"Aybars." Dedi elindeki oyuncakla oynarken. Kafamı kaldırıp ona baktım. Önündeki testin henüz ilk sorusu çözülmüştü. Ama o test çözmeye devam etmek yerine elindeki minik oyuncak araba ile oynuyordu.
"Efendim güzelim?" Dün geceden beri, ilk defa ona bir sevgi sözcüğü söylemiştim. Dün bana sevgilim olur musun demiş, beni öpmüş ve konuşmadan eve bırakmıştı. Mesaj atmamıştı. Sabah ise ders çalışmak için gelmişti. Cumartesi günü. Ah onunla bir yerde sarmaş dolaş olmayı tercih ederdim. Güzelim dedikten sonra ufak bir sırıtış belirmişti dudaklarında. Kalemi kenara bırakıp çenesini kavradım.
"İyi misin sen?" Dikkatle ona baktım. Gözleri dolmaya başlamıştı. Yutkundum. Ah güzel sevgilim, nedir seni kıran?
"Yaren ve senden başka kimsem yokmuş benim." Dedi iç çekerek. Yerimden kalkıp yanına oturdum.
"Sorun ne?" Anlayışlı bir şekilde ona yaklaştım ve elimi beline sardım. Bedenlerimiz gibi yüzlerimiz de yakındı.
"Dün. Abimin bir çocuğu daha oldu. Ve ben bunu bu gün Facebook'tan öğrendim. Yani kimse çocuklarının teyzesini umursamadı. Bir fotoğraf paylaşmışlar... Ve abim 'Bütün Ailem Bir Arada İyi ki Varsınız.' Demiş. İki abim de oradaydı. Almanya'da ki kuzenimiz bile oradaydı. Ama ben yoktum. Abim hala bana mesaj atmadı. Aileden değilim galiba artık." Güldü. İçimin cız ettiğini hissetmiştim. Alkım sürekli böyle garip dışlanmalar ile karşı karşıya kalıyordu. Ne yapmalıydım? Ayağa kalkıp telefonu elime aldım. Dakikalar içerisinde eski bir dostumu aradım. Ona geleceğimi, özel bir arkadaşımı da getireceğimi söyledim. Beni kabul etti. Alkım bana bakmıyordu. Yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Yanına gittim tekrar. Elim boynunu kavradı ve zorla bana bakmasını sağladım. Kızarmış gözlerle bana baktı. Dudaklarımı, dudaklarına sürttüm. Çenesini ve yanaklarını öptüm. Dudaklarımı üste çıkartıp, anlına uzun yumuşak bir öpücük bıraktım.
"Dışarı çıkacağız. Anneanneme haber vereceğim ve geleceğim. Hazırlan." Bir şey demesine izin vermeden kapıdan çıktım koşarak. Anneannemin yanına geçtim. Elindeki ilaçlarla uğraşıyordu.
"Alkım'ı dışarı çıkartacağım. Önemli sorunları var. Ve artık sadece iki destekçisi kaldı. Biri benim."
"Aybars bu ne yakınlık böy..."
"Anneanne meraklanma diye ararım seni. Belki geç dönerim. Sen nasıl hissediyorsun kendini. Ver bakayım şu aleti. Vurdun mu sen şeker iğneni?"
"Ah deli kız ah deli kız! Beni de deli edeceksin! Evet, evet."
"Hah iyi o zaman. Tabloya da yaz bak unutma. Hadi hazırlanalım biz." Eğilip yanaklarını öptüm ve koşar adım odama geçtim. Alkım bilgisayarımı kurcalıyordu.
"Bilgisayarıma dokunmak için uygun bir zaman değil çünkü eski sevgilimin uygunsuz resimleri var orada."
"Evet, gördüm kendilerini. Peki, ön sevişmenizi neden kayıta alıyorsunuz ve bunlar neden hala burada?"
"Ah sadece bir fantezi... Ya, Alkım silmedim henüz. Ama sileceğim söz. Hatta sen sil."
"Videoları izleyeceğim ben belki!"
"Saçmalama Alkım ver şu bilgisayarı." Önünden hızla çektim bilgisayarımı dolu gözlerle bana baktı. Tamam tamam. Kızmaya hazırlanıyor bu bakışı biliyorum.
"Madem beni seviyorsun! Neden hala o kız var bilgisayarında?" Sinirlendi evet. Şu an acayip kızgın. Eli titriyor. Bir şey dememi bekliyor. Hayır demeyeceğim.
Arkamı dönüp tişörtümü ve pantolonumu çıkarttım. Dar kot pantolon ve kot gömlek alıp giydim. Alkım camdan dışarıya bakıyordu.
"Gel gidiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki İki Kadın
ChickLitGirl*Girl "Kaptan, size bir şey söylemeliyim; Ben daha önce hiç uçak uçurmadım!!!" "Senin gibileri nasıl mezun ediyorlar?" "Ben mezun olmadım ki, son senem." "Üç senedir sadece tek tuşa basmayı mı öğrendin?" "Aw! Kusura bakmayın kaptan isterseniz...