Yeni Koruyucu Ahenk

112 8 0
                                    

       Gerçekten kafayı iyice yedim ben. Vampirmiş... Biraz kafa dağıtsam iyi olur, hem ne zamandır Arya'yla vakit geçirmiyorum. Ufak bir mesaj ve tamam, kabul edildi. Birazdan burada olur. Ben de kitabıma devam edebilirim.
        Zilin çalmasıyla yerimden zıpladım. Arya gelmişti. Hemen dışarı çıktım ve alışveriş yapmaya gittik. Alışveriş merkezi bugün biraz tenhaydı. Arya:
- Sen, Mira'yla tanıştığından beri beni unuttun, diye trip attı.
- Hayır, sakın öyle anlama. Biz seninle ondan daha uzun süredir arkadaşız, ben sadece onunla biraz daha kaynaşmak istedim, dedim.
- Sadece şaka yapıyorum, senin niyetini ben de biliyorum, dedi ve gülmeye başladı ben de gülümsedim. Karnım çok acıkmıştı, bulduğumuz ilk restorana girdik. Ben afedersiniz ama ayı gibi yedim. Daha sonra Arya beni bir mağazaya soktu, burası cennet... Arya hemen gördüğü bir elbiseyi denedi. Benim kankam işte yakışmaz mı? Yakışır...
- Kızım çıkar şu elbiseyi yoksa biri kapçak seni, dedim.
- O kadar mı yakıştı?
- Sana ne yakışmaz ki.
- Haklısın, dedi ve kabine tekrar girdi. Giyinip çıktığında o denediği elbiseyi aldı. Daha sonra beni kolumdan tuttuğu gibi başka bir mağazaya soktu. Orada ona kısmet yoktu; ama benim için çok güzel bir elbise vardı. Hemen denedim. Kabinden çıktığımda Arya:
- Hemen içeri, hemen hemen hemen, diyip beni kabine itti.
- Ne oluyor, dememe kalmadı beni kabine itmişti. Telefonumun titremesiyle bana mesaj attığını anladım. Mesajda" Bir adam buraya geldiğimizden beri seni gözlüyor; ama çoooook yakışıklı ve galiba bizimle yaşıt." yazıyordu. Gözlerimi devirmeden edemedim. Bu sefer de" göz devirme" diye mesaj attı. Kankam işte beni nasıl tanıyor. Ben kendi kıyafetlerimi giydim ve denediğim elbiseyi alıp kabinden çıktım. - Elbise çok yakıştı, alıyoruz, dedi ve beni kasaya sürükledi. Ben elbisenin parasını verdim, bir kafeye girdik. Oturduk ve bana yine mesaj yazdı. Yani kız yanımda niye ağzıyla söylemiyor ki? Belki de utanıyor. "Saat üç yönünde" yazmış. Kafamı o yöne çevirmeden gözlerimi kullanarak o tarafa baktım. Haklıydı, yakışıklı bir çocuktu. Offf ne diyorum ben? Birden bir ses duydum "galiba kız bu, evet bu o" bir saniye bu ses o çocuktan geliyordu; ama ağzı kıpırdamıyordu ki.
" Dik dik bakıyor, kesin düşüncelerimi okuyor, çok bariz bu o kız. Peki şu meşhur yardımcılar bir nevi koruyucular nerde? İz yok, o zaman iş tamam. Seni öldüreceğim için özür dilerim, güzel bir kızmışsın da. Yazık olacak." Bunları kimse duymuyor mu? Ya öldüreceğim diyor, duymuyorlar mı? Kendi kendime hayaller görüyorum, kesin bir uzmana görünmeliyim.
        Ben bunları düşünürken o çocuk ayağa kalktı ve benim telefonum titremeye başladı. "Kızım, buraya geliyor, baksana!!!!" ah be kanka; ama bir saniye! Cidden buraya geliyor. Bizim masaya yaklaşırken yine bir ses duydum ve yine o çocuktan geliyor: "Şimdi onun masaya giderim, ona biraz benimle gelir misin derim, zaten çok yakışıklıyım kesin kabul eder. Ondan sonra öldürürüm. Olmadı kafede öldürürüm, büyücüler ne güne duruyor, silsinler insanların hafızasını" diyor. Bizim masanın önüne gelince durdu. Elini masaya dayadı ve öteki eliyle saçlarını karıştırdı, utangaç bir şekilde ve biraz da kekeleyerek :
- Şey, hanfendi, dedi. Arya alttan alttan beni dürtünce:
- Evet, dedim.
- Ben bir müddettir sizi izliyorum ve yanlış anlamayın; ama çok güzelsiniz.
- Eeeeee?
- Hele o mağazada denediğiniz elbise size çok yakıştı. Benimle biraz dışarı gelir misiniz?
- Afedersiniz?
- Gelirseniz çok sevinirim.
Telefonuma mesaj geldi " Git kızım git, kısmetin geldi giiiiit" yazmış. Deli kız.
- Niye geliyim ki, dedim.
- Lütfen, rica ediyorum.
- Üzgünüm; ama sizi tanımıyorum. Bunun için gelemem.
- Lütfen.
- Artık giderseniz sevinirim.
- Bir dakika gelseniz ne olur?
- Gelemem ve artık gitmezseniz polis çağırmak zorunda kalacağım.
- Sen de yettin be, derken cebinden bir çakı çıkardı.
- Hop hop hop, ne oluyoruz? Sakin ol, o çakıyı bırak.
- Ben vampir veya kurt değilim majesteleri, size itaat etmek zorunda değilim; ama siz ölmek zorundasınız, dedi. Ben neler olduğunu henüz sindirmeyi başaramamışken yabancıya arkadan bir darbe geldi. Bu çok hızlıydı. Vampir hızı? Daha sonra yabancı kanlar içinde yere yığıldı ve benim önümde diz çöken biri vardı. Boynunda da çaprazlama yerleştirilmiş iki kılıçtan oluşan bir dövme. Ben sanki bunu Mira'da da görmüştüm.

Yeni Bir Hayat: İnsanüstü KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin