Yeni Bir Hayat: İnsanüstü Kraliçe

Yardım Kararı

     Yatakta öylece uzandım ve kendimi, hayatımı sorgulamaya başladım. Neden ben ha, neden! Ben böyle bir hayat istemedim ki. Ben herkes gibi ailesiyle yaşayan bir liseli olmak istedim. Sonra üniversiteye gidecektim, bir mesleğim olacak sonra âşık olacaktım... Sıradan bir genç kız gibi olmak istiyordum.
     Hayatım, kaderim, ne olacağım... Hepsi ben daha doğmadan önce belirlenmişti. Bana sorulmadan, isteklerim umursanmadan... Ben bir melez olmak, ben kraliçe olmak istemiyorum ki, insanüstü problemler yerine ergenlik problemlerimle uğraşmak istiyorum ben, ne bir vampir, ne bir kurt, ne bir sihirbaz, ne de bir element kontrolcüsü olmak istiyorum. Yalnızca sıradan bir ergen olmak istiyorum. Maceraya, aksiyona, kavgalara gerek yok ki.
     Arkadaşlarımı korumak adına bile olsa, ben kraliçe olmak istemiyorum. Layla hafızamı ilk o gün silmişti, annemin ve babamın katledildiği gün... Keşke ben de ölseydim o gün, o zaman bu kadar acı çekmezdim ve benim yüzümden acı çekenler​ de olmazdı. Mesela Mira... Ona yardım etmek ne kadar zor olabilir ki? Eğer korkularımı yenersem tabi. Peki ya onları nasıl yeneceğim, nasıl korkusuz olacağım? Onu nasıl kurtaracağım? Hayat benim için çok zor bir hâl aldı, yardım alabileceğim bir annem ya da babam yok ki benim ya da normal hayatım.
      Derin bir "ah" çekip yataktan kalktım. Kendi kendime artık bir çocuk olamadığımı ve sorumluluk almamın vakti geldiğini söyledim. En azından Mira'ya yardım etmeliydim değil mi?
    Şu anda gidebilecek iki yerim vardı. Uzay veya Layla. Layla'nın yanına gitmek mi, hah bunu yapamam. Annemle babamı kurtarmayıp beni kurtaran birinin yanına gidemem. O zaman Uzay'ın yanına gitmeliyim. Mira benim için değerli biri ve onu kurtarmak benim görevim. Daha sonra bütün bunları unutabilirim değil mi?
     Elime telefonumu alıp numarayı tuşladım. Uzay telefonu anında açtı. Sonuçta bir vampirdi, hızlı olmalıydı. Hemen niyetimi anladı ve:
- Geliyorum, sana minnettarım, dedi. Beş dakika içinde kapım çaldı. Uzay'ın geldiğini anlamıştım, çok yavaş gelmişti. Bir insana göre hızlı, bir vampire göre yavaş. Şehir dışından gelmişti yani yaklaşık bin kilometre uzaklıktaki bir yoldan geliyordu ( az olan buysa 😮yazar notu) bir vampirin bu kadar yolu bir dakikada gelmesi gerekliydi. Tabi rengine göre değişir ama Uzay galiba orta seviye bir vampir yani bir dakika ona göre bir süre. Ya da gücü yerinde değil. Umarım beslenmiştir çünkü kanım bir vampirin en seveceği türden bir kan. Sıfır negatif kan. Vampirlerin sevdiği saf kan.
Arkadaşlar biraz kısa oldu ama idare edin. Tabletim elime verildiği zaman hemen yb atacağım zaten ama bölümlerin zaman aralıkları uzun olur veya günü gününe olur orasını bilemem. Ama size şunu söyleyeyim daha uzun bölümler yazacağım. Yazardan ufak bir not 😊