-47-

8.8K 455 171
                                    

"...sonra ah şey bir de şu aralar bir kaç seviye sınavı olacakmış. O yüzden meşgul olacakmışım." Krakeri ağzıma atıp sakince çiğnemeye devam ederken, Alkım kameraya doğru eğildi.

"Bil bakalım ne oldu güzelim?" Yutkunup ona baktım. Onun gibi bilgisayar kamerasına yaklaştım.

"Ne oldu?"

"Özledim seni." Dudaklarımdan anlamsızca ve flörtözce bir 'Yaa' dökülürken Alkım'ın o kocaman gülümsemesini izledim. Doğrulup salatasını yemeye devam etti.

"Aybars dün okulun bitmesine rağmen eve dört saat geç geldin neden?" Bu kadın dün eve geç geldiğimi nereden biliyor?

"Sahile indim."

"Kiminle?" Salatasını öldürecekmiş gibi sert sert çatallarken gerilen sesi beni de germişti. Çatalındaki parçayı ağzına attı.

"Nazlı, Sedat ve Sahra ile." Yediği lokma boğazında kalınca suyla yutup bana baktı. "Tanımadığım insanlarla gezmeni istemediğimi söyledim diye hatırlıyorum."

Ah hadi ama Alkım. Bu da ne şimdi? "Aşkım bu insanlar hani dört senedir arkadaşım. Yani... Biraz fazla kıskanç davranıyorsun. Hem ben sana aşığım. Çok uzun süredir."

"Bana aşıktın lâkin, Hande ile takılıyordunuz!?"

"O takılma şey ama, yani üstünkörü bir şey. Uff Alkım." Dudağımı bükerek kafamı eğdim ve Alkım'a bakmadım. Tırnaklarımla oynamaya başlamıştım.

"Tamam, tamam dudak bükme. Gülümse bakayım. Begüm hanım nasıl?" Anneannemin iyi olduğunu söylerken ekranda Alkım'a bakıyordum. Londra'da olması tuhafıma gitmişti. Dün sabah burdaydı, dün akşam bambaşka bir ülkede uyudu. Ve bu gün bambaşka bir ülkede uyanıp benimle konuşuyor... Gerçekten tuhaf. Alkım bana bakarken ve hızlı hızlı gününü anlatırken sessizce ve gülümseyerek onu izledim.

"Alkım..." Sözünü kestiğimde önünden salatayı itip bana baktı.

"Çok tatlısın. Sevişmemiz gereken bir konu var." Zaten yüzünden hiç eksilmeyen gülücüğü, mümkünmüş gibi biraz daha büyürken parmaklarımı bilgisayarın ekranına sürttüm.

"Şunu öğrendim ki Aybars'ım... Sana çok alışmışım." Bunu onun dudaklarından duymak! Ah Alkım'ın o güzel sesinden sonra cennet ezgileri gelse ne fayda? "...ah ve ben senden uzaktayım ve sen yaramaz bir kızsın." Dedi kaşlarını çatarak. Bir sır söyleyecekmişcesine eğildim. O da eğildi.

"Bunu söyleyen kadın ne zaman yanlız kalsak kucağıma oturuyor." Söylediğimi dinledikten sonra doğrulup geri yaslandı. Derin bir nefes alıp Ayağa kalkıp tişörtünü çıkartırken onu izledim.

"Burada hava yağmurlu." Eğilip valizinden kıyafet çıkarttı. Geri yaslandım ve sevgilime baktım. Konuyu ne güzel değiştiriyor öyle.

"Hum. Burada bahar ve kelebekler uçuşuyor aşktan." Dedim karnımı göstererek. Bilgisayarını alıp masadan kalkıp yatağa geçti.

"Keşke diyorum yanımdaki yatakta olsan.* " Beni onaylayan bir ses çıkartıp bedenini yatağa bıraktı.

"Aşkım. Biliyorsun ki aramızdaki şey kavgalarla, tartışmalarla tehlikeye atılmayacak kadar güzel. Ama benim bazı sorunlarım var. Ve bence bunları çözmeliyiz Alkım. Bilirsin sağlam ilişkiler için..."

"Çözelim. Başla." İnce pikenin içine girip sarılarak bana baktı. Ne kadar tatlı bir şey bu. Sev, sev dur...

"Telefonuma olan nefretin..." Konuşmaya başlayacakken, yani aslında daha devam edecekken lafımı kesmişti...

Gökyüzündeki İki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin