-46-

9.3K 459 124
                                    

Elimdeki börekleri düzeltip diğer poşetleri de sol elime aktardıktan sonra cebimden anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. Sessizce mutfağa geçip masaya bıraktım poşetleri. Ceketimi çıkartıp koltuğun üzerine attıktan sonra dün gece Alkım ve Yaren ile dağıttığımız salonun tamamen toplanmış ve tertemiz olduğunu fark ettim.

Saat henüz 07:12'ydi. Alkım'ın uçuşuna ve benim dersime daha vardı. Salonu geçip Alkım'ın odasına ilerledim. Kapıyı yavaşça araladığımda yorgana sıkıca sarılmış uyuyan Alkım ile karşılaştım. Ellerini yastığının altına sokmuş sarı saçları dağılmış yüzüstü yatıyordu. Sütyen askısını görebiliyordum. Onun dışında üzerinde bir şey yoktu varsa da ben fark etmemiştim.

Odaya girip masanın üzerine elimdekini bıraktım ve yatağın üzerine doğru eğildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odaya girip masanın üzerine elimdekini bıraktım ve yatağın üzerine doğru eğildim. Önce sağ, sonra sol dizimle yatağa tırmandım. Alkım'a yaklaşıp yavaşça kendimi yatağa bıraktım. Elimi yüzüne gelmiş saçlara götürdüm ve usulca saçlarını yüzünden çektim. İrkildi ve hızlıca gözlerini açtı.

"Günaydın aşkım." Günaydın hitabıma karşın bana bir şey demeyip elini belime atıp beni kendine çekti. Kafasını yastıktan kaldırıp benim göğsüme doğru koydu ve derin bir nefes aldı. Sol kolu bana sıkıca sarılmıştı.

"Ne güzel bir sürpriz bu küçüğüm."

"Gece son beni gördün. Gündüzde ilk beni gör istedim."

"Ne iyi etmişsin." Elimi çıplak omuzuna koyup az önce komodinin üzerine bıraktığım karanfili elime aldım. Ve ona doğru uzattım. Yüzüne sürtünce rahatsızlıkla kafasını kaldırdı. Önce bana sonra beyaz karanfile bakıp karanfili eline aldı ve derin bir şekilde kokladı.

"Bana neden bu kadar çok çiçek alıyorsun?"

"Çiçekler eline çok yakışıyor da ondan."

"Sonra arsızlaşırım bak demedi deme." Kucağımdan doğrulup yarı çıplak üst vücudunu gözlerim önüne serdi. Üzerinde bir sporcu sutyeni altında siyah bir tayt vardı. Bacağını sağ tarafıma atıp dizlerimin üzerine oturdu. O elindeki tek karanfili incelerken ellerimi enseme alıp onu izledim.

"İstediğin kadar arsızlaş güzelim. Gülümsemen için çiçekçi alırım sana." Gülerek bana doğru eğildi ve yanağımı öptü. Hızla doğrulup ellerimi beline sardım. Ve dudaklarımı boynuna bastırdım. Bir iki üç derken üst üste boynunu öpmeye başlayınca kıkırdayıp geri çekildi. Kucağımdan ve yataktan kalktı.

"Aybars ama bunlar da kuruyacak. Sen bunu eve götür suya koy. Ölmesinler yazık." O sırada telefonu sesli bir şekilde çalmaya başladı. Telefona ulaşıp alarmını kapattım. Alkım elimden tutarak beni de kaldırdı. Giyinir diye beklerken yatağı düzeltmeye başlayınca ona yardım etmek yerine olduğum yerde durup onu izledim. Makyaj masasının önündeki pufa oturup bir kaç şey çıkarttı önüne.

"Duş alıp geleceğim. İstersen sen biraz televizyon izle ya da bekle işte. Çok uzun sürmez." Yanıma gelip dudağıma yakın bie yeri öpüp koşarak banyoya gitti. Mutfağa geçip kahvaltı hazırladım. Biraz oturdum ve Alkım'ı bekledim.

Gökyüzündeki İki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin