"Yeter gülme artık."
Evden çıkarken hala Alkım'ın suratındaki kızarıklığa gülüyordum sevgili Yaren cidden tokat atmıştı. Yaklaşık 10 dakika önce. Ama hala kızarıktı. Evden dışarıya çıkınca arabanın evin önünde olduğunu gördüm. Yaren arabanın arka koltuğuna oturmuştu. Elimdeki çantayı onun yanına bırakıp sürücü koltuğuna geçtim. Alkım da arabaya binince kontağı çalıştırdım. Sakin başlayan bir araba yolculuğuydu. Önümüzde uzun bir yol vardı ve Alkım ile Yaren didişip duracak gibilerdi.
"...Ya sence? Sen ne düşünüyorsun Aybars?"
"Oh ne konuda?"
"Murat ve Seda tabii ki..."
"Ah bilmem ki yakışıyorlar." Dememle ikisinin de inanmaz gözleri bana döndü.
"Yakışıyorlar mı?" Diye bağırdı ikisi de aynı anda kulağımın dibinde. Tek elimle hemen sağ kulağımı kapattım.
"Ya ne bağırıyorsunuz ya?" Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Onlara değil yola odaklanmıştım sonuçta. Alkım elini koluma koydu. Ona ve koluma baktım. "Aybars. Onlar yakışmıyor. Seda daha iyisini bulabilir." Dedi gözlerime bakarak. Kafa sallayarak onu onayladım. O sırada telefonum çaldı. Yaren çantamı öne attı Alkım'a baktım.
"Telefonu verir misin?" Alkım çantamı açıp içinden telefonumu buldu ve elime verdi. Sedat arıyordu. Hopörlere alıp vitesin yanına bıraktım telefonu.
+Ne söyleyeceksen çabuk söyle. Çünkü araba kullanıyorum
-Hande bende.
+Niye? Hande neden sana gelsin ki?
-Senin için. Aybars'ın yerini söyle dedi eve gidip seni bulamamış.
+Sen telefonu ona versene...
...
+Hande? Ne oldu güzelim?
-Bana sen lazım. Ne zaman geliyorsun?
+Salı akşamı bize gel.
-Tamam. Görüşürüz. İçer miyiz?
+Hafta içi dersin yok mu senin?
-Var. Ama sorun değil.
+Olur o zaman.
-Görüşürüz. Seni seviyorum Aybars.
+Görüşürüz Hande'ciğim.
Telefon kapandı. Alkım bana bakıyordu. Ellerim direksiyonu sıkmayı bırakmıştı. Kimse konuşmuyordu. Radyoyu açtım. Tam ben şarkı hevesine girecekken, Alkım uzanıp radyoyu kapattı.
"Hande kim?" Sert bir üslupla konuşuyordu. Kafamı yoldan çevirip ona baktım. Beni inceliyordu.
"Arkadaş." Diye mırıldandım.
"Demek arkadaş." kafasını cama doğru çevirdi. Telefonumun kilidini kaydırıp gelen mesaja baktım. Yine Hande'dendi. Aniden telefonum elimden uçtu. Telefonu elimden alan Alkım'a doğru çevirdim kafamı hızla.
"Bana arkadaştan öte gibi geldi." dedi Hande'nin bana gönderdiği fotoğraflara bakarak. Elleri klavyede dolanıyordu. Kendi numarasını yazdığını gördüm.
"Demek Gökyüzümün Kraliçesi oh..." Sesi yumuşamıştı. Bana çok mutlu bakıyordu. Sanki az önce bana trip atan kendisi değildi. Telefonumu karıştırmaya başladı umursamadım. Galerimde uyurken çekilmiş fotoğrafları vardı. Onları görecekti. Ah olmayan s*kimde değil.
"Aybars. Yarın seminer var.'' dedi telefonumu karıştırmaya devam ediyordu.
"Biliyorum Alkım. Proje düzenleme kolundayım. Semineri ben ayarladım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki İki Kadın
Literatura FemininaGirl*Girl "Kaptan, size bir şey söylemeliyim; Ben daha önce hiç uçak uçurmadım!!!" "Senin gibileri nasıl mezun ediyorlar?" "Ben mezun olmadım ki, son senem." "Üç senedir sadece tek tuşa basmayı mı öğrendin?" "Aw! Kusura bakmayın kaptan isterseniz...