BÖLÜM 33

1.8K 213 11
                                    


Güneş, evimin bulunduğu sokaktan da aynı bu derece büyüleyici gözükürdü. Kızıl ışık huzmeleri tüm binaları bir örtü gibi sarar ve o anda büyülü bir ortamın içinde bulu verirdim kendimi. Sonra aklım önemsiz düşüncelerle dolar, bir süre boyunca bu düşünceler beni avare ederdi ama şimdi, Jason'un terasında durmuş güneşi izlerken düşüncelerim beni avare etmekten çok uzaktı. Düşünceler kalbimi sıkıyor, nefesimi kesiyordu. Gözlerimi yavaşça kapatıp derin bir nefes aldım. Yarın her şeyin son bulacağı gündü.

Yarın YAK tamamen yıkılacaktı.

Derin bir nefes daha alıp önce mermer korkuluklardan aşağıya doğru sarkıttığım ayaklarıma, sonra karşımdaki ucu bucağı olmayan ormana çevirdim kafamı. Etraf fazla sessizdi, tıpkı içim gibi. Sanki dün yaşadığım o şiddetli burhan Victor'un gelişinden sonra dinmişti. Hala kalbim sızlıyor, arada sırada nefesim kesiliyordu ama iyiydim. Victor'un iki gün içinde saldırmayı planladığını öğrendiğim içindi muhtemelen. Dün gelmişti, bugün son hazırlıkları yapıyordu ve yarın akşam saldırı başlayacaktı. Planlar hazırdı, yapmam gereken tek şey onlara odaklanmaktı. Gerisini Victor ve Jason halledecekti. Ayrıca Mike'da uyanmış, yerinden kalkamasa da sapasağlamdı.

Tamam, berbat haldeydi ve tek başına tuvalete bile gidemiyordu ama hiç değilse yaşıyordu.

Bu yüzden güçlüydüm, güçlü kalmak için kafamı rahatlatıyor, öğünlerimi asla atlamıyordum. Ve itiraf etmeliyim ki... Rex'i pek düşünmemeye çalışıyordum. Düşünmeyince bazı şeyler daha da çekilebilir bir hale geliyordu. Elbette onu tamamen unutmuş değildim, sadece onu kurtarabilmek için zihnimi kontrol ediyordum.

Sadece saatler kaldı Andy.

Saatler sonra yine onu görebilecektim, bundan emindim çünkü önüme aşılması imkansız engeller çıksa bile her birini aşmak için tüm gücümü kullanmaya ve hatta her şeyi yapmaya hazırdım.

Düşüncelerime, terasın mermer zemininde yükselmeye başlayan ayak sesleriyle birlikte ara verdim ama arkama dönmedim.

''Andy.''

Isabella.

Onu gördüğüm o ilk andan beri benimle birkaç kelimeden fazla konuşmamış, asla nasıl olup olmadığımı sormamıştı. Sanki beni hiç tanımıyormuş gibi davranıyor, yani işini iyi yapıyordu. Gerçek ismimi onun yumuşak sesiyle duymak kalbimin kasılmasına neden olmuştu. O benim arkadaşımdı, onu özlemiştim.

Yanıma gelip oturdu ve tıpkı benim gibi ayaklarını korkuluklardan aşağıya sarkıttı. Burası iki katlı bir evdi ve terasla aşağısı arasında o kadar da fazla bir mesafe yoktu. Yine de düşmek tehlikeli olabilirdi.

Ona doğru döndüm ve '' Bir şey mi oldu?'' diye sordum sakince.

Üzerinde yine takım elbisesi vardı, fakat bu sefer ceketini çıkarmış ve gömleğinin ilk üç düğmesini açmıştı. Rahat görünüyordu, fakat gözleri için aynı şeyi söyleyemiyordum. Dünden beri ilk kez bir duygu belirtisi gösteren gözlerine odaklandım.

''Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.''

Sesi sakin çıkmıştı, hayır anlamında kafamı sallayınca yüzünü gökyüzüne doğru çevirip bir süre bekledi. Sonra yavaşça konuşmaya başladı.

'' O gece... Seni kurtarmak istedim. Sana doğru koştum ama sen Tamara tarafından bıçaklanmıştın ve bir grup siyah maskeli adam tarafından çoktan kapıya doğru taşınıyordun. Yine de sana doğru koştum ama etrafımda o kadar çok adam vardı ki pes edip kaçmak zorunda kaldım. Sonrasında her yere baktım, seni nereye götürdüklerini bir türlü öğrenemesem de sana ulaşmak için her şeyi yaptım,'' dedi hüzünle, suçluluk duygusu taşıyan sesi nefesimi kesti.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin