BÖLÜM 19

2.9K 301 32
                                    


Telefonu açamıyordum.

Gitmişti, ekran tamamen kararmıştı ve lanet olsun ki ne yaparsam yapayım açılmıyordu! Derin bir nefes alıp duygularıma hakim olmaya çalıştım. Hiç değilse yaşadığımı ve iyi olduğumu biliyordu. Evet, Victor'u aramam gerekmemişti ve bu iyi haberdi ama neden kendimi böyle kötü hissediyordum?

Gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim ve konuştuğumuz anı yeniden canlandırdım kafamda. Telefondan yükselen ses beni o kadar şaşırtmıştı ki koltuklara bile ulaşamadan olduğum yere çökmüştüm. Hala aynı yerdeydim, bir yere kıpırdayamıyor ve telefonun kararmış ekranına bakıyordum. Rüya mı görmüştüm? Belki de onunla hiç konuşmamıştım ve bunu kendi kafamda uydurmuştum. Galina vakasından sonra bu muhtemeldi ama telefonu elimde tutuyordum ve az önceki şey... Sesi ve bana seslenişi çok gerçekçiydi.

Galina'da öyleydi.

Düşüncelerimin arasına sızan ses öfkelenmeme neden oldu. Telefonu parmaklarımın arasına alıp sıkmaya başladım. Onu hissediyordum, parmaklarıma değen sert plastiği hissediyordum.

Gerçek olmalıydı!

''İyi misin?''

Calvin'in meraklı sesi kulaklarımı doldurunca gözlerimi açıp ona baktım. Bana doğru geldi ve ''Yerde ne yapıyorsun?'' diye sordu merakla.

Bu sırada yüzümü inceliyor, ne hissettiğimi ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Sonunda elimde tuttuğum küçük telefona kaydı gözleri. İşte o an siyah gözleri kocaman açıldı. Hemen yanıma gelip çömeldi ve telefonu elimden alıp incelemeye başladı. Sonra ifadesiz gözlerini bana çevirdi. Bakışları sorgulayıcıydı, yine benden şüpheleniyor olmalıydı.

Harika.

''Nereden buldun onu?''diye sordu.

Hafifçe silkelenip yerden kalktım ve '' Ceketimin cebindeydi,'' diye cevap verdim.

Calvin'de ayağa kalkıp telefonu açmaya çalıştı ama elbette bunda başarılı olamadı. Ona milyonuncu kez açmayı denediğimi söylemedim ve uğraşmasını izledim.

Sonunda pes edip '' Açılmıyor,'' dedi sakince.

Omuz silkip ''Birden bire kapandı,'' diye cevap verdim.

Gözlerini hafifçe kısıp '' Bunu cebine kim koydu peki?'' diye sordu bu sefer. Her hareketimi izliyor, yalan söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu. Ona gerçeği anlatacaktım, sonuçta bu işte birlikteydik ve eninde sonunda öğrenecekti.

''Bilmiyorum ama tahminlerime göre O'nun emriyle cebime konuldu. Az önce çalmaya başladı. Ben de o zaman fark ettim zaten,'' dedim yavaşça.

Calvin kafasını hafifçe eğip ''Açtın mı?'' diye sordu. Soru soruş şekli gayet normaldi ama gözleri biraz kararmış, çenesi gerilmişti. Açmamam mı gerekiyordu?

Arayan kişi kısmında aç yazıyordu, ne yapabilirim!

Evet, anlamında kafa sallayınca ''Delirdin mi sen bu bir tuzak olabilirdi!'' diye bağırdı hızla.

Kızmıştı.

Derin bir nefes alıp '' Arayan kişi kısmında aç yazıyordu. Ben de O'nun benimle bu şekilde iletişime geçeceğini düşündüm. Bu yüzden açtım,'' diye cevap verdim hızla. Tamam, hata yapmıştım ama ne olabilirdi ki!

Kaşları daha da çatıldı ve '' Böyle bir hatayı bir daha yapma, herkesten şüphelenmen gerektiğini daha anlamadın mı!'' diye söylendi.

Tamam, haklıydı ama bu bana bağırmasını ve azarlamasını gerektirmiyordu. Yine de diyecek bir şeyim yoktu. Hatasını kabul eden küçük bir çocuk gibi kollarımı göğsümde birleştirdim ve gözlerim başka yöne çevirdim.

KUKLA: Y.A.K   ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin