21.Bölüm • Cüretkâr Teklif

10.6K 819 1.1K
                                    

Arkadaşlar şuraya birkaç soru yazmam gerekiyor ve bu soruya hayalet okuyucuların bile cevap vermesini istiyorum. Çünkü benim için aşırı önemli. Uzun şey yazmanıza gerek yok elbette, birkaç kelime yeter. Dürüstçe cevap verin, buna göre biraz akışı değiştireceğim, bir şeyler yapacağım.   

Sizce bölümler sıkıcı ve durgun mu?

Lev ile Darya'nın ilişkisi nasıl?

Aşk çok mu ön planda?

Ve sizce 1.kitap mı daha güzel, bu kitap mı?

Olaylar çok mu hızlı ilerliyor? 

Rahatsız olduğunuz bir şey var mı? 

Rahatsız olduğunuz bir şey var mı? 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  ♚  

Vera'nın gözlerinin açılışını, dudaklarının aralanışını gördükten sonra ağrı, kalbinde ve gözlerinde nüksetti. Sertçe yutkunarak arkasını döndü ve gitmek için birkaç adım attı.

Ama işittiği ses ile beraber duraksadı: "Buna izin vermeyeceğim."

Darya, tekrar Vera'ya döndü. Soru sorar gözlerle baktı ancak hiçbir şey demedi.

"Göreceksin. Bana dokunamayacaksın bile. Bunun olmasına izin veremem. Sen bana zarar veremeyeceksin, bana zarar veremeyeceksin." Gözleri iri iri açılırken dizlerini iyice göğsüne dayadı ve yerinde sessizce sayıklamaya başladı. Kız, soğuk soğuk terler boşaltıyordu. "Bana dokunamazsın. Git. Git. Gidin. Git..." Sesi zar zor anlaşılıyordu.

Darya, Vera'nın gerçekten de delirmiş olduğunu düşündü. Onun söylediklerini ciddiye alamazdı. Aklî dengesi cidden bozulmuştu. Zaten burada bozulmazsa garip olurdu. Çünkü burası cidden insanı delirtecek cinstendi.

Diğerleri muhafızların açtığı kapıdan çıkmadan önce onlara yetişti ve zindandan beraber çıktılar.

Kulelerin arasından geçip saraya geri döndüler; Darya, odasına uğradı. Çünkü kuşanması gereken kılıçlar, hançerler vardı. Son zamanlarda yaşadığı tehlikeli şeyler yüzünden tetikte olması gerekiyordu. Ölme riskini pek göze alamazdı. Bu yüzden kemerine bir kılıç astı, yanına da iki adet hançer aldı. Zira gitmesi gereken bir yer vardı; Pjotr'un yanına gitmesi gerekiyordu. Bundan dolayı bir at almak adına ahıra doğru gitti.

Ahıra gittiği anda burnuna kötü bir koku geldi. Saman, at pisliği ve daha nice kokular... Burnundan nefes almamaya özen göstererek seyis köleye döndü. Cılız, yaklaşık on beş yaşlarındaki erkek çocuğu omuzlarını dikleştirdi ve Darya'nın ne yaptığını izlemeye başladı.

Darya kendine koyu kahverengi küheylan seçti. Seyis, kısrağı çıkarıp ona verdi. Darya, küheylanı yularından tutup avluya çekerken atın yelesi, parlak güneş ışığı altında ışıldadı. Tüyleri yumuşacıktı ve eğitimi de iyi gibiydi.

ÖLÜMCÜL TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin