27.Bölüm • İhanetin Arkasındaki Hançer

7.1K 747 322
                                    


Ve parmaklarının boğumları çamura bulanmış köle kız, tüm dünyaya masumiyetinin simgesiyle ve fark edilmemiş gücüyle nam salmış zarif bir hedef haline geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve parmaklarının boğumları çamura bulanmış köle kız, tüm dünyaya masumiyetinin simgesiyle ve fark edilmemiş gücüyle nam salmış zarif bir hedef haline geldi. 

  ♚  

Ertesi gün akşam saatlerinde, askerlerin savaş için yola çıktıklarını öğrendi Darya. Bu epey karanlık bir havadisti ancak bu bir zaferin de çağrısıydı.

"Tanzanit ejderhasını uyandırdık," dedi Lev, yemek masasındaki sandalyesinde otururken.

Darya, başköşede oturan Lev'e baktı. Lev sadece Darya'ya konuşuyordu ama onun çevresinde olan kişiler de onu duyuyordu. "Düşmanları ne zaman yaktıracaksınız, majesteleri?" diye sordu, ses tonunun ve konuşma şeklinin mesafeli olmasına dikkat ederek.

"Akşam muhtemelen çadırlarına çekilecekler ve savaş, ertesi sabah devam edeceği üzerine sözleşerek ayrılacaklar. Bu sırada Tanzanit onlara doğru gidecek ve gece, onların çadırlarını da, askerlerini de yakacak. Böylece onlar savaşmayı sürdürmediği sürece galip gelen biz olacağız."

"Eğer antlaşmayı reddedip savaşı devam ettirirse ne olacak?"

"İmkânsız," dedi Lev, tabağındaki patatesli rostodan bir parça kesip ağzına atarken. Yemeye pek hevesli olmadığı barizdi ama yemek zorundaydı. Tatsızca çiğnemeye başlayınca çenesi kasıldı. "Savaşmaya yetecek kadar askerleri kalmayacak. Ben, Komutan Remtha'ya ve Sergei'ye güveniyorum. Onlar bu işi başaracak."

"Umarım, majesteleri. Umarım."

"Yemekten sonra odana çık; muhafızınla ve kölenle tanışacaksın."

Darya dudaklarını araladı ve önündekilere baktı. Çekiniyordu, hatta utanıyordu. Ona ait bir muhafızı ve kölesi olacaktı. Bu çok tuhaf bir histi. Rahatsız ediciydi. Ama asla o altınlar gibi olmayacaktı. Buna izin veremezdi. Katiyaslavi'ye dua etmek istedi ama etmedi.

Onun tanrıçası, erdenlik ve masumiyet tanrıçası Devstvennitsa idi.

Bu fikre gülümsedi ve tabağındaki yarım yamalak şeylere baktı. Közde kızartılmış patates, morina filetosu, mantar, biraz da incir...

Yemeklerinden yiyip, şarabından biraz daha içtikten sonra masadan kalktı ve yavaş adımlarla odasına yol aldı. Saray huzursuzdu. Savaş çıkacaktı, belki de daha büyük olaylar olacaktı ve bu olayların da sarayı etkileyeceği aşikârdı. Ama bu durum için Darya, diğer insanlardan daha fazla tedirgindi. Hatta tedirginlik onu bir bir yiyor, onu avuçlarının içine alıp sıkıyordu.

Odasının önünde durdu; bir şaşaalı kapısına, bir kapının yanındaki Predezia muhafız üniforması muhafıza, bir de uzun saçlarını örmüş olan esmer kıza, köleye, baktı. İkisini de gözleriyle süzdü. Bunlar, Lev'in ona gönderdiği kişiler olmalıydı.

ÖLÜMCÜL TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin