Yeni Bir Hayat: İnsanüstü Kraliçe

Yeni Bir Plan

Mira'nın Ağzından
        Ben Yıldız'a saldırdım. Yıldız'a bunu nasıl yaparım? Nasıl!? Belki de Uzay haklıydı. Ben tam bir acemiyim, kontrolsüz ve acemi vampirin tekiyim.  Ellerim topraktaki çimleri yolmaktan yeşile, dudaklarım ve çenemse avlayıp kanını içtiğim hayvanların kanından kırmızıya boyanmıştı.
         Sanırım eve gitmeliyim ve Uzay'a her şeyi en azından bir kısmını anlatıp yardım istemeliyim. Vampir hızımı kullanıp eve gittim. Kapıyı çalmaya korktuğumdan pencereden girdim. Uzay evdeydi ve doğal olarak benim kokumu aldı. Hemen odama geldi. Hemen:
- Ne oldu canım kardeşim, diye sevecen bir tavırla soru sordu. Bu sırada elleriyle saçımı bozdu. Ben henüz elimi yüzümü yıkamadığımdan yüzüm kan içindeydi. Saçımı bozmasından hiç hoşlanmazdım. Ona sinirle döndüm:
- Şu hareketi yapmandan nefret ediyorum, diye bağırdım. Bana korkuyla bakmaya başladı. Yatağıma hemen dibime oturmuştu ama benden uzaklaştı.
- Mira, sakin ol. Neler oluyor, sen sen nasıl bordo olursun? Mira sakin ol, senin yüzüne ne oldu?
- Bilmiyorum, derken peltek konuşmuştum. Vampir dişlerim uzamıştı.
- Mira sakin ol. Kendini kontrol etmelisin. Sen benim hiç sahip olmadığım kız kardeşimsin. Sen vahşileşemezsin.
- Olmuyor, kontrol edemiyorum. Nasıl yapacağım?
- Stres yapma. Şimdi en sevdiğin kişiyi düşün, dediği an Yıldız'ı düşünmeye başladım. Boynumdan yayılan ışık hüzmesini göze çarpıyordu. Birden boynuma bir acı saplandı. Ben boynumu tutarak bağırmaya başladım. Sonrası sonsuz bir karanlık.
         Gözümü açtığımda Uzay bana endişeyle bakıyordu. Ben boynumu tutarak yatakta doğruldum.
- Bana ne oldu, demiştim.
- Bilmiyorum, dedi Uzay. O sırada boynum terlemeye başlamıştı. Ben de yatağımın yanındaki çalışma masamdan bir toka alarak saçlarımı topladım. Doğal olarak işaret ortaya çıktı. Uzay gözlerini fal taşı gibi açmıştı. Ancak:
- Sen, diyebildi.
- Biliyorum, biliyorum. Ben bir yardımcıyım, bu çok garip. Ama ben büyük bir hata yaptım.
- Ne?
- Ben, bir gündür kan içmiyordum. Ve, ve okul çıkışı onu yalnız bıraktım. Sonra birden boynum acımaya başladı ve ben onun yaralandığını düşündüm. Sonra evine gittim ama yarasından çıkan kan kokusu çok güçlüydü. Ben bir an ona saldırdım. Sonra içeri bir kurt girdi. Onu kurtardı. Sonra o hâlâ bir insan ve bu konuyu bilmemek zorunda olduğu gibi hafızasını sildirmek zorunda kaldım.
- Bunu nasıl yaptın? Sihir yapabilen tek bir canlı var. O da
- Biliyorum. Sihir koruyucusu. Onu tanıyorum. Ona yaptırdım. Şimdi de kraliçenin yanına gitmeliyim. O sihri tam kaldıramaz, bayılır ama her an ayılabilir. Bir de plan yapmalıyım. Ona bir hikâye uydurabilirim ama hikâyeyi mantıklı yapmalıyım.
- Hafızası nereye kadar silindi?
- Bilmiyorum. Ama öğrenebilirim, dedim ve Layla'yı aradım. Telefonu açar açmaz:
- Onun hafızasını nereye kadar sildin, diye sordum.
- Asıl onu getiren adam kimdi?
- Uzatma Layla. Sen sorumun cevabını ver. Daha sonra açıklarım.
- Okul çıkışı ettiğiniz kavgaya kadar hepsini sildim.
- Teşekkürler, deyip telefonu kapattım. Şimdi hikayemi uydurabilirdim.
           Buldum! Biz onunla kavga ettik, sonra o dönüp gitti. Ama bir müddet sonra ondan bir telefon geldi. Arayan bir erkekti. O bayılmış. Arayan da onu yerde bulunca telefonundan son aramalarına bakarak beni aradı. Ben de onu evine götürdüm.
            Harika. Hem de gerçekçi. Artık bir planım da var. Umarım bir daha ona saldırmaya kalkmam. Böyle bir şey yaparsam ilk önce ben kendimi öldürmeye çalışırım. Büyük ihtimalle başaramam ama Jhon bu işi üstlenir. Bir kurdun beni öldürmesi fikri hiç hoş değil. Sırf bu yüzden bile bir daha böyle bir şey yapmayacağım.
Sizce Mira'nın planı işe yarayacak mı? Bu arada kitap 110 okunmaya ulaşmış. Ne kadar teşekkür etsem azdır​. Ama oy oranı çok az. Aramızda hayalet okuyucular var. Lütfen oy atın veya yorum yapın. Sizi çooooooook seviyorum.😘😘😘