İyi nedir?Sadece kötünün zıt karşılığı mıdır?Peki iyilik?İyi bir kalp nasıl olmalıdır peki? Yong Hwa, bunların cevabını aramaya başlamıştı.25 sene sonra,iyi bir insan olmaya karar vermişti. En büyük idolü de bir kaç gün önce kendisini terk eden dadısı Işıl idi.
Bu gün,annesi ile akşam yemeğindeydi.Mutlu görünüyordu aslında. Ama bir tarafı buruk bir mutluluk.Işıl olsaydı bu akşam,bu masada,daha da mutlu olabilirdi aslında.
Bayan Mi Ja :-Seni yeniden kazandığımı görmek çok güzel oğlum.
Yong Hwa gülümsedi :-Bende seni anneciğim.
Bayan Mi Ja :-Bana ilk defa gülümseyerek bakıyorsun,biliyor musun?Galiba öfke dolu bakışlarından,gülümsemeni unutmuşum.
Yong Hwa :-Ben ise gülümsemeyi.Hiç tanımadığım bir kız geldi ve hayatımı tepetaklak etti.Bir Türk kızı.
Bayan Mi Ja :-Onu hâlâ düşünüyorsun değil mi?
Yong Hwa :-Unutabileceğimi sanmıyorum.Dedi ümitsizce.
Bayan Mi Ja :-Ona açılmayı düşünmüyor musun?
Yong Hwa :-Yaptıklarımdan sonra mı?Kabul etmez ki beni!
Bayan Mi Ja :-Keşke onu bu eve tekrar getirebilsem.
Yong Hwa :-O çok haklı anne.Tekrar döneceğini sanmıyorum.Biliyor musun anne?Her gece babamın suçluluk duygusu yüzünden uyuyamaz,kendimi dışarı atardım.Dün gece,yine uyuyamadım. Bu kez sorunum,babamın kâbusları değil,aşk acısıydı.Galiba hiç bir zaman,gece uykusu uyuyamayacağım.
Okul günüydü yine.Işıl ve Eun Sun, sınıfta oturmuş konuşuyorlardı.
Eun Sun :-Bu akşam,yeniden aynı evde olmamız şerefine,dışarıdan söyleyelim.
Işıl gülümsedi :-Tamam söyleyelim.
Eun Sun :-Bu hafta sonu çocuklara yardım amaçlı toplanıyoruz yine.
Işıl :-Hiç unutur muyum?Onlarla birlikte oldukça,daha çok şey öğreniyorum. Dedi gülerek.
Eun Sun :-Işıl, gülüyorsun ama gece uyumadığının farkındayım.
Işıl :-Yerimi yadırgadım herhâlde.O eve çok alışmışım farkında olmadan.
Eun Sun :-Bu yer yadırgamaya hiç benzemiyordu ama.Yong Hwa 'dan sana bulaştı uykusuzluk herhâlde.
Işıl :-Ne âlâkası var?
Eun Sun :-Hastahanede kolarımda "Yong Hwa 'ya aşığım "diye zırıl zırıl ağlayan ben değildim herhâlde.
Işıl, Eun Sun 'un ağzını kapattı birden.
Işıl :-Sessiz olsana Sun,biri duyacak şimdi! Bir daha sana bir sırrımı verirsem,iki olsun.
Eun Sun güldü :-Tamam, tamam sustum.Sen ilâçlarını alıyor musun bu arada?Özelliklede kan ilâcını.Doktor,kazada çok kan kaybettiğini söylemişti.
Işıl :-İyi hatırlattın,unutmuşum. Dedi ve çantasından ilâcını ve suyunu çıkardı.İlâcını yuttu,tam üzerine suyu içiyordu ki,Yong Hwa ve Dong Hyun, birden sınıfa girdiler.O ara onu görünce su Işıl 'ın nefes borusuna kaçtı ve öksürmeye başladı. Eun Sun, sırtına vuruyordu.
Eun Sun :-Bu çocuk seni gerçekten öldürecek bir gün Işıl.Kazadan olmasa da aşktan öleceksin yani.Dedi gülerek.
Işıl, ters,ters baktı Eun Sun 'a.
Işıl :-Sen de arkadaşsız kalırsın fena mı?
Ders başlamıştı nihayet.Yong Hwa, sağa sola bakmadan, direkt tahtada ki notları defterine geçiriyordu.Sadece ders ile ilgileniyordu artık.Bu Işıl 'ın dikkatini çekmişti. Ona doğru baktı. Yong Hwa, not alıyordu defterine.Birden durdu,kendisine bakmakta olan Işıl'a döndü. Işıl 'da aynı anda önüne döndü.Artık iki aşık sadece bakışmakla yetinecekti.Zorda olsa.
Akşam olmuştu. Dong Hyun ve Yong Hwa, ders çalışıyorlardı.Dong Hyun, kendisine ders anlatıyordu fakat, Yong Hwa, bu durumdan pek memnun değildi.Durum bu kez çok farklıydı ama.Ders çalışmaktan sikayetçi değildi.Anlayamamaktan şikayetçiydi.
Yong Hwa :-Ne biçim anlatıyorsun Dong, hiç bir şey anlamıyorum.Oysa benim,eksik konuları öğrenmem gerek.
Dong Hyun :-Ne yapabilirim Yong Hwa, en açık şekilde anlatıyorum ama anlamıyorsun.
Yong Hwa :-Işıl olsaydı ne güzel anlatırdı.Hem de gayet açık ve öğretici bir dili vardı onun.
Dong Hyun :-Kaçırmasaydın şimdi sevgili dadın ile çalışıyor olurdun.
Yong Hwa :-Bilmiyordum. Hatırlattığın iyi oldu.
Dong Hyun :-Görünüşe bakılırsa,ona iyi alışmışsın.
Yong Hwa :-Bu gün ne bana baktı,ne de gelip konuştu benimle.
Dong Hyun :-Kız,zaten görüşüp konuşmayalım demiş.Bekleme bunları ondan.
Yong Hwa :-Şimdi ne yapıyordur acaba?
Dong Hyun,Yong Hwa 'ya baktı.Aslında üzülüyordu arkadaşının bu hâline. Elini omuzuna koydu.
Dong Hyun :-Onun şu anda ne yaptığını bilmek ister misin?İstersen,öğrenebiliriz.
Yong Hwa :-Nasıl?
Dong Hyun, gülümsedi.Aklında bir şey vardı belliki.
Yong Hwa direksiyondaydı.Yan koltukta da Dong Hyun.Yolu tarif ediyordu.
Yong Hwa :-Nereye gittiğimizi söylemedin hâlâ?
Dong Hyun :-Burada durabilirsin.
Yong Hwa :-Burası da neresi?Dedi,bahçesinin önünde durduğu eve bakarak.
Dong Hyun :-Işıl 'ın evi.Üst katta oturuyor.
Yong Hwa :-Demek burası.İyi de sen nereden biliyorsun burayı?
Dong Hyun :-Şeyy.Eun Sun.
Yong Hwa, birden gülmeye başladı :-Bak sen,bizim inek Dong Hyun 'a.Demek Eun Sun ha!
Dong Hyun :-Ne gülüyorsun sen?Hem inekte ne demek?
Yong Hwa :-Tamam kızma.Çalışkansınya o yüzden inek dedim.Demek,burası onların evi ha!Dedi gülerek.
Dong Hyun :-Bak hâlâ gülüyor.Getirdiğime pişman etme beni.
Bir anda Işıl ve Eun Sun gözüktüler ellerinde market poşetleri ile.
Yong Hwa :-Bunlar onlar.Dedi ve arabayı biraz daha gözükmeyecek bir yere çekti.
Dong Hyun :-Ne almışlar bunlar bu kadar?Marketi sırtlanmışlar galiba.
Yong Hwa :-Kendileri bile getirmekte güçlük çekiyorlar.
Işıl :-Eğer market kapanmasaydı,sabahı edecektin alışveriş yaparken.
Eun Sun :-Ne yapayım Işıl? Bunlar evin ihtiyacı.
Işıl :-Allah aşkına söyle.Kokulu mumda mı evin ihtiyacı?Peki şu saksı?Kış günü çiçek mi ekeceğiz?
Eun Sun :-İndirime girmişti.Ne güzel işte,ucuz ucuz aldık.Hem bahar gelince,dikeriz çiçeklerimizi bunlara.Havaların ısınmasına şurada ne kaldı ki.
Işıl güldü :-Tamam karışmıyorum sana.Sen her şeyin en hesaplısını bilirsin.
Eun Sun :-Poşetlerde amma da ağırmış,kollarım koptu.
Işıl :-Benimde.
Yong Hwa ve Dong Hyun, onları izliyorlardı.
Yong Hwa :-Gülüşünü özledim.Kolundan tutup,eve geri götüresim var.
Dong Hyun :-Her şey çok yeni Yong. Biraz zaman.
Eun Sun :-Bu akşam dışarıdan söyleyeceğiz neyse ki.
Işıl :-Üç adet saksımız varya onları yeriz olmaz mı?
Eun Sun :-Ayy,hayatı yaşa biraz.Ruhun ölmüş senin.
Işıl güldü :-Ruhum değil,cüzdanım öldü.O ölünce,bende can çekişiyorum işte. Hem kim demiş benim ruhum ölmüş diye.
Eun Sun :-Yong Hwa 'nın seni neden evden atmak istediğini,şimdi anlıyorum.Ne kadar sıktıysan,çocuğu artık.
Işıl 'ın yüzü düştü birden.Konu Yong olunca,tepki bu oluyordu ister istemez.
Eun Sun :-Üzgünüm arkadaşım, öyle demek istemedim.
Işıl gülümsedi :-Boşver.Sen bana sıkıcı mı demek istiyorsun ha!Gel buraya.Dedi ve elinde poşetlerle Eun Sun 'u kovalamaya başladı.
Eun Sun :-Hayır, öyle demek istemedim.
Işıl :-Evet isteyerek söyledin.Buraya gel çabuk.
İkisi de kovalaşarak eve girdiler.
Yong Hwa :-Bensiz gayet mutlu gözüküyor.
Dong Hyun :-Yong, herkes kendi hayatını yaşıyor diyen sendin.Işıl, şu anda kendi hayatını yaşıyor.Ve onun, senin onu sevdiğinden haberi yok.
Yong Hwa :-Olsa bile bir şey değişmezdi diyorsun yani.
Dong Hyun :-Şeyy!
Yong Hwa :-Açık konuşabilirsin.Ben her şeyin farkındayım zaten. Dedi ve eve doğru baktı. Birden,Işıl çıktı balkona.Elinde bir bardak Türk çayı ile.Serin havaya rağmen, bir şey balkona çıkmaya itmişti onu.Gök yüzüne kaldırdı başını.
Yong Hwa :-Balkona çıktı!Dedi ve onu izlemeye başladı.
Eun Sun, arkasından geldi Işıl 'ın.
Eun Sun :-Ne yapıyorsun burada?
Işıl :-Gök yüzünü gördün mü?Ne kadar parlak.Bir tane bile yıldız yok.Sanırım bahar gelmek üzere.
Eun Sun :-Hava da eskisi kadar soğuk değil.Karlar eridi.Yağmurlar başladı.
Işıl :-Mezuniyetimiz de yaklaşıyor.Ben de Türkiye'ye dönerim herhâlde.
Eun Sun :-Bence burada kalacaksın.
Işıl :-Nereden biliyorsun?
Eun Sun :-Bilmem,içime doğdu diyelim.
Işıl gülümsedi:-Belki sen Türkiye'ye gelirsin.Dedi ve konuşarak içeri giriyorlardı ki Işıl, tekrar döndü ve arkasına baktı.
Eun Sun :-Bir şey mi oldu?
Işıl :-Yok, olmadı.Dedi ve içeri girdi.
Dong Hyun :-Artık gitme vakti gelmedi mi?Biri bizi görecek ve röntgenci diye adımız çıkacak diye korkmaya başladım.
Yong Hwa :-Beni buraya getirdiğin için, teşekkür ederim. Onu görmek nasıl iyi geliyor,anlatamam.Dedi ve arabayı çalıştırıp,uzaklaştılar.
Bu gün,Işıl ve ekibi,yardıma muhtaç olan çocuklara,psikolojik danışmanlık yapmak ve ücretsiz tedavi vermek için,toplanmışlardı.Eun Sun ve Işıl, Kyu Jung'un arabası ile çocuklarla buluşacakları yere gidiyorlardı.
Kyu Jung :-Çocuklar orada bizi bekliyor olacaklar.Psikoloji benim alanım değil.Bu yüzden sizin sayenizde onlara yardımcı olacağım.
Işıl :-Bu çocuklar,kanser hastası öyle değil mi?
Kyu Jung :-Evet.Bu hastalıkta,moralin ne kadar önemli olduğunu bilirsiniz.
Eun Sun :-Bilmezmiyiz.
Işıl:-O küçük bedenlerin,be kadar acı çektiklerini anlayabiliyorum.Dedi empati kurarcasına.
Eun Sun :- Çocuklar için bir yardım gecesi düzenleniyordu.O ne oldu peki?
Kyu Jung :-Çalışmalara başladık.Kısa bir süre sonra biter sanırım.
Işıl :-Sevindim.İyi ki sizin grubunuzda yer alıyorum.Bence,grubumuza bir isim vermeliyiz.Sonra işleri büyütüp,kıtalar arası bir yardım grubu olmalıyız.On üç kişiyiz ama,daha da büyüyebiliriz.
Eun Sun :-Güzel fikir.
Kyu Jung :-Neden olmasın! Dedi gülümseyerek.
Gidecekleri yere gelmişlerdi. Işıl ve Eun Sun, salona girdiler.Diğer doktor arkadaşları,çocuklarla tedaviye başlamışlardı bile.
Eun Sun :-Geç mi kaldık?
Kyu Jung :-Yok.Onlar,erken geldiler.
Işıl, onlara bakıyordu gülümseyerek.Birden arkası dönük olan bir doktor arkadaşı,arkasını döndü.Işıl, çocuklara gülümseyen,onlarla şakalaşan bu kişiyi tanıyordu.Şaşkınlıkla bakıyordu ona.
Işıl :-Jung Yong Hwa!
Eun Sun :-Ne,nerede?
Işıl :-İşte orada.
Eun Sun 'da baktı o yöne.Hatta biraz uzağında ki Dong Hyun 'u da gördü.
Kyu Jung :-Onlar yeni gönüllülerimiz.Artık on beş kişiyiz.Dediğin gibi büyüyoruz.
Işıl :-Demek yeni gönüllü.
Kyu Jung :-Işıl, sen ve yeni gönüllümüz aynı gruptasınız.Adı üstünde yeni.Biraz işini öğreteceksin.
Işıl :-Ama...
Kyu Jung :-Haydi bakalım görev yerlerinize.
Işıl, Yong Hwa 'nın yanına geldi. Çocuklarla gülüştüğünü görünce,oda gülümsedi bir an.
Işıl :-Merhaba.
Yong Hwa,dizlerinin üzerindeydi.Doğruldu ve ayağa kalktı.
Yong Hwa :-Merhaba.
Işıl :-Yardım gönüllüsü olmuşsun?
Yong Hwa :-Öyle oldu.Artık, işe yaramaz Yong olmayacağım.
Işıl :-Sen işe yaramaz değilsin.
Yong Hwa :-Bunu en baştan beri söylüyorsun.Ama benim de inanmam gerekiyordu.
Işıl:-İnan o zaman.Bu gün burada olman bile,yani çocuklarla psikolojik danışmanlık yapmak istemen,senin iyi kalpli olduğunu gösterir.
Yong Hwa :-Bana karşı, yumuşadığını görmek güzel.
Işıl :-Şu anda yaptığımız iş adına,bir kaç saatliğine geçmişi unutmamız gerek.
Yong Hwa :-Anladım. Buradan çıkınca,küslüğe devam yani.
Işıl :-Küslük demiyelim de biz ona, iki yabancı koyalım adını.Bu arada hoş geldin aramıza.Dedi ve elini uzattı.
Yong Hwa :-Teşekkürler.
Işıl :-Sana ,yapman gerekenleri ben öğreteceğim.Haydi başlayalım.Dedi gülümseyerek.
İkisi de iyi bir ikili olmuşlardı aslında.Işıl, Yong Hwa 'nın iyi biri olmaya çalışmasına seviniyordu.Yong Hwa ise Işıl 'ın yanında olmasına.Çocuklarla konuşuyor,onları dikkatle dinliyorlardı.Ama Yong Hwa, kendini çoktan sevdirmişti o küçücük yüreklere.Etrafına toplamış,hem gülüyor,hem oynuyor,hem de,sorunlarına cevap bulmaya çalışıyordu.Kanser hastasıydı belki bu çocuklar ama onun sayesinde,sıkıntılarını unutmuşlardı.Işıl 'da.Evet Işıl 'da unutmuştu kendine dert ettiklerini,onunla beraber.Çocukların arasına kaynamış,Yong Hwa'yı gözlemliyor,gülüyor,eğleniyordu.İki sene sınıfta kalmasına rağmen,çocuklarla gayet iyi ilgileniyordu bizim Koreli afacan.
Gitme vakti gelmişti. Işıl, Yong Hwa ile dışarı çıktı. Ağır ağır yürüyorlardı.
Işıl :-Çocuk psikolojisinden iyi anlıyorsun galiba.
Yong Hwa :-Onları benden iyi kimse anlayamaz.Sonuçta sorunlu çocukluk geçirmiş,bir bireyim.
Işıl :-Seni böyle görmek,ilginçmiş doğrusu.
Yong Hwa, Işıl 'a döndü.
Yong Hwa :-Ben de senin kadar iyi biri olamaz mıyım Işıl?
Işıl :-Öyle demek istemedim.Sadece...
Yong Hwa :-Beni hep sana eziyet ederken gördüğün için, bu durum garibine gitmiş olmalı. Seni anlayabiliyorum.
Işıl ileride kendisini bekleyen Kyu Jung ve Eun Sun 'a baktı.
Işıl :-Beni bekliyorlar.Artık gideyim.Bu arada,iyi ki aramıza katıldın yeni çocuk.Dedi ve gitti.Yong Hwa gülümsedi. Galiba Işıl yumuşamıştı kendisine karşı. Ama çabuk ümitlenmemeliydi çünkü bu,iş ilişkisinin bir sonucu olabilirdi.
Bu gece yine uyku yoktu Yong Hwa 'ya.Her şey eskisi gibi devam ediyordu. Yani yine uyuyamıyordu.Hisleriyle başbaşaydı.Ama o babasının kendisine miras bıraktığı korkulardan kaçtığı gibi kaçmayacaktı hislerinden.Tam aksine üstüne gitmeye karar vermişti.Yataktan kalktı,arabasının anahtarını ve montunu alıp üzerinde eşofmanları ile arabasına gitti.Nereye gideceği belliydi.Hem de çoook belliydi.Elbette Işıl 'ın yeni evine.
Gece yeni başlamıştı Yong Hwa için.Oturdu arabanın içinde ve bir kez olsun,Işıl 'ın balkona çıkmasını beklemeye başladı.
Yong Hwa :-Haydi küçük dadı.Seni bekliyorum.Bir kez olsun,göster o yüzünü.Yoksa bu gece bana uyku yok.Buradan bir yere ayrılmakta yok.Gündüzler yetmiyor geceleri uyumam için.Ya beni kendine bağlamayacaktın,ya da gitmeyecektin.Dedi ve tekrar döndü,baktı balkona doğru.Ümitsiz bir bekleyiş vardı.
Işıl ve Eun Sun ise,ders çalışıyorlardı.Kafalarını gömmüşlerdi kitaba.
Eun Sun öffleyip,pöflemeye başladı.
Işıl :-Ne oldu bakalım?
Eun Sun :-Çok sıkıldım.
Işıl :-Ee ne yapalım acaba?
Eun Sun :-Bir süreliğine şu defter ve kitaplardan uzaklaşalım yeter.Beynimin içi kaynıyor resmen.
Işıl :-Ne yalan söyleyeyim,benimde.
Eun Sun :-Biraz,balkona çıkalım mı?
Işıl :-Hava alalım diyorsun yani.Aslında iyi olur.Haydi çıkalım.
Eun Sun :-Yalnız,üzerine hırka al.Dışarısı soğuk.
Işıl :-Tamam.Dedi ve odasına gidip,dolabını açtı.Bir şeyler ararken,eline Yong Hwa 'nın hırkası geliverdi.Onu üzerine giyindi ve balkona çıktı. O anda Yong Hwa, onları gördü arabanın içinden.Heyecanlanmıştı.
Yong Hwa :-Sonunda çıktı.Dedi gülümseyerek.Birden,Işıl'ın üzerinde ki hırkayı fark etti. Dikkatlice baktı sonra.Evet bu kendisinin hırkası idi.O an,o yağmurlu günde omuzlarına örttüğü hırka olduğunu hatırladı.Kendi hırkası. Gülümsemesi bir kat daha artmıştı artık.
Yong Hwa :-Acaba,o hırkayı isteyerek mi yanında tutuyor?Yoksa,farkında bile değil mi?Belki de hâlâ beni önemsiyordur.
Eun Sun :-O hırkayı nereden buldun Işıl?
Işıl :-Bu Yong 'un.
Eun Sun :-Sen bu aşk işini abartmışsın bakıyorum da.
Işıl :-Bilerek almadım.Yanlışlıkla...
Eun Sun :-Hıı,öyledir.
Işıl :-İnanmazsan,inanma.Ama iyi ki getirmişim.Dedi gülümseyerek. Kendini Yong Hwa 'nın yanında hissediyordu onunla.Sarıldı üzerinde ki hırkaya,mutlulukla.Belki de hissettiği yakınlık,biraz uzağında ki Yong Hwa 'nın varlığıydı.
Eun Sun :-Sanki,Yong Hwa'yı yanında getirmişsin gibi mutlusun.
Işıl :-Biliyor musun Sun,sanki yanımdaymışçasına varlığını hissediyorum.Bu hissi anlatmam o kadar zor ki.
Eun Sun :-İtiraf kısmına geçebilir miyiz artık? Dedi gülümseyerek. Elini mikrofon yapmış,arkadaşına uzatıyordu.
Işıl :-Tabiiki.Ben Işıl Türkoğlu.Bay Jung Yong Hwa 'yı seviyorum.Unutamıyorum.Unutmak için çabalayacağım doğru.Ama onu seviyorum.
İki arkadaş birden gülmeye başladılar.Kahkahalarla hemde.
Eun Sun :-Mâdem bu gece itiraf gecesi,bende bir itirafta bulunacağım.
Işıl :-Sizi dinliyoruz hanım efendi.
Eun Sun :-Ben,ben Kim Dong Hyun 'dan hoşlanıyorum.
Işıl :-Evet.Biliyordum!Dedi heyecanla ve arkadaşının omuzuna vurdu.
Eun Sun :-Ama ben de unutmaya çalışacağım çünkü onu düşününce derslere adapte olamıyorum.Sınıfta kalmak istemiyorum.
Işıl 'da Eun Sun 'da narkoz almış gibiydiler bu gece.Akıllarına gelen seyi,hatta en tehlikeli şeyi konuşuyorlardı.
Işıl :-Sun,temiz hava çarptı bizi galiba.Dedi gülerek.
Eun Sun 'da aynı şekilde kahkaha atıyordu :-Galiba öyle oldu.
Birden,alt katta oturan yaşlı teyze,bahçeye çıktı.
:-Kızlar, ne oluyor size?Bu saatte neden ayaktasınız siz?
Eun Sun :-Gürültü yaptığımız için,özür dileriz!Dedi ve Işıl ile içeri kaçıştılar gülüşerek.
Yong Hwa gülümsüyordu.Bu gece de şanslıydı.Sevdiği kızı görebilmişti.Yakın olmak sadece bedenen olmamalıydı.Çünkü yakınlık ruh ve kalben birlikte olmak demektir.Ve Yong Hwa ile Işıl, birbirlerine sandıklarından daha yakındılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK DADIM
Fiksi PenggemarKORE DRAMASI TADINDA Haylaz mı haylaz Koreli bir gencin,Türk bir dadı ile imtihanı. "Her erkeğin içinde bir çocuk vardır.Her kadının içinde de bir anne. İşte bu yüzden kadınlar erkekleri ilelebet taşıyabilirler."