22.Bölüm • Gümüş Kılıçların Savaşı

9K 748 136
                                    

Yutkundu, Rigane'nin gıdıklayıcı nefesi ta kulağına kadar ulaştı ve bu da tüylerinin diken diken olmasına sebep oldu. Ama bu daha çok Lev'in bakışlarındandı. Çenesi kasılmıştı ve gözlerine karabulutlar inmişti.

Rigane birkaç adım geri çekildi ve cevap bekleyen bir surat ifadesiyle baktı. Sarı saçları terden alnına yapışmıştı. Yüzünde her ne kadar alaycılık olsa da bir o kadar kaygı vardı. Dudakları ise tedirginlikle kasılmış, alt dudağını dişlerinin arasına alıp geri çıkarmasıyla parlamıştı.

Kesinlikle dış görünüş olarak Lev'den epey farklıydı. Sarı saç, maviye ev sahipliği yapmış şirin bakan yuvarlak gözler, fazlaca beyaz olan ten rengi, çıkık ve yüz hizasından biraz ileride dudaklar; ince ve kasları çok yoğun olmayan bir fizik... Aslında Lev daha fazla çekici ve yakışıklı olmasına rağmen Rigane de fena değildi.

Bu düşünceleri kafasının bir köşesine attı ve kendini gerilime, kuşkuya teslim etti. Kafasını onaylarcasına aşağıya ve yukarıya hafifçe salladı, gözlerini Lev'den ayırmadı.

Rigane gidince Darya kendini avcısıyla karşılaşan, kapana kısılan bir av gibi hissetti. Belki de bu hissiyatı, Lev'in bu garip bakışları yüzündendi.

Lev birkaç adım öne geldi ve Darya'ya yaklaştı. "Sana ne dedi?" diye sordu. Kaşlarındaki çatıklık yoğunlaşınca sert bakışları daha fazla depreşti.

Darya kılıcının kabzasını daha fazla sıkınca kabzanın çıkıntıları yumuşak tenine battı. "Önemli bir şey değil." Tekrar saldırmaya hazır olan pozisyonunu alınca bronz zırhının altındaki göğsünün gerildiğini hissetti.

"Demek önemli değil," dedi Lev, kılıcını yukarıya kaldırırken. "Eminim ki öyledir." Tek adımını öne çıkardı. "Öyle olsun, bunu söylemen için sana yalvarmayacağım."

Darya kılıcını Lev'in kılıcına vurunca metallerin gıcırdama sesi duyuldu. "Önemli olmadığını söyledim."

"Bir de bana sevimsiz diyor," diye homurdandı Lev, kılıcını Darya'nın kılıcına sürekli vurup onun kılıcını düşürme noktasına gelene kadar. "Sevimsiz olan kim acaba?"

Darya, Lev'in gücünden kurtuldu ve onun zırhına sertçe vurdu. "Her şeye sinirleniyorsun. Sadece şaka yaptı." Zırha yeniden kılıcını savuracakken Lev hızla hamleden kaçındı ve kılıç, arkasındaki ağaca saplandı.

"Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?"

"Hayır, birini öldürmeyi öğrenmeye çalışıyorum." Lev, Darya'nın zırhına kılıcını vurunca Darya tökezledi, ama kılıcı hâlâ elindeydi.

"O zaman daha çok çalışman gerekecek."

Darya kılıcını durmaksızın Lev'in kılıcına savururken boğuk nefeslerinin arasından, "Çalışıyorum," dedi.

"Dur, Darya," dedi Lev. Ama Darya durmayınca daha yüksek bir sesle, "Darya, sana dur dedim!" emrini vermek zorunda kaldı.

Darya durdu ve soru işaretleriyle ona bakarken ellerini dizlerine yaslayıp derin nefesler almaya başladı.

"Seninle çalışamıyorum. Senin için biraz fazla güçlüyüm ve sana yanlışlıkla zarar vermekten korkuyorum. Ayrıca biraz da kendi seviyene yakın birileriyle ciddi bir dövüş içerisine girmelisin, yani sadece bu günlük. Talimini sana ben vermeye devam edeceğim ileriki günlerde."

"Nasıl?"

"Savaş çok yakında ve hedeflerden biri de sensin. Bu da zorluklarla ve cengâver insanlarla karşılaşacağın anlamına geliyor. Elimden geldiğinde yanında durmaya çalışacağım ancak sen de biliyorsun ki her saniye yanında duramam. Kendini az da olsun savunmayı bilmek ve bunu denemek zorundasın. Ayrıca başımıza şu çarpı işaretleri denen saçma şeyler de çıktı. Ve gel gör ki yine asıl hedef sensin. Buraya bir suçlu olarak gelirken hiç de böyle şeyler olacağını tahmin etmezdim." Gözleri derine daldı; birkaç saniye sonra tek kaşını kaldırarak tekrar Darya'ya baktı. "Her neyse, ister misin? Düello gibi bir şey ancak yalnızca kendini denemek amaçlı..."

ÖLÜMCÜL TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin