♚
"Zamanın doldu, Tydosia Manys."
Adam, feri donuklaşmış koyu kehribar rengi gözlerini, Tydosia'nın üzerinde gezdiriyordu. Gözaltları biraz morarmıştı ve bu da, uyumadığını ele veriyordu. Adamın, Tydosia'nınkine nazaran çok daha açık renkli olan tenine, kulübenin içindeki yoğun ve karanlık gölge düşmüştü.
"Biraz daha kalamaz mıyım?" diye sordu Tydosia.
Adam netlikle, "Hayır," dedi. "Sözünü tut."
Tydosia kafasını olumlu anlamda salladı. Buradan gitmek, ölmek istemiyordu. Biliyordu ki dışarıya adım attığı anda kraliyet takipçileri, muhafızları, her neyse, onu bulacaktı. Üstelik bu adam her ne kadar sinir bozucu biri olsa da onu sevmişti. "Tamam," diye homurdandı. "Gideceğim."
Adamın dudakları hafifçe yukarıya kıvrıldı.
"Öyleyse bana kıyafetlerinden ver. Hemen yakalanmak istemiyorum," diye mırıldandı Tydosia.
Adam gözlerini devirdi ve kıyafetlerini koyduğu dolaba yöneldi. Birkaç koyu renkli parçayı ona attı. "Eski sahibenin yanına git."
Tydosia bu anlık cümleyle beraber şaşırdı. "Ne?"
"Sana ne diyorsam onu yap." Adamın sesi daha çok emir vericiydi.
"Neden?" diye sordu Tydosia, kaşlarını çatarak.
"Bir şeyler biliyorum. Bir şeyler gördüm." Adam, belini dolaba yasladı. "Şimdi ise sorgulama ve oraya git."
"Tabii eğer yolda beni yakalayıp öldürmezlerse."
"Burası beni ilgilendirmez, Manys. Sana bir at vereceğim ve o atla gideceksin. Ölüp ölmemen, inan umurumda değil."
Tydosia, bunun bir yalan olduğunu biliyordu ama istifini bozmadı. "Tamam," dedi. Tiee'nin yanına neden gideceğini çok merak ediyordu.
"Sana bir şey anlatacak," diye açıkladı adam. "Saraya gitti, seni aradı ancak bulamadı."
"Sen bunları nasıl biliyorsun?" derken, bir yandan da kraldan çaldığı ve kısa bir süre önce çok kirlenmiş olan cüppenin düğmelerini açıyordu Tydosia.
Adam, Tydosia'nın sorusunu karşılıksız bıraktı çünkü o da, Tydosia'nın bu sorunun cevabını bildiğini biliyordu. Görüler...
Adam, kendisininkine nazaran daha kaslı ve daha yapılı gövdesini süzdü Tydosia'nın. "Seni, sandığın kadar seri bir şekilde aramıyorlar çünkü başlarında senden daha büyük dertler var," diye tekrar bir açıklama yapma ihtiyacı duydu, gözlerini ondan ayırmayarak.
Tydosia'nın kalbi, bunu duymayla beraber tekledi ve heyecanlandı. Duraksayıp ona baktı. "Nasıl?"
"Kraliyet, ucuz bir köleyi arayamayacak kadar meşgul. Bilgin olsun diye söylüyorum, aradıkları şey daha büyük: yeşil isyancılar var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL TUTKU
FantasyFantastik #6 Yeşil Prenses serisinin 2. kitabıdır. 1. kitabı Yükseliş'tir. İçimizdeki karanlığı bir mum ışığıyla yok edemeyiz. ♕ Kim bilirdi ki bir kölenin bu kadar yükseleceğini? Bir kralın tutkusuna, arzusuna esir kalacağını... Ama kendisinin...