Darya bu sesle beraber irkildi ve bej ile eflatun renginin buluştuğu duvara daha fazla sindi. Söylemese daha mı iyiydi? Ne yapacağını bilmiyordu ve zihni karmakarışıktı.
Koridordan geçen bir kölenin elindeki tepsideki bir bardak suyu izinsiz kavradı ve suyu başına dikti. Kölenin homurdanmasını ve ona dik dik bakmasını görmezden gelerek boş bardağı tekrar tepsiye koydu. Köle yürümeye devam etti.
Darya ayağıyla ritim tutmaya başladı. Odaya girmeli miydi, bilmiyordu. Biraz daha beklemenin daha mantıklı olacağı kararına vararak orada durmaya devam etti.
İçeriye girince ona ne diyecekti? Bunları zihninde belli belirsiz ayarladıktan sonra söyleyeceği şeylerin çok saçma olduğu fikrine vardı ve doğaçlama takılmaya karar verdi. Ucunda ne olursa olsun bir yalanla yaşayamazdı. Bu ona yük veriyordu. Ama yine de o isyancılara zarar gelmesini de istemiyordu çünkü onlar, iyi bir amacın peşinden gidiyorlardı.
Biraz bekledikten sonra kapıyı tıklattı ve tekrar içeriye girdi. Gözüne ilk, kırılmış porselen vazo çarptı. Onu fırlatmış olmalıydı.
Gözleri Lev ile buluştuğunda onun yatakta oturup düşündüğünü gördü. Darya'ya bakmaya tenezzül bile etmemişti ve bu da, Darya'nın çok daha fazla kötü hissetmesine sebep olmuştu.
Kapıyı örttü ve yavaşça ona doğru adımladı. Sakinleşmiş gibi görünüyordu ama emin değildi. Her an patlak verebilirdi, onu az çok tanıyordu.
Karyolanın aşağısına, komodinin yanına oturdu ve ona bakmayan Lev'e bakmaya devam etti. Derin bir nefes aldı. "İyi misin?" diye sordu.
Lev, beklenmedik kadar sakin ve alçak bir sesle, "İyiyim," dedi.
Darya, bunun bir yalan olduğunu biliyordu. "Beni dinleyecek misin?" Gerçi dinlese bile, yaptıkları haklı bir şey değildi.
Lev kafasını kaldırdı ve gri gözlerini, onun yeşil gözleriyle buluşturdu. Darya'nın kalbi tekledi ve ardından, sanki göğüs kafesinden fırlayıp çıkacakmışçasına hızlıca atmaya başladı. Heyecanı ve gerilimi, onun geçmişini ve hırsını koyduğu grilerinde, doruğa çıkıyordu.
"Evet."
Darya'nın içi, evet kelimesini duymayla beraber biraz olsun rahatladı ancak bu, korkusunu ve endişesini hiç de dizginleyemedi. "Bir gün, odada sen yokken bana mektup yolladılar," diye söze başladı. "Mektubu okudum; mektup, o isyancılardan gelmişti ve buluşmayı teklif ediyorlardı. Ben de, belki de bu cinayetleri önleyebilirim diye onlarla buluşmaya gittim..."
Lev söze atladı: "Neden bana haber vermedin?"
"Bilmiyorum," dedi Darya gözlerini kaçırarak. "Beni göndermezsin diye korktum. Bilirsin, Lordhorlular..." Ardından yavaşça anlatmaya devam etti: "Onlarla buluştum ve bana, yeşiller için savaş veren isyancı olduklarını söylediler. Hatta fosil tırnağı kullanmak istediğini anlattılar. Ve bilirsin, yeşiller söz konusu olunca biraz heyecanlandım ve biraz düşündükten sonra onlara katılmaya karar verdim. Ama fosili kullanmayı tek bir an bile aklımdan geçirmedim. Yemin ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL TUTKU
FantasyFantastik #6 Yeşil Prenses serisinin 2. kitabıdır. 1. kitabı Yükseliş'tir. İçimizdeki karanlığı bir mum ışığıyla yok edemeyiz. ♕ Kim bilirdi ki bir kölenin bu kadar yükseleceğini? Bir kralın tutkusuna, arzusuna esir kalacağını... Ama kendisinin...