Altı Ay Sonra...
''Andy!''
Annemin sesi tüm evi inletirken derin bir nefes alıp yine ne istiyor acaba diye düşündüm. Yorulmuştum, hem de fazlasıyla ama onun bu çıldırmış halini bu günlük kaldırmam gerekiyordu. Yine de sabrımın sınırına ulaşmak üzereydim. Oturduğum sandalyeden kalkıp kapıyı araladım ve hemen önümdeki merdivenlere doğru bakıp ''Efendim,'' diye cevapladım.
Annem ''Tanrım! Artık hazırlanıp aşağı gel! Halledilmesi gereken çok şey var!'' dedi hızla. Sesi boğuk çıkmıştı, muhtemelen hala mutfaktaydı.
Göz devirme isteğimi geri itip sakince ''Tamam, birazdan inerim,'' dedim ve arkamı dönüp odama geri döndüm.
''Annene kızma, sadece birazcık heyecanlı,'' dedi yatağımda boylu boyunca uzanan Betty.
Bana bakmıyordu, gözleri elinde tuttuğu ve geldiği andan beri tutmaya devam ettiği telefonumdaydı. Daha doğrusu Victor'un bana verdiği ve içinde hiç gitmediğim bir okulda, hiç olmayan arkadaşlarımla birlikte çektirdiğim video ve fotoğraflarla dolu olan yeni telefonumdaydı. Şaka yapmıyordum, gerçekten de inanılması güçtü ama tüm fotoğraflarda ben vardım.
O sırada ''Çok fazla fotoğraf var, elektronik eşyaların yasak olduğunu sanıyordum,'' diye mırıldandı Betty.
Bozuntuya vermeden ''Yasaktı ama sadece öğrenciler için. Okutmanlarımız her gün fotoğraflarımızı çekip ailelerimize gönderiyordu. Hepsini toplu bir biçimde okuldan ayrıldığım gün bana da gönderdiler,'' dedim yavaşça.
Gerçekten de öyle olmuştu. Gittiğim günden itibaren her hafta aileme okulda olduğumu gösteren videolar ve fotoğraflar gönderilmişti. Bazıları sınıfta, bazıları okulun geniş bahçesinde, bazılarıysa konferans salonunda arkadaşlarımla otururken çekilmişti. Hepsi gerçekmiş gibi duruyordu ama orada tasasızca gülümseyen kız ben değildim, yine de ailem buna inanmıştı. Onları ilk gördüğüm an yaşadığım şoku anlatmaya kelimeler yetmezdi ama memnundum da, sonuçta işimi kolaylaştırmıştı.
Ah, mezun olduğumu gösteren bir belgem de vardı. Annem belgeyi alıp çerçevelemiş ve televizyonun hemen yanındaki duvara asmıştı. O belgeye her baktığımda söylediğim yalanlar boğazıma dizilirken, geçirdiğim tüm o zor anlar aklımda canlanıyordu. Bu yüzden ne zaman salonda otursam gözlerimi televizyona hiç çevirmiyordum.
Yine de Victor'a teşekkür etmem gerekiyordu çünkü tüm ayarlamaları o yapmıştı. Nasıl becermişti bilemiyorum ama asıl okulumun sisteminde bir yıl boyunca özel bir okulda okuduğum ve tüm dersleri başarıyla tamamladığım gözüküyordu. Ayrıca ailem ve bazı arkadaşlarıma benim ağzımdan her hafta mektup yazılmıştı ve ayda bir kez ailemle telefonda konuşmuştum. Yani, ben konuşmamıştım ama annemle babam benimle konuştuklarını sanmıştı.
Böylece ailem benim gerçekten de teknolojik aletlerin yasak olduğu prestijli bir yatılı okulda eğitim aldığımı düşünmeye devam etmişlerdi. Tabii tüm yazdıklarımı ve konuştuğumuz her şeyi ezberlemem gerekmişti ama neyse ki bunu yapmaya vaktim vardı. Büyük saldırıdan sonra dört ay daha eve dönememiştim, zaten dönmekte istememiştim. O sırada her şeyi ezberlemiş, tüm derslerime çalışmıştım.
Ciddi anlamda ders çalışmıştım!
Bir yıl boyunca aldığımı düşündükleri tüm dersleri sadece dört ayda çalışıp ezberlemiştim. Çok zorlu bir süreçti ama başarmıştım.
Her şeyi ezberleyip iki ay önce eve geri döndüğümde her şey normal seyrinde ilerledi. Ailem dönemi bitirip döndüğüm için mutluydu. Babam benimle gurur duyuyor, annem yeni arkadaşlarım hakkında sorular soruyordu ama bu soru sorma kısmı sadece üç gün sürmüştü, sonra her şey eskisi gibi olmuştu. Annem mutfak tezgahında bıraktığım boş bardaklar hakkında söylenmeye, kız kardeşim Marry ise beni deli etmeye yeniden başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA: Y.A.K ( -TAMAMLANDI- )
ActionNot: Kukla serisinin ikinci kitabıdır. Önce ''Kukla: Y.E.M'' adlı hikayeyi okuyunuz. Yeraltı iyice karıştı. Seçim günü YAK saldırıya uğradı ve kaçırıldım. Benden ne istediklerini ya da onlara ne verebileceğimi bilmiyordum. Neden orada olduğum hakkı...