Yeni Bir Hayat: İnsanüstü Kraliçe

Ben Ne Yaptım!?

    Yaklaşık bir saattir baygın yatan bir Yıldız, onu çok seven bir Mira ve onu kurtarmaya çalışan bir Layla... Bir insan bu kadar değerli olabilir mi, evet kabul ediyorum kanı güzel. Hatta güzel ötesi bir kan, yani lezzetini anlatmaya kelimeler yetmez; ama bir insan sırf kanı için bu kadar değerli olur mu?
     Layla, onu yatırdığımız odadan çıktı. Mira hemen ayaklandı, Yıldız'a ne olduğunu öğrenmek istiyordu. Ben de istiyordum; ama ben önemsemiyordum. Sadece kanı beş defa içildi o kadar. Layla:
- Vücudunda olması gereken kanın sadece onda biri var, dedi. Mira:
- Ne, diye bir çığlık attı.Bense gayet sakindim:
- Senin kanın da günde beş kez içilse sen de böyle olurdun, hatta daha beteri, dedim.
- Dört olması gerekmez mi, dedi Layla.
- Hayır beş, dedim.
- Nasıl? Buraya getirdiğin zaman üçtü. Birincisi seni beslerken, ikincisi vampir sokağından geçerken başka bir vampir tarafından, üçüncüsü de sen dayanamayıp bir daha kanını içtiğin zaman, dördüncü olarak da Mira'yı kurtarmak için, dedi Layla.
- En son Mira içmeden önce yarık açarken de birazcık içmiş olabilirim, dedim.
- Ne yaptın sen, dedi Mira.
- O ölürse seni de öldürürler, diye devam etti Layla.
- Bir insan öldü diye mi, hadi ama abartmıyor musunuz, dedim.
- Onun nasıl bir insan olduğunu bilseydin böyle demezdin, dedi Mira.
- Nasıl bir insan ha, söylesenize, diye bağırdım.
- Düşün bakalım, düşünce okuyan, zamanı durduran, sihir yapan bir insan kim olabilir, diye bağırdı Mira. Olamaz değil mi, yani mümkün değil, "Yıldız" adı bile yanlış, ya oysa. Ben ne yaptım. Of,of...
- Asıl adını gizliyor, dedi Layla.
- Bu durumu açıklıyor, ben ne yaptım. O kraliçe değil, bana şaka yaptığınız​ı söyleyin, lütfen, dedim. İkisi de olumsuz anlamda başını salladı. Benim soluklarım odayı doldururken korkuyordum. Ben gelecekteki kraliçenin kanını ondan izinsiz içtim, onu bu hâle ben getirdim.
- Titriyorsun, dedi Mira ve yanıma oturdu.
- Ben ne yaptım, dedim sessizce. Duyacağını biliyordum.
- Korkma, o bunu anlar, dedi Mira.
- Sanmam, dedi Layla.
- Korkuyorum, diyebildim.
- Ben de, dedi Mira.
- Sen niye korkuyorsun, dedim.
- Seni öldürmekten, dedi. O an tüylerim diken diken oldu. Mira yardımcıların lideri, kraliçenin "öldür" dediği kişiyi öldüren öldürmek zorunda olan kişiydi. Hayatım, artık bitmişti. Son çare af dilemekti ve ben olsam affetmezdim bana böyle bir şey yapan birini. Sonum belliydi. Beş yüz yaşımda hayatımın baharında (bu mu hayatın baharı 😮) ölmek istemiyorum.
        Bir daha dışarı çıkamam, yardımcılar beni gördükleri yerde öldürürler zaten. Ben bunları düşünürken kapı çalınmaya başladı. Bir vampir ve bir kurt kokusu alıyordum. İşim bitti benim derken bizim kapı açmamıza gerek kalmadan içeri iki kişi girdi. Biri kız biri erkek. Kız olan vampir; erkek olan kurt.
- Kraliçe nerede, diye bağırdı ikisi aynı anda.
- Sakin olun önce, dedi Mira.
- Tamam, şimdi anlat biz zaten sakiniz, dedi kurt olan.
- Jhon, önce sakinleş, dedi Mira. Demek adı Jhon.
- En azından bana anlatın, dedi kız olan.
- Seni tanımıyorum, yeni misin, dedi Mira.
- Evet, ben Ahenk, dedi. Güzel isim.
- Tamam, dedi Mira.
- Ben gideyim, dedim.
- Çabuk, dedi Mira. Ben hızla evden çıktım. Yine de ne konuştuklarını dinlemek için kapının önünde durup dinlemeye başladım. Mira olayı anlattı. Jhon:
- Nerede o yarasacık, onu kendi ellerimle geberteceğim, dedi.
- Kraliçe izin vermeden kimse ölmeyecek, dedi Mira.
- Ama efendim, dedi Ahenk.
- Sözümün üzerine söz istemiyorum, diye bağırdı Mira.
- Peki, dediler aynı anda.
- Mira, dedi Layla.
- Evet, dedi Mira.
- Siana, seni çağırıyor, uyandı; ama güçsüz, sadece seni istiyor, dedi Layla. Mira'nın ayak sesini duydum.
       Kesin ölüm fermanım geliyor, öleceğim. Of, ben ne yaptım.
Naber gençlik. Son bölümlerim okunmuyor bu da geçer umarım. Geçmese de olsun. Bu arada artık kitap wattys 2017 yarışmasında. Oylarınız beni motive edecek. Yorumlarınız hatalarımı ortaya çıkaracak ve ben onları düzelteceğim. Desteklerinizi bekliyorum 😊😊