5. Bölüm-Peşinde

374 26 4
                                    

  Evet Peşindeydi.Işıl,Jung Yong Hwa'nın sürekli peşindeydi.Onu gittiği bu yanlış yoldan çevirmek istiyordu ama kendi girdiği yoldan haberi yoktu. Yong Hwa için şekillere girecekti.
  Akşam olmuştu. Yemek masası hazırlanmış,herkes başına geçmişti. Bayan Mi Ja 'nın gözlerinin içi gülüyordu,oğlu kendisi ile yemek yiyor diye.Anne ne de olsa.Oğlu yanınsaydı ya mutlu olmak için bu yeterdi kendisine.
  Işıl, merdivenlerden indi ve yanlarına geldi.
  Işıl :-Afiyet olsun efendim.
  Bayan Mi Ja :-Teşekkürler.Haydi otur canım.
  Yong Hwa, ters ters Işıl 'a baktı. Işıl ise gıcıklığına yaparcasına gelip,yanında ki sandalyeye oturdu.Sonrada göz kırptı.
  Bayan Mi Ja :-Oğlum,bu gün senin sevdiğini düşündüğüm yemekleri hazırlattım.
  Yong Hwa:-Teşekkürler efendim. Dedi soğuk mu soğuk bir ses tonu ile.
  Işıl, hâlâ Jung Young Hwa 'nın neden annesine bu denli soğuk davrandığını anlayamamıştı.Bayan Mi Ja iyi kalpli bir kadındı ve onun mutlu olmasını istiyordu.En sıkışık olduğu durumda kendisine hem kalacak bir yer,hem de zorlukları da olsa bir iş vermişti. Yardım etmeliydi.
  Işıl :-Annene biraz daha sıcak davranamaz mısın?Diye fısıldadı.
  Yong Hwa:-Lütfen bana karışmayı bırakır mısın?
  O anda içeri beklenmedik bir misafir girdi.Woo Bin. Yong Hwa, şaşkındı.
  Yong Hwa :-Woo Bin!
  Woo Bin :-İyi akşamlar.
  Yong Hwa :-Senin ne işin var burada?
  Woo Bin:-Geçiyordum uğrayayım dedim.Dedi ve masaya oturdu.Işıl 'ı süzmeye başlamıştı tam karşısında.
  Bayan Mi Ja :-Yemek yer misin?Hizmetliye senin için bir tabak daha koydurayım
  Woo Bin :-Teşekkürler.Karnım aç değil. Kalbim aç.Dedi Işıl 'a lâf vururcasına.Işıl, yavaşça başını kaldırdı ve Woo Bin 'e baktı.Woo Bin ise taa gözünün içine.Buraya Işıl için geldiği çok belliydi.
    Yong Hwa, bu bakışlardan rahatsız olmaya başlamıştı.Neden bilmiyordu ama gerçekten rahatsız oluyordu.Ama o an bir şey yapmadı.Yemekten kalkmakla yetindi.
  Yong Hwa:-Woo Bin, bahçeye çıkalım istersen.
  Woo Bin :-Tamam.
  Bahçeye çıktılar.
  Yong Hwa:-Neden saçma sapan şeyler yapıyorsun?
  Woo Bin :-O kız ile ilgilenmemin neresi saçma?
  Yong Hwa :-O kız gıcığın tekidir.Hırçındır.Ben onu bu evden göndermeye çalışıyorum sen ise onu buraya bağlamaya çalışıyorsun. Emin ol onun için vakit harcamana deymez.
  Woo Bin :-Belki benim kollarımda uysal bir kediciğe dönüşür.Olamaz mı?
  Yong Hwa :-O sandığın gibi bir kız değil.Senin o tek gecelik kızlarından değil yani.
  Woo Bin :-Ben de öyle demedim.Belki beni kendine bağlar ne dersin?
  Yong Hwa :-Nasıl biliyorsan öyle yap.Haydi gidelim buradan.Dedi ve arabasına bindi.Woo Bin'de yanına.
  Woo Bin :-Ne yapıyoruz bu gece?
  Yong Hwa:-Eğleniyoruz.Dedi ve arabayı sürüp gitti.
  İçeri de ise sakinlik yerini telâşa bırakmak üzereydi.Işıl, yerinden kalktı hızla.
  Işıl :-Bu araba?
  Bay Kim :-Küçük bey yine gidiyor.
  Işıl, telaşlanmıştı.Akşam için plânları vardı. Yong Hwa'ya ders çalıştırmak gibi.
  Işıl :-Bay Kim, arabanın anahtarını alabilir miyim?
  Bayan Mi Ja :-Nereye gidiyorsun?
  Işıl :- Yong Hwa'yı getirmeye gidiyorum efendim.Bu çocuk beni ciddiye almıyor anlaşılan. Gideceği yerlerin adreslerini yazar mısınız?
  Bayan Mi Ja :-Peki.
  Işıl, arabaya binmiş, Yong Hwa'nın peşine düşmüştü. Dadılık değil de ajanlık yapıyordu sanki.
  Elinde ki ilk adrese sürdü arabayı.Şanslıydı da.Jung Yong 'u arabasından inerken gördü uzaktan.Yanında bir kaç kızla içeri giriyordu.
  Işıl :-Demek buradasın minik fare.O burnunu kapana kıstıracağım senin.Dedi ve arabasını kenara çekip, indi.
  Hızla gece kulübünün kapısına geldi ama bir engel daha karşısında dikildi.Koruma.
  :-Üzgünüm içeri giremezsiniz.
  Işıl :-Neden?
  :-Buraya ancak çiftler girebilir.
  :-Damsız girilmez diyorsun yani.Ee ne yapacağım ben şimdi?
  :-Tabiiki gideceksiniz.
  Işıl :-Benim içeri girmem gerek.
  :-Olmaz.
  Işıl :-Anlamıyorsunuz beni.Lütfen izin verin gireyim.İşim gereği bunu yapmalıyım. Lütfen.
  :-Siz hayırdan anlamıyor musunuz?Gidin buradan yoksa sizi atnak zorunda kalacağım.
  Işıl ısrar ediyordu.Ama boşunaydı.Adam,hem çok kararlı,hem de dev gibiydi.
  :-Gidin haydi.
  Işıl :-Aman be.Ben de bayılmıyorum sizin gütültülü mekanınıza.Dedi ve uzaklaştı oradan.
  Işıl elini beline koymuş,düşünüyordu.Jung Yong ise içeri de kendi keyfindeydi.Müzik,kızlar ve loş ışık.Onu kendisinden geçirmeye yetiyordu.Beyni boşalıyor,kendisini kaybetmeye başlıyordu.Yazık.Oysa evde kendisini bekleyen,onun için endişelenen bir annesi,kapıda da kendisini girdiği bu karmaşadan çıkarmaya çalışan bir dadısı vardı.
  Woo Bin :-Ben hâlâ sizin evde ki o kızı düşünüyorum.
  Yong Hwa :-Boş ver onu.Yanındakilerle ilgilen sen.
  Woo Bin :-Sen kalbini çöpe filan mı attın?Jung Yong, ben o kızı istiyorum.
  Yong Hwa:-O şimdi beni arıyordur.Dadı bozuntusu.Diye mırıldandı gülerek.
  Woo Bin :-Bir şey mi dedin?
  Yong Hwa  :-Yok bir şey. Unut sen onu.
  Woo Bin :-Göreceksin,onu elde edeceğim.
  Yong Hwa, Woo Bin 'e baktı ters ters.Her gece farklı bir kız seven birinden inanılası sözler değildi.Vicdan mıdır?Başka bir şey mi bilinmez ama Jung Yong Hwa 'nın kısada olsa Işıl için  endişelenmesine neden olmuştu.
  Dışarı da ise Işıl içeri girmek için büyük bir çaba harcıyordu.
  Işıl :-Ne yapıp edip içeri girmem gerek.Ama nasıl? Dedi ve arka tarafa doğru ilerledi.Açık bir kapı gördü.Gerçekten de bu gün pek bi kısmetliydi.Kapıya doğru ilerledi ve içeri başını uzattı. Bu kapı gece kulübüne açılıyordu.
  Işıl :-Haydi bakalım. Dedi ve içeri girdi. O an bir el kendisini çekti.
  :-Nihayet gelebildiniz.Sahne sırası size gelmek üzere.
  Işıl :-Ne sahnesi?Bir dakika siz beni biriyle karıştırıyorsunuz.
  :-Konuşmayı bırakın da şu elbiseyi giyinin.Daha saç ve makyaj var. Dedi ve eline elbiseyi tutuşturuverdiler.Sonrada doğru kabine.
  Işıl :-Durun bir dakika.Dedi ama o an kapıda ki korumayı gördü.Eğer kendisinin içeri girdiğini bir görürse,bir tekme ile dışarı atardı.Işıl pırstı kabinin içine.Elbiseyi giyinmekten başka bir çaresi yoktu.Çünkü Yong Hwa'nın yanına bir şekilde gitmesi gerekiyordu.
  :-Yabancı şarkıcı geldi mi?Diye sordu oradan biri.
  :-Evet efendim.Birazdan hazır olur.
  Işıl üzerini giyindi ve çıktı.
  :-Hanım efendi şöyle oturun.Dedi yardımcı bayan ve onu hazırlamaya başladı.
  Işıl, sürekli kapıya bakıyordu.Maalesef koruma oradaydı.Tanınmaması gerekiyordu.Koruma kendisine baktı Işıl 'ın ama Işıl hemen yönünü döndü.
  :-Hanım efendi,sabit durur musunuz?
  Işıl :-Hazırlanır,sahneye çıkıyorum diye aradan kaynar,küçük farenin yanına giderim.Evet böyle yapmalıyım.Yoksa sahne de ne yaparım ben?Ankara havası söyleyecek hâlim yok ya.
  Sahne sırası bizim yabancı şarkıcı Işıl 'a gelmişti.Çok güzel olmuştu.Sanki insanları büyülemek için hazırdı.
  :-Hazırsınız artık. Sahneye adınız anons edildiğinde çıkacaksınız.Sağ taraftan.
  Işıl :-Peki.
  Yong Hwa ve Woo Bin ise kendi havalarındalardı.
  Woo Bin :-Yeni bir şarkıcı kız gelmiş.Duyduğum kadarıyla yabancıymış.
  Yong Hwa :-Sesi güzel olsa bari.
  Woo Bin :-Benim için sesten daha çok güzelliği önemli.Bakarsın bu gece benimle çıkar.
  Yong Hwa :-Bakıyorum da bizim evde ki Türk kızı çabuk unuttun.
  Woo Bin :-Unutur muyum hiç?Dedi gülerek.
  Işıl ise korkudan tir tir titriyordu.Sahne korkusu mu yoksa buradan nasıl kaçarım derdi mi?
  Işıl :-Beni soktuğun hâllere bak Yong Hwa. Alacağın olsun.Dedi ve sahnenin tam tersi yolda gizlene gizlene ilerlemeye başladı. Ve beklenen anons.Sahne sırası gelmişti.
  Işıl ise kaçmaya çalışıyordu.Birden arkasından bir el dokundu omuzuna.Olduğu yerde kalakalmıştı.
  :-Hanım efendi,sahne bu tarafta.Haydi sıra sizde.Dedi yardımcı bayan ve Işıl 'ın elinden tuttuğu gibi sahneye götürdü.
  Işıl :-Ama  ben...
  Oradan bir ses geldi "Yabancı şarkıcı bu gün gelmeyecekmiş"
  Işıl 'ın bittiği andı.
  Yardımcı bayan:-O zaman sen kimsin?
  Korumada oradaydı.Göz göze gelmişlerdi. Yakalanmıştı Işıl.
  Koruma:-Sen!
  Işıl 'ın başka tercihi kalmamıştı.Sahneye çıkmak zorundaydı.Ya da sahneye kaçmak.
  Koruma:-Gel buraya.Dedi ve atıldı birden.
  :-Ne oluyor burada?
  Koruma:-Bu kız şarkıcı filân değil.Sadece içeri girmek isteyen biri.
  :-Yakalayın şunu.
  Işıl ise bir çalım ve iki üç adım ile kendisini sahnede buldu.Müzik başlamıştı.İşin ucunda büyük rezil olmak vardı.Arkada kendisini yakalamak isteyenler,önde Yong Hwa. Eline mikrofonu aldı ve akışa bıraktı kendini.
  Hareketli bir müzikti.Işıl, başladı söylemeye.Güzel söylüyordu.Kendisi de güzeldi zaten.
  Koruma :-Ben şimdi onu yakalar getiririm.
  :-Dur,dur.Çok güzel söylüyor.Bırak.Dedi patron büyük bir memnuniyetle.
  Işıl, herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
  :-Kim bu kız,harika bir sesi var.
  :-Gerçekten bayıldım.
  Sözcükler, arkası dönük olan Yong Hwa ve Woo Bin 'in arkalarını dönmelerine neden olmuştu.
  Yong Hwa :-Kim miş şu kız?Demesi ile olduğu yerde kalması bir oldu.Gözleri fal taşı gibi açıl mıştı.Işıl sahnedeydi.Tam karşısında. Woo Bin ile ağızları açık dinliyorlardı onu.Resmen şoktalardı.
  Yong Hwa:-Işıl!
  Woo Bin :-Bir kere daha aşık oldum.
  Işıl 'ın sahne performansı,ünlü şarkıcılara taş çıkarır nitelikteydi.Jung Yong 'un hayranlığı ise gözlerinden okunur derecedeydi.
  Yong Hwa:-Bu kız ne yapıyor böyle? Dedi minik bir gülümseme ile.
  Işıl, şarkısını bitirmişti.Herkes onu öyle çok beğenmişti ki deli gibi alkışlıyorlardı.Işıl ise sahneden inmiş,Yong Hwa'nın yanına geliyordu.
  :-Harikaydın.
  :-Tebrik ederim.Çok güzel söyledim.
  Işıl 'ın yanakları kıpkırmızı olmuştu bu iltifatlar karşısında.Birden Yong Hwa ve Woo Bin, yanında belirdiler.İkisi de baştan aşağı şöyle bir süzdüler Işıl'ı.
  Yong Hwa :-Senin ne işin var burada?
  Işıl :-Seni bulamayacağımı mı sandın?
  Woo Bin :-Sahnede bir harikaydın.Bayıldım sana.
  Işıl ve Yong Hwa:-Ne?
  Woo Bin :-Söylesene erkek arkadaşın var mı?
  Yong Hwa :-Yok artık.
  O anda kulübün patronu alkışlayarak geldi Işıl 'ın yanına.
  :-Bravo!Bravo!
  Işıl :-Aha yakakalandım.Dedi ve iki adım geri gitti.
  Yong Hwa :-Yakalandım mı?
  :-Tebrik ederim.Ne kadar güzel söyledin.Süperdin.Söylesene sahneye çıktığın bir yer var mı?Ya da burada çıkar mısın?İnsanlar sana bayıldı.
  Işıl :-Şey ben kazara çıktım sahneye.Bu işlerden hiç anlamam.
  Yong Hwa, Işıl 'a gösterilen bu ilgiyi şaşkınlık ile izliyordu.
  :-Anlamadığını söylüyorsun hâlbuki çok iyiydin.Lütfen burada şarkı söyle.Seni bir gecede ünlü yaparım.
  Işıl :-Ben olmaz...
  :-Hemen cevap verme.Biraz düşün. Bu benim kartım.Kararını verince beni ara.Bekleyeceğim.Dedi ve gitti.
  Işıl,Yong Hwa 'ya baktı şaşkınlıkla.Dadılıktan süper starlığa mı terfi edecekti yoksa?Bir kaç dakikalık şaşkınlıktan sonra kendine geldi bizim dadı.Görevini hatırladı.
  Işıl :-Senin ne işin var burada? Ders çalışacaktık unuttun mu?Yürü eve gidiyoruz.
  Yong Hwa :-Bana diyene bak.Asıl senin ne işin var burada?Tek başına bu hâlde?
  Işıl :-Senin peşinden geldim beyefendi.Unuttun mu ben senin da...Dedi ve birden Woo Bin 'e baktı.
  Woo Bin :-İsterseniz beraber bir şeyler yapabiliriz.Kavga etmeyin.
  Işıl :-Üzgünüm bizim eve gitmemiz gerek.
  O anda küp gibi sarhoş bir genç Işıl 'ın yanına geldi. Asılmaya başlamıştı.
  :-Vay o kız.Yakından daha da güzelmiş.
  Işıl :-Ne?
  :-Hey,beraber bir şeyler yapalım mı?Benimle takılmaya ne dersin?
  Işıl :-Yürü git işine.
  :-Benimle geleceksin. Dedi ve tam kolundan tutuyordu ki,Jung Yong, genci itti.
  Yong Hwa:-Sana git dedi duymadın mı?Dedi ve Işıl 'ı bileğinden tutup arkasına çekti.
  :-Sen kim oluyorsun ha!Sana ne?
  Yong Hwa:-Erkek arkadaşıyım ne olacak?Dedi,kolunu tuttu ve arkaya kıvırdı.Işıl hayretle bakıyordu Yong Hwa'ya.
  :-Ahh!Bırak kolumu.
  Yong Hwa, kolunu bıraktı gencin ama genç rahat durmadı ve yumruk atmaya çalıştı.Tabiiki başaramadı.Bizim süper kahramanımız ondan önce davranıp,gence yumruk attı ve yere düşürdü onu.
  Yong Hwa :-Hâlâ pes etmeyecek misin?Dedi yumruğu havada.
  :-Tamam. Tamam.
  Yong Hwa :-Yürü gidiyoruz. Dedi ve Işıl 'ın elinden tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Işıl,ellerine baktı. Yong Hwa tutuyordu elini.Hızla arabasının kapısını açtı.
  Yong Hwa:-Bin.
  Işıl :-Ama beni arabam?
  Yong Hwa :-Ben şöförü gönderir aldırırım.Bin şu arabaya.Dedi sert bir ses tonu ile.
  Işıl arabaya bindi.Jung Yong,direksiyonun başındaydı.Kendisini koruması,Işıl 'ın hoşuna gitmişti aslında. Yan yan baktı. Sonra iki elini de üst üste koydu.
  Yong Hwa :-Kim dedi sana peşimden gel diye.Ya ben olmasaydım orada? Ya biri bir şey yapsaydı sana?Hiç düşündün mü?Senin tek derdin benimle uğraşmak.Sırf bu yüzden,mantıklı düşünemiyorsun bile.Sahneye çıkıp şarkı söylemekte ne oluyor?
  Yong Hwa, suçluyordu Işıl 'ı.Kızıyordu ona.Peki neden?Oluşmaya başlayan bazı hisleri bastırmak için mi?Her şeye rağmen Işıl, olumluydu.
  Işıl :-Teşekkür ederim.
  Yong Hwa, Işıl 'a baktı.
  Işıl :-Beni koruduğun için.
  Yong Hwa sakinleşmişti:-Önemli değil. Dedi ılık bir ses ile.
  Eve gelmişlerdi. Bahçede Yong Hwa önde Işıl arkada ilerliyorlardı.
  Yong Hwa :-Çantan filan kaldı mı orada?
  Işıl :-Yok.Almamıştım zaten.
  Yong Hwa :-Öyle güzel şarkı söylemeyi nereden öğredin?
  Işıl utanmıştı:-Ben mi?
  Yong Hwa:-Evet. Sesin güzelmiş.Doğrusu kıyafetin de yakışmış.
  Işıl utançtan ölebilirdi:-Teşekkürler.
  Yong Hwa:-Gıcık bir kız olduğun kadar,içinde iyi yönlerinde bulunabiliyormuş.
  Hoppala.Yong Hwa 'nın her şeyi batırdığı an bu an işte.Tam iltifatlar filân derken,bir romantizm ancak böyle bozulabilirdi.Yumuşamış olan Işıl bile kendine geldi.
  Işıl :-Oh,lâkâbımda konulmuş.Demek gıcık ha!Dedi kızarak.
  Yong Hwa :-Ne bekliyordun ki?Beni onca zorluğa sokan sana "prenses"diyecek deyildimya.
  Işıl :-İşine gelmeyince, normalde doğruluk olan şeylerin adı zorluk oluyor tabii.Tıpkı benim adımın "gıcık"olduğu gibi.
  Yong Hwa:-Sevgili dadımın beni zor durumlara düşürmekten başka bir işi olmadığı için kendisine bu isim ile hitab ediyorum.
  Işıl :-Seninle bahçenin ortasında kavga edecek değilim.Ayrıca yarın okulumuz erken biteceği için,başka bir plân yaptım.
  Yong Hwa :-Ne plânıymış yine. Bu seferki saçmalığını merak ediyorum.
  Işıl :-Odanı temizleyeceksin.
  Yong Hwa:-Başka isteğin hanım efendi?
  Işıl :-Şimdilik bu.İyi geceler.Dedi ve içeri girdi.
  Yong Hwa:-Seni boğmak istiyorum.Dedi avucunu sıkarak.
  Sabah olmuştu. Bizim uykucu yine uyuyordu.Işıl, odasına geldi.
  Işıl :-Yong Hwa, uyan haydi.
  Yong Hwa :-Her sabah senin sesinle uyanmaktan nefret ediyorum.
  Işıl :-Kalk artık şu yataktan.
  Yong Hwa:-Git başından bu saatte kalkılır mı?
  Işıl :-Erken yatmayı öğreneceksin.Ayrıca bu gün işlerimiz var. Bu arada bir de antlaşmamız var  hatırlarsan.Dedi ve yorganı açtı.Yong Hwa, yastığa yapışmış uyuyordu.
  Yong Hwa :-Tehdit etmezsen olmazdı zaten. İllâki bir gıcıklık yapacaksın.Antlaşma filan umurumda değil.Kalkmıyorum.Uyuyorum ben.
  Işıl :-Kalkmıyorsun demek.Öyle ya da böyle sabah kalkış saatine alışacaksın.Dedi ve yatağın çarşafının önce bir ucundan,sonra da diğer ucundan tutup çekiştirdi.Sürüklemeye başladı.Yong Hwa, yataktan düşmüş,neye uğradığını şaşırmıştı. Sürükleniyordu.
  Işıl:-Kalkmazsın demek.
  Yong Hwa :-Yapmasana.Dedi ve ayağa kalkacakken,geri düştü.Işıl onu merdivenlerin başına kadar getirmişti güçlükle.
  Işıl :-Bak nasıl kalktın.
  Yong Hwa :-Sen benim başıma bela mısın?Ahh.Bıktım senden.Dedi ve ayağa kalktı.Kızmıştı.Tam onu itmek için elini kaldırmıştı ki Işıl 'a baktı. Gözlerine. Eli olduğu yerde kaldı.Bir süre durduktan sonra başını çevirip,hızla odasına gitti.
  Işıl bekliyordu aslında Yong Hwa'dan bir hareket ama neden durduğunu o da anlamamıştı.Gerçekten Jung Yong Hwa'da farklılık gösteren bir şeyler vardı. Sanki kalbine acıma duygusu yerleşiyordu yavaş yavaş.Ya da...
 
 
 
 

BENİM KÜÇÜK DADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin