,'' dedim ve itiraz etmesini beklemeden havalandırmadan içeri girdim.

Olduğum yerin tahmin ettiğimden de fazla dar olduğunu düşünmemeye çalışarak '' içerideyim,'' dedim yavaşça ve emekleyerek ilerlemeye başladım.

'' Karşına iki yol ayrımı çıkacak, biri düz devam ediyor diğeri de sağ tarafa. Sen sağa dön,' dedi. Bir süre daha süründüm ve yol ayrımına gelince sağ tarafa döndüm. İlerledikçe, olduğum yer daha da daralıyormuş gibi geliyordu bana. Derin bir nefes alıp gece görüş ayarını kapattım ve maskemin ışığını açıp yoluma öyle devam ettim. Işık etrafı aydınlattıkça biraz daha rahat hissediyordum.

Önüme üç yol ayrımı çıkınca ''Ne tarafa Eric,'' dedim nefes nefese.

Eric anında ''Düz devam et,'' dedi.

Emeklemeye devam ettim ama hiç iyi değildim. Kalbim hızlanıyor, nefesim kesiliyordu. Klostrofobim falan yoktu ama şu andan itibaren olacakmış gibi duruyordu. Aşırı dar, aşırı küçük bir alandı ve sağa sola doğru rahatça hareket edememek insanı delirtiyordu.

Burada küçük bir böcek gibiydim, kaçacak hiçbir yeri olmaya küçük bir böcek...

''Andy, iyi misin?''

Jason sorusuyla birlikte derin bir nefes alıp '' İyiyim,'' dedim kısaca, sesim biraz boğuk çıkmıştı.

Jason cevap vermedi, ben de bir cevap beklememiştim zaten. Şuan çok daha önemli bir sorunum vardı. İlerleyemiyordum, yolun sonuna gelmiştim. Aslında tam olarak yolun sonu sayılmazdı.

''Daha fazla ileri gidemiyorum, yol yukarıya doğru devam ediyor,'' dedim hızla.

Gözlerimi yukarıya doğru sonsuza kadar uzanıyormuş hissi veren uzun havalandırma boşluğuna çevirdim. Şuan olduğum yerden biraz daha genişti ama fazlasıyla uzundu. Baktıkça, daha büyük başka havalandırma boşluklarının da onunla birleştiğini görüyordum.

Lütfen düşündüğüm şey olmasın...

Eric ''Kate ellerini sertçe üç kez çırp, '' diye talimat verdi. Dediği saçma gelse de hızla üç kez çırptım. Bu hareketimle birlikte maskemin ekranında sistem başlatılıyor yazısı çıktı, ardından sağ alt köşede yeşil bir ışık yandı.

''Eric maskemin ekranında yeşil bir ışık oluştu.''

Jason araya girip küfür etti ve '' Sen aklını mı kaçırdın Eric, oradan düşebilir,'' dedi öfkeyle, ardından ''Kate geri dön senin yerine bunu ben yapabilirim,'' dedi, bu sefer sesi endişeli geliyordu.

Sonra jetonum düştü, sessizce küfür edip tırmanmam gereken yere baktım. Tanrım, başım kesin beladaydı. Düşersem bir yerimi kırabilirdim, hatta ölebilirdim.

Hapı yutmuştum.

''Bu şey ne işe yarıyor?'' diye sordum hızla.

'' Bu benim son projem. Ayakkabılarının tabanında mıknatıs tozları var, çok küçük ve hafifler bu yüzden varlığını hissedemezsin.'' Ayakkabılarım mı? Kafamı arkama doğru çevirip ayaklarıma bakmaya çalıştım, alan çok dardı bu yüzden pek başarılı olamadım. Pes edip yine yukarı doğru baktım.

''Mıknatıs özelliğini aktif etmek için ellerini üç kez çırpman gerek. Çırptığın an, ayakkabının içine yerleştirdiğim mıknatısların işlevini bozmayı sağlayan sistem devre dışı kalıyor. Sistem devre dışı kalınca da mıknatıslar çalışmaya başlıyor. Mıknatısın gücü o kadar da çok değil, dört saniye sonra yavaş yavaş kaymaya başlayacaksın, bu yüzden yürür gibi tırmanmanı istiyorum. Şimdi ellerini yeniden çırp ve onları devre dışı bırak. Sonra ayağa kalkıp koruyucu yeleğinin sol gözüne bak.''

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin