Gökyüzündeki İki Kadın

-51-

"Gitme benimle kal." Ayağa kalkacakken onu geri çekip yatakta üzerine çıktım. Alkım beni hafifçe iterek derin bir nefes aldı.

"Aybars yarın dersimiz var zaten. Hadi güzelim izin ver bana uyumalıyım artık." Daha sıkı sarılınca nefesini sesli bir şekilde dışarıya verdi.

"Alkımm. Çok özlemişim ben seni ya. Ayrılmak istemiyorum."

"Aybars, gitmeliyim. Kendine gelir misin!"

"İyi be git." Üzerinden kalkıp masama geçtim. Alkım yataktan kalktı ve bana doğru bakıp güldü. Yanıma doğru yaklaşıp bacaklarını açarak kucağıma oturdu. "Ne o ufaklık kovuyor musun beni?" Ellerimi beline sarıp kafamı boynuna gömdüm gözlerimi kapatarak kokusunu içime çektim. Garip bir şekilde mırıldandım.

"Ah, seni hissetmeye bayılıyorum kadın." Öyle mi? Dercesine kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı. "Gökyüzünde tanıdım seni, gökyüzünde sevdim. Seni gökyüzünden bile çok seviyorum kadın." İnci gibi sıralanmış dişlerini sergileyerek kıpırdandı. Ona yaptığım iltifatlara aşk dolu bakışlar, tutku dolu hareketlerle karşılık veriyordu.

"Seni evine bırakayım sevgilim." Kucağımdan kalkmasına yardım edip elini kibarca tuttum. Kapımı açıp önden gitmesine izin verdim. İnce vücudunu arkadan süzerken anneannemin şen kahkahasıyla kendime geldim.

"Ay amma çalıştınız siz de. İnşallah Aybars'ım üniversiteleri kazanır da ben de görürüm ölmeden."

"Ya anneanne neden öyle diyorsun sen benim minik Aybars'larımı da göreceksin." Alkım'a göz ucuyla bakınca utanıp kafasını eğdi. Ayla da bunu fark etmişti. Gülerek ikimizi süzüyordu. "İnşallah kuzum inşallah. Ee Alkım kızım hazırlanmışsın erken değil mi?"

"Gideyim ben Begüm hanım. Biraz yorgunum. Bu günü sizinle geçirdiğim için çok memnunum. Teşekkür ederim efendim. Bu arada seninle tanıştığıma çok sevindim Ayla."

"Sanırım seninle daha çook görüşeceğiz Alkım'cığım." Onu gülerek onayladı. Alkım'ı eve bırakacağımı söyleyip sevgilimle beraber evden çıktık. Arabama bindiğimizde Alkım bana döndü.

"Anneannen... Bir şeyler sezmiş gibi."

"Olabilir sevgilim. Zeki kadındır. Eşcinselliğimi fark etmiştir büyük ihtimalle sadece görmezden geliyor. Ne kadar zor bir şey tahmin edebiliyorum. Hem öğrense de sıkımtı olmaz bebeğim."

"Saçımı boyayabilir miyim?." Dedi aniden sesini yükselterek ona döndüm. "Neden?" Kafasını eğip omuzlarını yukarı kaldırdı. Tabii ki bir nedeni yoktu. Bir kadın saç boyayacağım dediğinde boyardı. "Bebeğim bunu bana sormana gerek yok ki, istediğini yap."

"Bilmem ki Taner böyle şeylere karışırdı."

"Bak güzelim ben de bazı şeylere karışıyorum. Ama bu konuda sadece görüş bildirebilirim seçim senin. Ben seni her halinle beğenirim. Ne renk yapacaksın bakalım?"

"Kahverengi."

"Millet sarışın olmaya çalışır benim hatun sarışınlığınlığını bozuyor. Ee hadi bakalım biraz da kestane dirye seveyim seni. Ya da fındık." Sırıtarak telefonuna döndü. Sitesinin otoparkına girip usul bir köşeye arabayı yanaştırdım ve arabayı durdurdum. Alkım bana doğru baktı.

"Bana öyle bakma. Güzel bakışlarım altında eziliyorum. Utanıyorum sevgilim. Senin kadar beni seven bir kadın... Benim kadınım ve hayalimin gerçekleşmesi. Benim gibi biriyle işin olacağını hiç düşünmemiştim." Sigaraya elim gitti içinden bir tane çıkartırken Alkım koltukta bana doğru döndü.

"Hayat çok ani ve ben seni sevmekten ölesiye korktum. Ama iyi ki seni sevdim. İçimde yaşamaya başladın Aybars. Tam şurada." Elimi göğsünün üzerine götürünce muzip bir bakış atıp göğsünü kavradım ve üzerine doğru eğildim. Dudaklarımla, dudaklarını kavrayınca bana karşılık vermek için doğruldu. Sigaramın yandığını hatırlayınca geri çekilip bir duman aldım ve biraz açık bıraktığım camdan dışarıya doğru üfledim.