BÖLÜM 34

1.9K 209 8
                                    


Soğuk ve duyarsız gözüküyordum muhtemelen, hayır, bundan son derece emindim. Öyle hissediyordum çünkü. Tüm duygularımı zihnimin içinde yer alan kapalı bir sandığa tıkmış, yerine öfkemi gün yüzüne çıkarmıştım. Böylece başarılı olma ihtimalim daha fazlaydı. Ayrıca güçlü gözükmek zorundaydım da, arkamda konuşlanmış onlarca askerlerin ve korumaların beni bir lider olarak görmeleri için bu şarttı.

Lider olmayı ben istememiştim, fakat Jason ve Victor bunun için bana baskı uygulayınca kabul etmek zorunda kalmıştım. Liderlik derken siz şuraya gidin, siz buraya gidin tarzında değildi elbette. Sadece diğerlerinin bana saygı duyması için lidermiş gibi davranıyordum. Jason'a göre lider olmam demek arkamdaki adamların beni canı pahasına koruması demekti. Basit bir asker için bunu yapmazlardı. Eh, ısrarlarına dayanamayıp ben de lidermiş gibi yapıyordum ama feci ödüm kopuyordu.

Liderlikten bir halt anlamıyordum!

Elbette tek başıma değildim, asıl lider Jason'dı ve yanımda durup diğerlerine emirler yağdırıyordu. Bu işte de çok iyiydi, bense yanında durup ses soluk çıkarmıyordum ama arada sırada konuşmam gerektiğini biliyordum. Jason'ın bana olan bakışlarından bunu çok iyi anlıyordum. Araya girip yönetimi elime almamı istiyordu.

Harika.

Derin bir nefes aldım, Rex'i ve diğerlerini kurtarmaya odaklanmam gerektiğini biliyordum. Evet, aklımı başıma almam ve göreve konsantre olmak için acilen bir şeyler yapmalıydım, fakat bu gerçekten zordu. Bir türlü cesaretimi toplayamıyordum, çünkü olacakları düşünmek elimi kolumu bağlıyordu.

Korkaklığı bıraktım ve sol elimi boğazımdaki iletişim aracına bastırıp '' Rapor verin,'' dedim yavaşça.

Jason tatmin olmuş gibi hafifçe gülümsedi.

Saniyeler içinde '' Alpha 1 hazır,'' diye bir ses yükseldi kulağımda. Sonra da Alpha 2, Alpha 3, Alpha 4, hazır olduklarını söyledi. Tüm grupların hazır olduğunu duyduktan sonra ''Başlıyoruz,'' diye mırıldandım.

Ardından önce sol tarafımda tıpkı benim gibi yere çömelmiş Jason'a, sonra da sağ tarafımda yine yere çömelmiş Victor'a çevirdim kafamı. Un fabrikasının hemen önünde yer alan devasa ağaçların birkaç yüz metre ötesinde konuşlanmıştık. Arkamda düzinelerce adam vardı, binanın her tarafını çeviren diğer adamları da sayarsak eğer, buraya bir orduyla gelmiştik. Yani kazanmamamız için bir neden yoktu. İkisinin de gözleri üstümdeydi, vereceğim emirleri bekliyordu.

Önüme döndüm ve kafamın üzerindeki maskeyi yavaşça yüzüme indirdim. Maskenin gözlerimi kaplayan kısmı tamamen camdan, diğer kısımları ise sert siyah bir plastikten oluşuyordu. Bu, Eric'in ürettiği gece görüş maskesiydi, ayrıca birazdan kullanacağımız gaz bombalarından da korunabilmemizi sağlıyordu. Maskemi yerine oturttuktan sonra gözlerimi karşıdaki binaya çevirdim.

Maskeyi takar takmaz camlı kısımda bir düzine ışık patlaması oluştu, ardından sol tarafta nabzım ve vücut sıcaklığım gösterilirken, diğer tarafta ise maskenin kullanılabilirlik süresi yazmaya başladı, şuan yüzde yüzdü. Sonra sistem başlatılıyor yazısı geldi ekrana ve birkaç saniye içinde karşıdaki un fabrikasının üzerinde düzinelerce kırmızı ışık oluşmaya başladı. Çatıda, avluda ve un fabrikasının çevresinde ondan fazla adam vardı.

'' Alpha bir, emrimle birlikte saat on iki yönündeki tüm hedefleri yok et, Alpha iki çatıdakiler sizin ve Alpha 3 avludakiler de sizin. Şimdi,'' diyen Jason'un sesi yükseldi kulağımda.

Silahımın kabzasını sıkı sıkı tutarken kırmızı ışıkların bir bir sönmesini bekledim. Tüm ışıklar büyük bir hızla sönerken derin bir nefes aldım.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin