8.Bölüm-Kaçak

371 28 11
                                    

  Işıl,eve dönmüştü.Sağlığı Yong Hwa ile uğraşacak kadar iyiydi artık.Odasında oturmuş, camdan dışarıyı izliyordu. Bayan Mi Ja, kapıya vurdu ve içeri girdi.
  Bayan Mi Ja :-Gelebilir miyim?
  Işıl ayağa kalktı :-Tabii.
  Bayan Mi Ja :-Kalkma lütfen.Seninle biraz konuşmaya ihtiyacım var.Konuşmak için geldim.
  Işıl :-Sizi dinliyorum.
  Bayan Mi Ja :-Nasıl başarıyorsun?Dedi ve karşısına oturdu. Sohbet derin olacaktı belliydi Bayan Mi Ja'nın hâlinden.
  Işıl :-Neyi?
  Bayan Mi Ja :-Yong Hwa'yı yola getirmeyi.
  Işıl :-Yong, yola gelmiş değil ki.Benden önce rahat rahat yaptığı şeyleri benden sonra gizlice yapmaya çalışıyor.
  Bayan Mi Ja :-Hayır Işıl.Oğlumu tanırım ben.Onda bazı değişiklikler var.Kalbinde.
  Işıl :-Sadece bazı şeyleri idrak etmeye başlıyor diyelim.Ama biliyorum,aynı hataları yapmaya devam edecek.Çünkü henüz,kalbini dinlemeyi öğrenmedi.
  Bayan Mi Ja :-Beni sevmesini isterdim.Eskisi gibi.
  Işıl :-Sabır.Sadece sabır.Dedi ve Bayan Mi Ja 'nın elini tuttu.
  Bayan Mi Ja :-Yoruldum biliyor musun?
  Işıl :-Ne yalan söyleyeyim ben de.Ama onunla ilgili inancımı hiç kaybetmedim.
  Bayan Mi Ja :-Seni tercih etmekle çok iyi yapmışım.İyi ki yanımızdasın.Anne değilsin ama beni iyi anlıyorsun.
  Işıl gülümsedi :-Anne değilim ama ben bir kadınım.
  Bayan Mi Ja :-Jung Yong 'un sana zarar vermesinden korkuyorum.Bunu bir kere bilmeyerekte olsa yaptı zaten.
  Işıl :-Yapabilir biliyorum ama riske girmem gerek.Onun doğru yolu bulması benim Allah katında büyük bir sevap kazanmama neden olacak.Buna inanıyorum.
  Bayan Mi Ja gülümsedi :-Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
  Akşam karanlığı çökmüştü Işıl ve Jung Yong üzerine. Yong Hwa, arka bahçede Işıl 'dan özür dilemenin yolunu ararken,Işıl evde Yong Hwa 'yı arıyordu.
  Yong Hwa:-Özür dilemem gerek biliyorum ama bunu yaptığımda beni aciz kabul edecek.Açtığım bu savaşta kendi dikkatsizliğim yüzünden kendim mâlup oldum.Woo Bin, bunlar senin yüzünden oldu.Acaba bu çocuk bunu isteyerek mi yaptı?Onun yüzünden kaybettim ya bu raundu.Ahhh!Diye düşünüyordu ki Işıl, arkasından geldi.
  Işıl :-Burada mıydın?
  Yong Hwa:-Hiç bir yerde senden rahat yok mu bana?
  Işıl, garipsedi Yong Hwa'nın o anki sözlerini.Sonuçta bir özür bekliyordu. Yerinde bir özür.Ama Yong Hwa, kendinden taviz vermiyordu.
  Işıl :-Yalnız kalmak mı istiyorsun?
  Yong Hwa :-Buraya yalnız kalmak için gelirim.Dedi lâf sokarcasına.
  Işıl :-Anladım.Benden özür dilememek için buraya kaçtın.
  Yong Hwa :-Hiçte bile.
  Işıl ayağa kalktı:-Pekâlâ.Dedi ve tam gidiyordu ki Jung Yong arkasından seslendi.Cesaretini toplamıştı.
  Yong Hwa:-Özür dilerim.
  Işıl, geçti ve karşısına oturdu.
  Işıl :-Hâlâ çocuksun.
  Yong Hwa:-Sen de annem gibisin.
  Işıl gülümsedi :-Arkadaş olamaz mıyız?
  Jung Yong :-Neden?
  Işıl :-Bilmem,öyle işte.
  Yong Hwa:-İçinden gelerek isteseydin bunu,sebebi bilmem olmazdı.İsteyerek yanımda olduğunu ummuyorum zaten.Bu güne kadar yakınımda olanlar beni sevdikleri için yanımda olmadılar zaten. Dedi başı önde.
  Işıl :-Bu nedenle bu kadar yabanisin.
  Yong Hwa, başını kaldırdı :-Sensin yabani.
  Işıl :-Senin yanında ki herkes seni sevdikleri için yanındalar.Başka sebebi yok.Bayan Mi Ja,Dong Hyun, Bay Kim.
  Yong Hwa, Işıl 'a baktı.
  Yong Hwa:-Ya sen?
  Işıl :-Ben de seni düşünüyorum.
  Yong Hwa :-Gerçekten mi?Dedi şaşkınlıkla.
  Işıl :-Elbette işim gereği seni düşünmem gerek.
  Yong Hwa durdu :-Başka bir şey bekleyemezdim zaten.
  Ne duymak istiyordu Yong Hwa?Sevildiğini mi?Işıl 'a yaptığı onca şeyden sonra mı?Hayret.Hangi akla hizmet bunu bekliyordu ki?Yine de duymak güzel olurdu onun için.
  Yong Hwa :-Yeter bu kadar konuştuğumuz.Özürümü diledim nasılsa.Artık yalnız kalmak istiyorum.
  Kovuluyordu Işıl.Yong Hwa yine yabaniliğe bağlamıştı kendini.
  Işıl :-Benden özür dileme.Kendinden dile.
  Yong Hwa:-Ne demek o?
  Işıl :-Beni bir kere zehirledin,ben seni affettim.Ama kendini her gün zehirliyorsun.Kendi kendini affedebilecek misin?
  Yong Hwa:-Seni dinlemek istemiyorum artık. Yeter.Dedi ve ayağa kalkıp gitmek  üzereydi.
  Işıl :-Sakladığın ya da kaçtığın o gerçek ne ise yüzleş bence.Yoksa kendi kendini bitireceksin.Evet,belki ben yanında olacağım ve seni her seferinde yanlışlarından döndürmeye çalışacağım ama belki, bir gün bana ihtiyacın olduğunda beni bulamayacaksın.O zaman ne yapacaksın Jung Yong Hwa?Kendi başının çaresine bakabilecek misin?
  Yong Hwa:-Hiç bir şey bildiğin gibi değil tamam mı?Senin için konuşmak o kadar kolayki.Beni ne sen,ne de o beni sevdiğini iddia ettiğin kişiler anlayabilir.Seni dinlemek istemiyorum.Konuşma yeter.
  Işıl :-Beni dinleme zaten. Kalbini dinlesen yeter.
  Yong Hwa:-Beni sıkmayı kes artık. Tavsiyene de ihtiyacım yok. Dedi ve gitti.
  Kaçmıştı yine Yong Hwa. Hem gerçeklerden,hem de kalbinden.
  Yine gecenin bir saati ve yine Yong Hwa, firarda.Bir araba sesi duyuldu geceyi yaran.Ders çalışmakta olan Işıl 'ı yine ayağa dikti.
  Işıl :-Yine yaptı yapacağını!Dedi ve hemen odasından çıktı.Elinde anahtarlar ile Bay Kim,hazır ve nazır onu bekliyordu.
  Işıl :-Bay Kim?
  Bay Kim :-Yine kovalamaca var anlaşılan.
  Işıl :-Aynen öyle. Yine kaçtı.Dedi ve garaja doğru gittiler.Ama yine gözleri açıldı şaşkınlıktan.Uykuda olması gereken gözler,şaşkınlık doluydu.
  Işıl :-Yok artık!
  Bay Kim :-Bu çocuk ne yapmış böyle?
  Işıl :-Yaklanmamak için, elinden geleni yapar bu.Bağımlı olmuş bir nevi.
  Doğruydu.Yong Hwa, yapmıştı yine bir haylazlık ve Işıl 'ın kendisini yakalamaması için, arabanın tekerleklerini sökmüştü.
  Yong Hwa gülümsüyordu :-Şimdi beni bulda göreyim dadı bozuntusu.Artık benim kurallarıma göre oynayacağız.Madem seni gönderemiyorum,ben de seni kendimden uzak tutarım olur biter.
  Bay Kim :-Hayret.Hiç,bir şeyi yapmak için, bu kadar azimli olduğunu görmemiştim.
  Işıl :-Bay Kim, bana yardım edin lütfen.Bu tekerlekleri takmamız lâzım.O kaçağı yakalamam lâzım.
  Bay Kim,kolları sıvadı.Işıl, tekerlekleri getiriyor,o ise yerlerine takıyordu.İş biraz uzun sürmüştü.Işıl, gidişini değil de Yong Hwa'nın dönüşünü yakalayabilirdi bu gidişle.
  Bay Kim :-İşte bitti.
  Işıl :-Teşekkür ederim. Gece gece sizi de yordum.
  Bay Kim gülümsedi:-Git haydi.
  Işıl arabaya bindi.Gideceği gece kulüplerini aklına kazımıştı sanki.
  Işıl :-Seni bir elime geçireyim,cezanın en büyüğünü vereceğim.O antlaşmayla okulun duvarlarını süslemez miyim ben?Akıllanmayacak.Ne yaparsam yapayım akıllanmayacak bu fare.E ben seni girdiğin o delikten çıkarmaz mıyım?
  Yong Hwa 'yı arıyordu Işıl. Önce bir gece kulübüne gitti.Orada ne arabasını,ne de kendisini bulabildi.Çıkıp başka birine gitti.Yine yoktu.Bu sefer bir önce ki gibi talihli değildi.Ama uzun sürse de araması,sonunda bulmuştu dadısı olduğu bu genci.
  Işıl :-Aha buldum seni.Demek buradaydın.Dedi kızgınlıkla.
  Evet bulmuştu.Ama bir gece kulübünde değil.Yakınında ki bir yolun kenarında.Arabanın içini netlikle görebiliyordu.Yong Hwa vardı arabanın içinde.Bir de kız.O da yan koltuktaydı.Kolu kızın omuzundaydı.Kıza doğru yavaş,yavaş yaklaşıyordu.
  Işıl :-Ne yapıyor bu böyle?
  Yong Hwa,kıza yaklaştı.Niyeti belliydi elbette.Onu öpmek.Hiç bir his yoktu kalbinde karşısında ki kız için. Ama bir şeyi ispatlamak istercesine yaklaşıyordu öpmek için."Bu sefer olacak"dedi kendi kendine. Yong Hwa yaklaştı,daha da yaklaştı,öpecekti ve durdu. Öylece kaldı ve geri çekildi.Elini de çekti kızın omuzundan.
  Işıl :-Ayy,kızı öpecek galiba.Keşke gelmeseydim.Dedi ama Yong Hwa, durunca o da durdu ve bir anda kornaya bastı.Baskın basanındı artık.
  Yong Hwa ve yanındaki kız irkilmişlerdi.Işıl arabadan indi ve yanına gitti.Kapıyı açtı.
  Yong Hwa:-Sen?
  Işıl :-Evet ben.Ohh bakıyorum da keyfin yerinde beyefendi.Kızlar,öpücükler.
  :-Yong Hwa, bu kim?
  Yong Hwa:-Gereksiz biri işte. Senin ne işi var burada?
  Işıl :-Gecenin bir yarısı küçük beyimizin peşinden koştuk.Yine.Yürü eve.Dedi ve parmağıyla kendi arabasını işaret etti.
  Yong Hwa arabadan indi sarsılarak.Belli ki yarı sarhoştu.
  Yong Hwa :-Uyusaydın ya.Beni rahat bırak.
  Işıl :-Yürü eve yürü.
  Kız arabadan indi:-Yong, onun kim olduğunu söyleyecek misin?Neden sana emir veriyor?
  Işıl :-Dadısıyım ne olacak ha!Beni bırakta araba köşelerinde öpüş,kokuş.Ohh.Hayata bak.Utanmıyor musunuz siz?
  Yong Hwa, Işıl 'ın ağızını kapatmaya çalışıyordu.
  Işıl :-Dur sende.Dedi ve elini çekti yüzünden.
  :-Sana ne?
  Işıl :-Git şurdan vallahi levye ile dalarım kafa göz.
  :-Aaa deli herhalde.Dedi ve gitti.
   Yong Hwa:-Deli,deli.Dedi sendeleyerek.
  Işıl :-Bin arabaya sende.Sahiden delirteceksin beni.
  Yong Hwa, arabaya bindi.Gözleri güçlükle açılıyordu.Işıl eve doğru sürüyordu arabayı.
  Işıl :-Gece gece yollara düşürdüğün için beni sağol.
  Yong Hwa :-Gelmeseydin.Kim dedi sana peşime düş diye.
  Işıl :-Bir de yüzlü çıkmaz mı?Delirtirsin sen insanı.Zaten kaçışın da boşuna değilmiş.
  Yong Hwa:-Şimdi de aşk hayatıma mı burnunu sokuyorsun?
  Işıl :-Bu aşk mı?Birine bir şey hissetmeden onu öpmek aşk mı oluyormuş?
  Yong Hwa:-Ne öpmesinden bahsediyorsun sen?Öpemedim ki.Hiç bir zaman, hiç bir kızı öpemiyorum.Olmuyor anlıyor musun?Ö-pe-mi-yo-rum.
  Işıl, anlamamıştı.Yong Hwa'nın kafası dumanlıydı o tamamda saçmalıyor muydu?Yoksa gerçeklik payı varmıydı söylediklerinin?Sustu o an.Yong Hwa'ya baktı. O ise çoktan sızmıştı.
  Eve gelmişlerdi nihayet.Işıl indi arabadan.Yong Hwa ise yarı baygındı.
  Işıl :-İn artık eve geldik.
  Yong Hwa,arabanın kapısını açtı, ayağını dışarı attı ama biraz hızlı indi.Gözünün önünü zor görüyordu.İnmesi ile yere düşmesi bir olmuştu.
  Işıl :-Allahım yarabbim.Şu hâline bir bak. Rezil olmak için içiyorsun bu zıkkımı herhâlde. Dedi ve gidip yerden kaldırdı.Kolunu kendi omuzuna attı. Öyle yürüyorlardı.Işıl, onu taşımakta güçlük çekiyordu.Sanki ağırlaştıkça ağırlaşıyordu Yong Hwa.
  Işıl :-Galiba ömrüm seni taşımakla geçecek.Sünme bi sünme.Dedi ve o an Yong Hwa, Işıl 'ın üzerine doğru devrildi.Işıl ise onu taşıyamadı,ayakları birbirine dolandı ve çalıların arasına düştüler ikisi birden.
  Işıl :-Ahh,sırtım!
  Çok acımıştı.Ama Jung Yong Hwa 'da hiç bir şey yoktu çünkü Işıl 'ın üzerine düşmüştü. Başı omuzundaydı. Yavaşça kaldırdı ve Işıl 'a baktı. Göz gözelerdi gecenin bir yarısı.Rüya gibi.Işıl utanmıştı bu vaziyetten.Yong Hwa ise kendinde olmasada yaşadığı o hislere tekrar maruz kalıyordu ve sabah kalktığında hatırlayabileceği kadar güçlü çarpıyordu kalbi.
  Yong Hwa :-Sen iyi misin?
  Işıl :-Bir an önce kalkarsan iyi olacağım.Dedi ve Jung Yong 'u itti.
  Yong Hwa, hâline baktı ve hemen kalktı.
  Işıl :-Nedir senden çektiğim.Dedi ve tekrar taşımaya başladı. Odasına kadar  hemde.Üstelik yatağına yatırdı,ayakkabılarını çıkarttı ve üzerini de örttü küçük Yong Hwa'nın.
  Yong Hwa:-Neden kimseyi öpemiyorum ben?
  Işıl, çıkmak üzereydi ki yerinde kaldı bu cümle ile.Sayıklıyordu ama konu aynı konuydu.
  Işıl :-Aşık filân mı bu çocuk?Ama, kimse diyor.Allah Allah.Anlamıyorum ki derdin ne?Ya da dertlerin.Dedi yüzüne bakarak.
  Sabah olmuştu. Işıl, Yong Hwa 'yı kaldırnak üzere odasına geldi.
  Işıl :-Yong Hwa, kalk haydi.
  Yong Hwa, yavaşça doğruldu.Başı oldukça sert ağrıyordu.
  Yong Hwa :-Ahh.Başım!
  Işıl :-O kadar içersen olacağı bu.Bir gün o kafan patlayacak.
  Yong Hwa :-Patlasa patlasa sen çok konuştuğun için patlar.
  Işıl :-Ayy espiride yaparmış.Çok güldüm ya.
  Yong Hwa:-Sen gül diye söylemedim zaten.Dedi ve yataktan kalktı.
  Işıl :-Bu gün cezalısın haberin olsun.
  Yong Hwa:-Fark etmez.Her gün cezalıyım zaten.Eee söylesene bu günkü cezam nedir acaba sevgili dadım?
  Işıl :-Araba tamiri konusunda oldukça tecrübeli görünüyorsun.Tamirhanede çalışan bir büyüğüme yardım edeceksin.
  Yong Hwa:-Ne diyorsun?Ben bunu asla yapmam.Tamirci mi olacağım?
  Işıl :-Dün gece olmuşsun ama.
  Yong Hwa :-Git o belgeyi kime gösteriyorsan göster.Senin dediğin hiç bir şeyi yapmam.
  Işıl :-Sen bilirsin.Dedi ve bilgisayarı eline alıp oturdu.
  Yong Hwa:-Ne yapıyorsun sen?
  Işıl :-Bizim okulun internet sitesine giriyorum.Hani şu öğrencilerin sevdikleri şeyleri ve dedikoduları paylaştıkları site.Benim dadılık antlaşmamı orada paylaşacağım.
  Yong Hwa, ekrana baktı. Evet o antlaşma tam da oradaydı.Gözlerini açtı fal taşı gibi ve hemen bilgisayarı kapattı telaşla.
  Işıl :-Ne oldu acemi tamirci?
  Yong Hwa :-Tamam dediğini yapacağım. Dedi dişlerini sıkarak.
  Işıl gülümsedi :-E gidelim o zaman.Geç kalmayalım değil mi?
  Tamirhaneye gelmişlerdi.İçeri girdiler.
  Işıl :-Merhaba Young amca.Senin elemanı getirdim.
  :-Ooo.Bayağı da kuvvetliymiş.İş görür bu çocuk.Dedi Yong Hwa'nın kaslarını yoklayarak.
  Işıl :-Öyledir.
  Yong Hwa:-Kuvvet mi?Taş mı taşıyacağım yoksa?
  Işıl :-Birazdan görürsün.
  Yong Hwa :-Sen nereden tanıyorsun bu adamı?Yoksa burada da mı çalıştın?
  Işıl :-Beni kovdurduğun evde otururken mahallemde komşuyduk.
  :-Elemanda geldiğine göre artık işe başlayalım.Git ve tulumunu giyin.
  Yong Hwa :-Ama ben tamir işinden hiç anlamam.
  :-Öğrenirsin.Dedi Young amca gülerek.
  Yong Hwa, tulumunu giyinmişti.Hani birazda büyük geliyordu üzerine mavi tulum.Ama içinde çok sempatik görünüyordu inkâr etmemek gerekirdi.İşe lastik takıp çıkarmakla başladı. Eee ne de olsa dün geceden tecrübeliydi küçük bey.Sürerek ustasının yanına getiriyordu bir ara elinden kaçırdı tekeri ve peşinden koşmaya başladı.Ustası arkasından bağırıyordu.Işıl ise onun bu hâllerinden çok eğleniyordu.
  Çıraklık devam ediyordu.Ustası Yong Hwa'dan âlet edevat getirmesini istiyordu.İstiyordu da Yong Hwa,doğru şeyi bir türlü getiremiyordu.Tornavida yerine pense veriyordu ustasına meselâ.Sanki hayatında ilk defa görüyordu bunları.Bir de başına bir el geldi ki usta dayağı neymiş gördü bizimki küçük te olsa.Dikkatli olması gerektiğini ankatan küçük bir uyarı.
  Hele araba motorunu öyle bir getirişi vardı ki ayağına düşürmüştü.Yaptığı sakarlığı gizleyişi de cabası.
  Işıl kollarını birleştirmiş,Yong Hwa'ya bakıyordu bir kenerdan. O an Yong Hwa'da kendisine baktı. Başını sağa sola sallayarak döndü işinin başına.
  Bir ara arabanın altına girdi.İşini hâlledip geri çıktığında ise yüzü görülmeye değerdi.Motor yağı olmuştu. Karalar içindeydi.Burnuna sürttü elini kaşımak için. Burnun ucu kapkara olmuştu. Işıl gülüyordu karşısına geçmiş.
  Eve dönme vakti gelmişti nihayet.Yong Hwa, yorgunluktan yıkıkacaktı neredeyse.Tamirhaneyi süpürüyordu.
  :-Yeter bu kadar.İşimiz bitti.Artık gidebilirsin.
   Yong Hwa, sübürgeyi elinden atıverdi:-Gerçekten mi?Sonunda bitti mi?
  Işıl :-Haydi bakalım.Kurtuldun.
  Yong Hwa :-Sonunda.
  Young amca getirdi ve bu günkü çalışmasının bedelini, Yong Hwa'ya verdi.
  :-Al bakalım.Pek bi beceriksizsin ama bunu hak ettin.
  Yong Hwa, parayı aldı. Uzunca baktı.
  :-Ne o?Beğenmedin mi yoksa?
  Yong Hwa'nın aldığı bu para kendisinin günlük harçlığının yarısından bile azdı.Şaşkınlıkla bakıyordu hâlâ.
  Işıl :-Bir şey mi oldu?
  Yong Hwa :-Onca ağır işin karşılığı bu kadarcık mı?
  :-Bu kadarcık?Bu parayı kazanmak için,kaç kişi bu işi yapıyor biliyor musun?Dedi Young amca.
  Yong Hwa, Işıl 'a baktı. Işıl ise Young amcayı tasdiklercesine başını salladı.
  Işıl :-Artık gidelim mi?
  Young amca ile vedalaştıktan sonra eve doğru yola çıktılar.Işıl, arabayı kullanıyordu.Yong Hwa ise yan koltuktaydı.
  Yong Hwa:-Çok yoruldum.Dedi başını yaslayarak.
  Işıl :-Neden?
  Yong Hwa :-Neden mi?Nasıl çalıştığımı görmedin herhalde.
  Işıl :-Hâlbuki dün gece gayet ustaca sökmüşsün tekerleri.Yorulacak bir şey yok bence.
  Yong Hwa:-Eğer elinde ki o antlaşma olmasaydı göstermiştim gününü sana.
  Işıl :-Şeyy bir şey soracağım.Dün gece olanları hatırlıyor musun? Diye sordu çekinerek.
  Yong Hwa:-Hangi olanları?
  Işıl :-İşte düşmek,çalılar,filân.
  Yong Hwa gülümsedi, başını diğer tarafa döndü:-Ben öyle bir  şey hatırlamıyorum.Ne oldu ki?
  Işıl :-Bir şey yok.Oh!İyi o zaman.
  Eve gelmişlerdi.Yong Hwa, bahçedeki çiçeklerin dibine oturdu.
  Yong Hwa:-Bir adım daha atacak hâlim yok.
  Işıl :-Gör işte. İnsanlar ne şartlarda para kazanıyorlar.
  Yong Hwa :-Gördüm.Dedi avucunda sıktığı paraya bakarak.
  Işıl :-Araba içlerinde,kızlarla iş pişirmeye benzemiyormuş değil mi?
  Yong Hwa:-Ne işi?Ne pişirmesi?
  Işıl :-Tamam, hadi hadi utanma.Olur böyle şeyler.Ama herkesle olmaz.Bir tane olsun,tam olsun.
  Yong Hwa :-Ne saçmalıyorsun sen?
  Işıl :-Her gece evden niye kaçtığın belli oldu.O kız mı sebebi?Aşık mısın ona?
  Yong Hwa :-Yok öyle bir şey. Aşık filan değilim ben.Ne kuruyorsun aklında?
  Işıl :-Şu öpmeye çalıştığın kızları diyorum.Öpemiyorum diye sayıklayıp duruyorsun.
  Yong Hwa telaşlandı :-O şey o.Sadece sayıklama.
  Işıl :-Kızla aranda bir sorun mu var  yoksa? Öpememenin sebebi bu mu?
  Yong Hwa:-Yok dedimya.Neden hâlâ ısrar ediyorsun?Dedi ve ayağa kalkıp ilerledi.
  Işıl :-İyi be.Söylemezsen söyleme.
  Yong Hwa döndü arkasını:-Bu arada dün geceki düşüşümüzü gayet net hatırlıyorum.Dedi ve ilerledi.
  Işıl :-Ne?Ama hatırlamadığını söylemiştin!Dedi telâşla ve peşinden koştu.
  Yong Hwa:-Evet hatırlıyorum.
  Işıl :-Ya ama bi dursana neyi hatırlıyorsun?
  Yong Hwa güldü:-Hep-si-ni.
  Işıl, Jung Yong 'un kalbine iniyordu yavaş yavaş. Yüzüne gülümseme yerleşmişti bile.Hiç gülmeyen o yüzüne.
 
 

BENİM KÜÇÜK DADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin