"Dersin bittiğini söylemedim Aybars." Çantamı toplarken Alkım'ın sert sesiyle mal gibi kalmıştım. Çantamı yerine bırakıp önüme döndüm.
"Umarım ne olduğunu anlamışsındır." Karşımda duran uçak motoruna baktım. Tabii ki anlamıştım.
"Şey efendim kusura bakmayın ben ders bitti zannettim."
"Önümüzdeki dört haftada bir kaç uçuş denemesi yapmalısın. Çünkü arkadaşlarından gerideyiz. Eğitmen programına göre 4 hafta sonra. Gözetmenin ve benimle birlikte uçuş sınavına gireceksin. Hazır olduğundan emin olmalıyım ufaklık."
"Eğer sınavı geçemezsem?"
"Puanını kıracağım. Burada sınavı geçemeyen bir öğrencinin, %20'lik bir puan kırma seviyesini onaylayan maddeler var."
"%20 mi? Bu ortalamamı mahveder." Kafamı eğip önüme döndüm. Yorgundum. Uçmak istemiyordum. Korkuyordum...
"Toparlanabilirsin ders bitmiştir." Köşedeki masadan çantasını aldı. Ona baktım. Ciddi bir şekilde dosyalarını topluyordu.
Bu kadın gece benim evimde kalmış, benim odamda, yatağımda, koynumda uyumuştu. Sabah benim havlumla kurulanmış, benim kıyafetlerimi giymişti. Beraber okula gelmiştik ve birden sanki yeni atanmış öğretmen ciddiyeti ve disipliniyle birden derse başlamıştı. Daldığım bir kaç kerede elindeki ince çubuk gibi işaret çubuğunu sertçe masama vurmuştu...
Yani aslında sadece bir öğretmen gibiydi. Ama şimdi... Şimdi bana bakıyor ve gülümsüyordu. Role çok kolay mı adapte oluyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?
"Şimdi, sana bir iki kitap siparişi vermiştim. Kargo gelmiş... Bekçiye teslim etmişler. Eve gidip onları alacak ve sana vereceğim... Sonra, ah bir şey yapmak ister misin?"
Kafamı iki yana salladım.
"Unuttunuz mu efendim? Ayla gelecek. Hazırlanmalıyım. Anneanneme söylemeliyim. Ve tam olarak ne zaman geleceğini öğrenmeliyim. Sadece geleceğim yazmış o kadar..."
"Ah doğru. Affedersin unuttum meşgul olduğunu."
Güzel kadın yapma ama böyle...
"Çıkalım hadi." Beraber okuldan çıktık. Oğuz bir kaç dakikaya önce geleceğini söylemişti ben de son derste olacağımı beni beklemesini söylemiştim. Ve şimdi otoparktaydı. Yani en azından arabam oradaydı. Uzaktan parlayan kırmızı arabanın yanına park edilmişti arabam. Alkım ile oraya doğru gittik. Kafamı bir kaç önce film çektirdiğim cama dayadım. Oğuz koltukta uyuyordu. Cama doğru tıklattım. Korkarak gözlerini açtı. Beni görünce sakinleşip kapıyı açtı. Birden belimden çekip bana sarıldı. Öyle bakıyordum. "Güzelim sen iyi misin?" Endişeli bir ifadeyle bana bakıyordu. Bir an Alkım ile göz göze geldim.
"İyiyim Oğuz neden?" Garip bir bakış atmıştım Oğuz'a. Tabii ki Alkım bize yiyecekmiş gibi baktığı için değil canım...
"Regl olman lazımdı vakti gelmişti." Gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. Tamam, bu kadar yakın olabiliriz ama... Benim periyodlarımı mı takip ediyor bu çocuk? Ben bile etmiyorum!
"Oldum zaten de... Eee yani?" Gerçekten olayı anlamamış halde ona bakıyordum. Alkım kafasını eğmiş tırnaklarını inceliyordu.
"Güzelim ağrın oluyor senin. Gel hadi seni eve götüreyim." Ev lafını duyar duymaz Alkım kafasını kaldırıp bana baktı. Oğuz'un kollarından hafif ayrıldım.
"Alkım hanım ile işimiz var. Evinden bir kaç kitap alacağız sonra gideriz Oğuz olur mu?" Beni kafasıyla onayladı. Bir kaç mırıltı çıkarttı. O yine arabaya binerken Alkım'a döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki İki Kadın
Chick-LitGirl*Girl "Kaptan, size bir şey söylemeliyim; Ben daha önce hiç uçak uçurmadım!!!" "Senin gibileri nasıl mezun ediyorlar?" "Ben mezun olmadım ki, son senem." "Üç senedir sadece tek tuşa basmayı mı öğrendin?" "Aw! Kusura bakmayın kaptan isterseniz...