Büyük Kavga

103 8 0
                                    

Selam, nabersiniz? Kitap 96. olmuş, aslında yazmaya niyetli değildim yani gecenin bu saatinde kitap yazmak biraz yorucu oluyor; ama bunun şerefine yazdım, sizden tek ricam okuyup oy vermeniz veya yorum yapmanız, arkadaşlar hayalet okuyuculara da açığım elbette; ama şu zamanlarda buna ihtiyaç duyuyorum, lütfen. Sizi çok seven ben...😊😊

    Elime kan doldurduğum iki kutuyu alıp sınıfa geri döndüm. Yerime oturdum, Mira kan kokusunu çok rahat almıştı, bir zahmet yani dibindeyim. Emir bana çaktırmadan kokuyu içine çekmekle meşgul olurken arada bana bakıyordu.

      Hoca sınıfa geldi, her zamanki gibi otur komutu verip masasına geçti. Ders Edebiyat, yanımda Mira, geçmişe döndüm resmen. Hocanın yanına gittim ve herkese benden küçük bir hediye dağıtacağımı söyleyip izin aldım. Elime meyve sularını aldım, ilk Mira vardı, ona özel olarak kan koyduğum kutuyu verdim, bana kaçamak bir bakış attı, bu bakış sanki "düşüncelerimi oku" diyordu, ben de okudum. "Bu ikinci kutu neyin nesi, niye kanını akıtıp duruyorsun, evde konuşmalıyız" diye geçirdi aklından. Başımı olumlu anlamda salladım.

        Emir en arkaya köşeye sinmiş benim ne yapmaya çalıştığımı çözmeyi deniyordu. En son sıra ona geldi, bir an vampir yüzü çıkar gibi oldu. Çok sessizce "burada da vampir yüzünü çıkarma" dedim. Seslice yutkundu, ben yerine dönerken yazıyı okuyordu sanırım. Daha sonra bir yudum aldı ve "daha önce bu kadar lezzetlisini tatmadım" diye düşündü. Mira ise sanki kanı içmek istemiyordu. Sanki Emir ona rahatsızlık veriyormuş gibi davranıyor. Sanki bir kavga çıkacak gibi hissediyorum.

         Ders sonunda Mira bana döndü, göz ucuyla Emir'i işaret etti ve daha sonra vişne suyu kutusuna baktı. Ben "ne var" bakışı attım. Bu sırada Mira birden Emir'e döndü. Kokusundan onun buraya geldiğini benden önce anlamıştı. Emir, Mira'ya aldırmadan bana baktı:
- Yıldız, özel konuşabilir miyiz, dedi.
- Hayır, olmaz, dedi Mira.
- Kimse benim yerime cevap veremez Mira, haddini aşıyorsun, kimin yerine cevap verdiğini sanıyorsun sen, dedim. Başını öne eğdi:
- Özür dilerim efendim; ama bu çocukla yan yana durmanız tehlikeli olabilir, dedi.
- Bu benim yerime cevap verebileceğin anlamına gelmiyor ama, dedim.
- Haklısınız, dedi ve sıradan çekildi. Emir, Mira'ya "bir daha sakın benim işime karışma" bakışı atarken ben:
- Ayrıca Emir, ben yanımda bir yardımcım olmadan asla bir vampir veya kurtla konuşmam, dedim. Emir'in gülüşü solarken Mira hafifçe gülümsedi.

          Ben yerimden kalkmadan önce Emir'i şöyle bir süzdüm. Heyecan vücudunu ele geçirmiş yerinde sallanırken benim kabul edilen etmeyeceğimi düşünüyordu. Emir'e döndüm:
- Belin şimdi nasıl, dedim.
- İyileştiğini hissettim, sağol, dedi.
- İyi, bu arada artık düşüncelerine mukayyet ol, düşüncelerin beni rahatsız etmeye başladı, dedim.
- Tabi, dedi. Ardından içinden bir küfür etti ve "kesin sevgili planlarını da duydu şimdi" dedi ve bir küfür daha etti.
- Bu ne terbiyesizlik, yeter be, anladık küfür edebiliyorsun, sus, dedim. Dudaklarını dişledi ve yerine döndü.

          Mira geri oturdu, bana bakmaya utanıyordu, yaptığından uyanıyordu:
- Şey, efendim, ben özür dilerim, dedi.
- Sorun yok, ben biraz fazla yükseldim, asıl ben özür dilerim, dedim.
- Sizin özür dilemenize gerek yok, dedi.
- Bugün evde parti var, dedim.
- Ne partisi, dedi.
- Canım istedi, dedim.
- İnsanlarla dolu bir ortamda dayanabilir miyim bilmiyorum, sizin de bildiğiniz gibi henüz vahşilikten yeni kurtuldum, dedi.
- O zaman parti yok, dedim. Bir kavga çıkacağı hissi hâlâ içimde yer ederken Emir ve Mira için tedirgindim, çünkü sınıfta bir avcı vardı. Eğer bir kavga olursa büyük ihtimalle vampir yüzleri ortaya çıkar.

           Dersler devam ederken benim içimdeki his gittikçe daha da arttı. Mira'ya bu histen ve bu sabah sınıfta gördüğüm avcıdan bahsettim. Mira kavga etmeyeceğini söyledi; ama ben hâlâ şüpheliyim bu konuda.

             Okul bana artık sıkıcı geliyordu, kendimi yeni hayatıma hazırlarken okulla mücadele etmek artık yorucu olmaya başlıyordu. Benim normal bir insan gibi sıradan bir hayatım hiç olmadı; ama ben olmuş gibi hissettim hep. Hafızam silindi, gariplikler bana unutturuldu ve annemin, babamın ölümü hafızamdan silindi, Layla bana bir aile yaptı; ama ben asla yeni hayatıma hazır olamadım. Belki hafızam asla silinmeseydi şimdi hazırdım, daha kolay kabullenmiş ve yönetime geçmiştim. Kendimi hep sıradan bir genç olarak görmüştüm, tek problemim olan okul bana problemden çok çözüm gibi gelirdi, eğlence merkezi gibiydi okul benim için; ama artık gerçekten çok yorucu ve sıkıcı geliyor, bu insanüstü meseleleri beni yeterince yorarken okul her şeyin üstüne biniyordu. Zaman okulda geçmiyor. Artık burası bile sorunlarla dolu aynı hayatım gibi. Ders boyu bunları düşündüm, okulu ve kendimi sorguladım. Zil çaldı, son derse girmek ve okulu terk etmek için son teneffüs.

           İçimdeki his git gide büyürken son derse girdik, dersi dinliyor gibi yapıp sınıftakilerin düşüncelerini okumaya başladım, avcı olan çocuğa gelince bir anlık tereddütten sonra onun aklını da okudum. Bu çocuk hâlâ beni öldürmeyi düşünüyor, hadi ama cidden mi. Beni öldüremezsin, yanımda Mira var ve ben kendimi koruyabilirim. Aslında koruyamam, dolunay sonrası, biraz sıkıntı. Çıkış zili çaldı ve ben hemen Mira'nın yanına gidip onu çıkışa sürükledim.
- Ne bu sabırsızlık, dedi.
- Bir kavga çıkarma diye, dedim.
- Sana söyledim ya, kavga yok dedi. Bu sırada Emir hemen önümüze geçti. Bir bana bir Mira'ya baktı ve bakışlarını bende sabitledi:
- Yıldız özel olarak konuşabilir miyiz, dedi.
- Beni hipnoz etmeye çalıştığını biliyorum; ama işe yaramaz, dedim.
- Onunla özel konuşmana biraz zor izin veririm, dedi Mira.
- Mira senden izin alacak değilim; ama ben de biraz zor giderim, dedim.
    
            Emir'in bakışları bu sefer Mira'yı buldu. "Önce onu aradan çekelim" diye düşündüğünü duydum. Emir'e döndüm:
- Emir! Kimseyi hipnoz etmek yok, dedim.
- Şimdi bu beni mi hipnoz etmeye çalıştı, sen öldün oğlum, dedi Mira.
- Ben mi sen mi, dedi Emir. Şimdi işimiz bitti, vampir yüzleri çıkarsa biteriz. İkisi birbirinin üzerine giderken ben araya girdim:
- Kavga yok, dedim.
- Önce şuna haddini bildireyim, dedi Mira ve beni yavaşça kenara itti.
- Sen mi bana haddimi bildireceksin, dedi Emir. Ben tekrar araya girdim, oldukça sessiz bir şekilde:
- Şimdi insanlar içinde vampir yüzleriniz çıkacak, durun hemen, dedim. Emir beni kolumdan oldukça sert bir şekilde tuttu:
- Çekil aradan Yıldız, sana zarar vermek istemiyorum, dedi.
- Zaten verdin, dedim ve eli hâlâ üzerinde olan kolumu gösterdim. Mira:
- Kızın kolunu kırdın, hem de üç yerinden, sesi sen de duymadın mı, dedi Emir'e hitaben. Emir:
- Ne olmuş yani, bir insan iki vampiri ayırmaya çalışırsa olacağı budur, dedi.
- Dikkat et de aynı şey senin boynuna olmasın, dedi Mira ve Emir'e doğru ani bir hamle yaptı. Neyse ki Emir onu tam vaktinde durdurdu ve geri püskürttü.
 
             Kolum aşırı derecede acırken hâlâ araya girmeye cesaret edebiliyordum; ama her ayaraya girdiğimde ya Mira ya Emir bir yerlerimi kırıyor ya da incitiyordu. Sokaktaki herkes durmuş bu kavgayı izliyordu. Ben son bir kere cesaretimi topladım ve bir sihirle bizi ışınladım, ayrıca oradaki herkesin hafızasını sildim. O an aklıma Jhon geldi. Onu ararsam belki kavgayı ayrırmayı başarır. Evet kesin başarır; ama Emir'i de öldürür. Onu bu konuda uyarırım olur biter; ama önce kollarımı halletmeliyim. Çantamdan dün hazırladığım kremi çıkarıp kollarıma sürdüm. İyileşmesi biraz uzun sürdü, çünkü çok kırık vardı. İyileşince Emir veya Mira ölmeden önce Jhon'u aradım. Onu çağırdım. Birkaç dakika sonra dört ayak üstündeyken bile bir insan boyunda olan bir kurt geldi. Ona dönüp kavgayı ayırması için işaret verdim. Kavgayı anında ayırdı. Ben hemen sırtına bindim, eve gitmek gibi bir niyetim yoktu, sadece bir dostlar dertleşmek istedim ve bu dost Jhon'du. Ona baktım:
- Jhon, ormana gidelim, biraz dertleşmeye ihtiyacım var. Bu arada Mira sen hemen eve, biraz beslen, yaraların iyileşmesine katkıda bulunur, evde sizin için bir kan stoğu bulacaksın, birazdan hazır olur, eğer yorgun düşmeden yapabilirsem. Emir, aynı şey senin için de geçerli,git ve beslen, dedim.

           Jhon dört ayak üstünde ben sırtında ormana doğru giderken Mira ve Emir başka bir yöne gidiyordu. Kendimi yorgun hissetmeye başladım ve Jhon'un sırtına uzandım, biz ilerlerken gökyüzünü izlemek bana huzur vermeye başladı. Ormana doğru gitmek, bir kurdun sırtında olmak, vampirlerle yaşamak, farklı güçlere sahip olmak, insanların bilmediği birçok şeyi bilmek... Bunun gibi daha bir sürü şeyle dolu benim hayatım, bir sürü garip şeyle ve ben çok doluyum; ama içimden bir ses Jhon'un dert dinleyebilecek biri olduğunu söylüyor ve ben şimdiye kadar hiçbir hissimde yanılmadım şimdi de yanılmaya niyetim yok.

Yeni Bir Hayat: İnsanüstü KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin