Yong Hwa, çok iyi bir ok atıcısıydı.Tıpkı hedef tahtasını,on ikiden vurduğu gibi vurmuştu Işıl 'ın kalbini.Niye bu kadar öfkeliydi Yong? Neden acımadan sarf etmişti ki bu sözleri?Sebebi acınmak mı?Kıskançlık mı?Işıl ise kötü durumdaydı.Jung Yong Hwa 'nın karşısında yorulduğu çok belli oluyordu ağlamamaya çalıştığı hâlde, kendiliğinden akan göz yaşlarından.
Işıl :-Ömrüm boyunca kimseden bir şey dilenmedim.Ne önce,ne de şimdi. Sadece insanlara gerektiğinden fazla önem verdim.Onlara çok çabuk inandım.Ve galiba,onları kazandım sanırken,aslında kaybettim.Dedi ve oturma odasına gitti.Gözünden yaşlar damlaya damlaya.
Ortam sesizleşmişti,.Ama Jung Yong Hwa 'nın kalbinde fırtınalar kopuyordu.Zevk alınacak hiç bir şey yoktu o an onun için.Parti zaten parti olmaktan çıkmıştı. Bitse de bir şey fark etmezdi.
Yong Hwa :-Herkes gitsin parti bitti.Gidin dedim!
Shin Hye :-Yong, bunu bu kızın yanına bırakamazsın.Seni herkese rezil etti.
Yong Hwa, Shin Hye 'ye sert bir bakış attı ve odasına gitti.
Büyük fırtına henüz dinmemişti.Bayan Mi Ja eve dönmüştü.Olan,biten her şey kendisine eksiksiz bir şekilde Bay Kim tarafından rapor edilmişti çalışma odasında.
Bayan Mi Ja :-Bu,bu nasıl olur?Bu çocuk nasıl bu kadar ileri gidebilir?
Bay Kim :-Maalesef gitti efendim.Küçük hanım,herkesin için de küçük düştü.Jung Yong Hwa, çok acımasızdı.
Bayan Mi Ja :-Bazen bu çocuk nasıl olurda benim çocuğum olur diye kendime sormadan edemiyorum.Bay Kim,Işıl 'ı ve Yong Hwa 'yı buraya çağırır mısınız?
Bay Kim :-Peki efendim.
Işıl, Bayan Mi Ja 'nın odasına girdi.Arkasından da Jung Yong Hwa.
Işıl 'ın gözlerine baktı Bayan Mi Ja. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.
Bayan Mi Ja :-Sen kim olduğunu sanıyorsun da benim işe aldığım çalışanımı herkesin içinde küçük düşürüyorsun ha!
Yong Hwa sustu.
Bayan Mi Ja :-Konuş çabuk!Diye bağırdı.
Işıl, araya girdi:-Hata onun değil efendim.Bu durumda benim de suçum var.Gelip,vermiş olduğu partide,ona bağırdım.İçki görünce,sinirlerime hakim olamadım.Dedi başı önde.
Yong Hwa :-Bayan Işıl 'ın korumasına ihtiyacım yok.Hatalıysam,hatalıyım.
Işıl :-Onu korumuyorum efendim.Kendimi, hata yaptığım şeyi söylemek zorunda hissettim ve söylüyorum.
Yong Hwa birden Işıl 'a döndü.Sesini haddinden fazla yükseltti.
Yong Hwa :-Hâlâ beni korumaya çalışıyorsun!
Işıl :-Senin benim korumama ihtiyacın yok.Yeri geldiğinde insanları gayet güzel harcayabiliyorsun.
Yong Hwa :-Sen de kendini benim annem sanıyorsun.Nasıl annem bana acıyorsa,sen de aynı duygularla bana yaklaşıyorsun.Bu yüzden bana karışmanı istemiyorum.
Işıl :-Keşke bu dediğin doğru olsaydı da insanlara sevgi yerine acımaktan öte gitmeseydim.Belki o zaman,onursuz ve grursuz olmakla nitelendirilmezdim.Dedi ve o da Yong Hwa 'ya baktı.
Yong, görmüştü Işıl 'ın ağlamaktan kızaran gözlerini. Hâlbu ki hiç böyle hüzün dolu görmemişti onları. Her baktığında aşık olduğu gözlerdi onlar.
Hemen çevirdi başını yoksa ,vicdanı ve aşkının ağırlığını taşımak zorunda kalacaktı.
Bayan Mi Ja :-Siz ikiniz,gayet güzel konuşuyorsunuz aslında.Biz odadan çıkalım,elinize de birer silah verelim,birbirinizi vurun.
Yong Hwa :-İyi olur.
Bayan Mi Ja :-Sen fazla konuşma istersen.Eun Sun denen o kızı bu eve getirmekte nereden çıktı? Üstelik,Işıl 'ın odasını vermişsin ona.
Yong Hwa :-Burası benim evim ve istediğim her şeyi yaparım.
Bayan Mi Ja :-Hayır. Burası evin olabilir belki ama istediğin her şeyi yapamazsın.Bunun için birincisi benden,ben yoksam,Işıl 'dan izin alacaksın.O kıza söyle, odayı boşaltsın çünkü dadın odasına geri dönecek.
Yong Hwa :-Bunu yapmıyorum.Ayrıca,dadı filân da dinlemiyorum.Bu senin kabul ettiğin bir gerçek.Benim değil.
Bayan Mi Ja :-Sözüm bitmedi.Parti olayında da suçlu olan sensin.Dadından bu konu da izin almalıydın.Baktın vermedi,oturacaktın oturduğun yere.Bunun cezası da var elbette.Kredi kartlarına ve arabana el koyuyorum.
Yong Hwa :-Bunu yapamazsın? Senin çocuğun benim.O değil.
Işıl, şaşırmıştı. İlk kez bu denli ciddi bir ceza vermişti Bayan Mi Ja oğluna.
Bayan Mi Ja :-Başkasının onuru ile oynamak neymiş,anlamışsındır belki.
Yong Hwa :-Hepinizden nefret ediyorum.Sen de yaptığını beğenmişsindir umarım.Dedi Işıl 'a ve odasına gitti. Çok sinirliydi.
Işıl :-Ama efendim...
Bayan Mi Ja :-Bunu hak etmişti.Senden de onun adına özür dilerim.O bu kadarını yapmazdı.
Yong Hwa,hızla odasına gitti ve eşyalarını toplamaya başladı.Shin Hye yanına geldi.
Shin Hye :-Ne yapıyorsun sen?
Yong Hwa :-Evden gidiyorum.Dedi ve biraz kıyafet alıp çıktı.
Shin Hye :-Saçmalama.Burası senin evin.
Yong Hwa :-Burası benim değil,o kızın evi.
Shin Hye :-Hayır senin.Meydanı ona mı bırakıyorsun?Dedi ve önüne geçti.
Yong Hwa :-Çekil önümden.
Shin Hye :-Tamam,benim evime gidelim o zaman. Nereye gideceksin ki bu saatte?
Yong Hwa :-Gidecek yerim var.Teşekkürler.
Işıl ve Bayan Mi Ja, konuşmaları duydular ve odadan çıktılar.
Bayan Mi Ja :-Demek gitmeye karar verdin.
Yong Hwa :-Ne sana,ne de bu kıza ihtiyacım yok.
Bayan Mi Ja :-Kendi başının çaresine bakabilecek misin?
Yong Hwa :-Bu ev ikimize birden dar.Ya o,ya ben.Anlaşılan,başkalarını kendi oğlundan çok seviyorsun.Bu durumda ben giderim.Dedi ve çıkıp,gitti.
Işıl :-Yong, dur.Diye seslendi arkasından ama Bayan Mi Ja, onu durdurdu.
Bayan Mi Ja :-Bırak gitsin.Hep gidiyor zaten.
Shin Hye :-Mutlu musun şimdi?
Bayan Mi Ja :-Sen,hâlâ burada mısın?
Shin Hye, eşyalarını topladı ve çıktı.Işıl, ise tekrar kazandığı odasında,masanın başında oturuyordu.
Işıl :-Nereye gider ki?Kalacak yeri var mı acaba?Arasam mı ki?Dedi ve telefonu eline aldı.Sonra tekrar bıraktı.Acı ile anımsadı Yong Hwa 'nın bu ev ikimize dar deyişini.Ya o,ya ben deyişini.Sonra masanın üzerinde ki kağıtardan bir tane çekti ve önüne koydu.Kalemlikten bir kalem alıp,yazmaya başlıyordu ki durdu.
Işıl :-Üzgünüm küçük Hyung. Çok üzgünüm.Dedi ve yazmaya başladı.
Jung Yong Hwa, nerede?Bu gece ki soru buydu.Işıl 'ın,Bayan Mi Ja'nın ve hatta Shin Hye 'nin aklında ki soru.Kimse bilmiyordu ya da tahmin edemiyordu.Ama o Dong Hyun 'un yanındaydı.Karşılıklı kanepenin üzerine oturmuşlar,konuşuyorlardı.
Yong Hwa :-Bana evini açtığın için teşekkür ederim.
Dong Hyun :-O nasıl söz? Herhalde açacağım.Biz arkadaşız.
Yong Hwa :-Daha önce,en iyi arkadaşım, Woo Bin iken,şu olanlara da bak.
Dong Hyun :-Işıl sayesinde öğrendin onun nasıl bir arkadaş olduğunu. Hakkını yeme bence.
Yong Hwa :-Işıl sayesinde karıştı ortalık desene sen şuna.Hem oratalığı,hem de aklımı.
Dong Hyun :-Yanlış anlamazsan,bir şey soracağım.Ciddi ciddi,o eve gitmeyecek misin?
Yong Hwa :-En azından bir kaç gün.Ya da Işıl, o evden gidene kadar.
Dong Hyun :-Neden onu göndermek istediğini açıkça söyler misin bana?
Yong Hwa :-Ona aşığım. Ve o bana sadece acıyor.Acıdığı için yanımda. O gitmeli Dong.Gitmezse,ona daha çok bağlanacağım.Karşılıksız bir aşkın içinde olmak istemiyorum.O benimle annecilik oynarken,ben ona her gün biraz daha aşık oluyorum.
Dong Hyun :-Tek çözüm,onu evden göndermek değil Yong. Okulda ve staj gördüğün hastahanede de göreceksin onu.Belki aynı yerde bile çalışacaksınız.
Yong Hwa :-Başka çarem yok.Herkesin içinde attığı o tokatı da unutacak değilim.
Dong Hyun :-Kusura bakmada sen de hak etmişsin.Söylediğin o sözler,yenilir yutulur şeyler değil.
Yong Hwa :-Doğruyu ve yanlışı ayırt edemez oldum.Üstelik,Woo Bin 'in aşkını gerçekçi bulmazken,kendi aşkımla yaptığım saçmalıklara bak.
Dong Hyun :-Onu sevdiğin hâlde, nasıl böyle bir şey yaptğın,belli.İçtiklerinin yüzünden. Doğruyu ve yanlışı da bu yüzden ayırt edemiyorsun.
Yong Hwa :-Haklı olabilirsin.
Dong Hyun, yerinden kalktı ve gidip bir çarşaf,bir battaniye ve bir de yastık alıp,geri döndü.Kanapenin üzerine yatak yapıyordu Yong Hwa için.
Yong Hwa :-Ben burada mı yatacağım?Diye sordu korkarak.Evet korkarak sordu çünkü küçük prens,tek başına yatmaya korkuyordu.
Dong Hyun :-Eğer rahat edemezsen,sen benim yatağımda yat.Ben yatarım burada.
Yong Hwa :-Mesele burada yatmak değilde.
Dong Hyun,Yong Hwa'ya baktı.
Dong Hyun :-Yalnız yatmaktan korkmuyorsun değil mi?
Yong Hwa, kendini acındırırcasına baktı Dong Hyun 'a.
Dong Hyun :-Ne yani benimle mi yatacaksın?Olmaz!Dedi şaşkınlıkla.
Yong Hwa :-Ne var arkadaşına yatağını açsan?Tek başıma uyuyamıyorum Dong, her seferinde kâbuslarla uyanıyorum.
Dong Hyun :-İkimiz nasıl yatarız Yong?
Yong Hwa :-Işıl olsaydı böyle yapmazdı.
Dong Hyun :-Sen bu dadı işine iyi alışmışsın galiba.O Işıl 'dı.Erkek erkeğe,aynı yatakta nasıl yatarız hem?
Yong Hwa :-Tek başıma yatamam.
Dong Hyun :-Anlaşılan Işıl, sana fazla yüz vermiş.Ama ne olursa olsun,herkes kendi yatağında yatacak.
Yong Hwa :-O zaman ben de her zaman yaptığım şeyi yapar,bir barda sabahlarım.
Dong Hyun :-Ne yaparsan yap.Hiç bir güç,beni seninle yatıramaz.
Dong Hyun yatağına yatmıştı.Yastığını kabarttı ve yorganını üzerine çekti.
Dong Hyun :-Şu yorganın hepsini kendi üzerine çekmesene!Benim bazı organlarım açıkta kalıyor.Dedi arkasını göstererek.
Yong Hwa :-Ne yapayım, yorgana sokulmadan uyuyamıyorum. Daha büyük yorganın yok mu?
Dong Hyun :-Olmaz mı küçük bey.Duvardan duvara yorgan var bende.Her gece bir arkadaşımla koyun koyuna yattığım için.Saçmalama da çek şu ayaklarını.Buz gibiler.
Yong Hwa :-Ne biçim ev sahibisin sen böyle? İnsan evine gelen arkadaşına böyle mi davranır?Ver şu yorganı.Dedi ve üzerine çekti.
Dong Hyun :-Yarın ilk iş gidip Işıl 'a yalvaracağım.Seni eve geri çağırmaları için.
Yong Hwa yastığı da çekti Dong 'un başının altından.
Yong Hwa :-Senin bana işin düşer nasılsa.Dedi ve arkasını dönüp yattı.Dong Hyun, öylece yastıksız,yorgansız kalakaldı.
Gece olmuştu.Işıl 'ı uyku tutmamıştı. Jung Yong Hwa 'yı düşünüyordu.Pencerenin önüne geçti ve oturdu.
Işıl :-Tek başına uyuyamaz da o şimdi.Tabii tek başına ise.Acaba Shin Hye ile mi gitti?Diye düşündü kıskançlıkla.Ne olursa olsun onu düşünüyordu hâlâ. Unutuvermişti kendisine sarf ettiği o acı sözleri.Unutuvermişti kalbini kırışını.Ama çabuk hatırladı.Gözlerinde o an canlandı birden.Kulaklarındaysa o hakaretler yankılandı.
Işıl :-Öyle yanlış kişiye aşık oldun ki Işıl, aklından çıkarsan,kalbine,kalbinden çıkarsan aklına gelecek.
Kabul etmişti Işıl aşkını.Bu çaresizlik,onu kalbini dinlemeye zorlamıştı.O bu gece kalbi ile aklı arasında kalmıştı. Artık dadısı değildi Jung Yong Hwa 'nın.Bizzat ona aşıktı.
Bu gece uyku tutmayan yalnız Işıl değildi.Aynı dert,Yong Hwa'da da vardı.Ama onun ki aşktan değil,yanında yatmakta olan arkadaşı Dong Hyun 'un horlaması idi.
Yong Hwa :-Nedir bu gürültü böyle? İçinde fabrika mı işliyor senin?Ya da tır filân çalışıyor da benim mi haberim yok?Dedi ve yastığı kendi kafasına geçirdi.Kulaklarını kapatıyordu ama bu gürültü kesilecek gibi değildi.Yorganı başına örttü ama nefes alamayıp geri çıktı altından.Bu horlama duyulmayacak gibi değildi.
Yong Hwa :-Yeter be adam yeter!Kulaklarım bu işkenceyi çekmek zorunda mı?Sus.Yeteeer!Dedi ve yastığı Dong Hyun 'un yüzüne kapattı.Birden ses kesilmişti. Yong Hwa "Yoksa!"dedi ve korkarak kaldırdı yastığı ve yavaşça eğildi yüzüne.Birden tekrar horladı Dong.Yong Hwa birden sıçrayıverdi.
Yong Hwa :-Ohh!Neyse ki bir şey yok.Yeter horlama artık.Ah Işıl. Alacağın olsun.Şu hâlime bak.Dedi ve yine yastık ile kulaklarını kapatıp,arkasını da dönüp yattı.Belliki bu gece uyku,onun için pekte kolay olmayacaktı.Işıl 'ın dizlerinde,saçları okşanarak uyumaya benzemiyordu tabii.
Sabah olmuştu zar zor uyuyanlar için.İlk Dong Hyun açtı gözlerini. Boynu tutulmuştu.Üzerinde bir ağırlık vardı birde.Güçte olsa kıpırdandı.Başını kaldırıp baktı üzerinde ki şeye.Yong Hwa'nın bacağıydı.Kolu da üzerindeydi.
Dong Hyun :-Hey,Yong, kalk üzerimden.Dedi ve yere fırlattı onu.
Yong Hwa yere düşmüştü :-Ne yapıyorsun Dong,insan uykudan böyle uyandırılır mı hiç?Sayende Işıl 'ı hiç aramıyorum.Zaten gece de hiç uyuyamadım.Dedi ve oturağına geldi.
Dong Hyun :-Hiç öyle görünmüyordu hâlbuki.Sabah üzerimde mışıl mışıl uyuyordun.
Yong Hwa :-Biraz deli yatarım.Kusuruma bakma.
Dong Hyun gülümsedi :-Işıl seni böyle mi uyutuyordu?Diye sordu imâ ile.
Yong Hwa, yastığı aldı ve Dong Hyun 'a fırlattı.
Yong Hwa :-Saçmalama.
Dong Hyun :-En iyisi ben kahvaltıyı hazırlayayım.
Yong Hwa :-İyi olur.Durdukça saçmalıyorsun çünkü.
Işıl, yataktan kalktı çalar saatin sesiyle.Yong Hwa 'nın odasına koştu hemen.Belki geri dönmüştür ümidiyle odaya girdi fakat kimsecikler yoktu.Arkasından Bayan Mi Ja geldi.
Bayan Mi Ja :-Seni burada bulucağımı biliyordum.
Işıl :-Şey.Geri döndüyse diye bir bakayım dedim.
Bayan Mi Ja :-Endişelenme.Ben nerede olduğunu öğrendim.
Işıl atıldı birden:-Neredeymiş?
Bayan Mi Ja :-Arkadaşı Dong Hyun 'un evinde.
Işıl, rahat bir nefes aldı:-Ohh iyi!
Bayan Mi Ja :-Sana yaptığı onca şeyden sonra,hâlâ onun için endişeleniyor musun?Dedi ve yatağın üzerine oturdu.
Işıl :-Elimde olmadan.Sonuçta ben onun dadısıyım.
"Seviyorum oglunuzu"diyemezdi ya Işıl. Dadılığın arkasına saklandı hemen.
Bayan Mi Ja :-Yong Hwa 'ya içki konusunda neden kızdığını biliyorum. Babası gibi olmasın diye.Bu yüzden bu olayda sana hak verdim. Ona böylesine sahip çıkman hoşuma gidiyor.Aslında onda gelişmeler de görmüştüm ama durup duruken,neden bu şekilde hareket ettiğini anlamadım.
Işıl :-Galiba ben iyi bir dadı değilim.Onu fazla sıkmış olabilirim.Aslında,bu konu ile ilgili sizinle konuşmak istediğim bir konu var.
Bayan Mi Ja :-Düşündüğüm şeyi yapmayacaksın değil mi?
Işıl :-Efendim bu durumda istifa etmem her ikimiz içinde iyi olacak.
Bayan Mi Ja :-Hayır. İstifanı kabul etmiyorum.Jung Yong Hwa, bu eve geri dönecek.Ve sen ona dadılık yapacaksın.
Işıl :-Efendim, ikimiz de birbirimizin kalbini kırdık.Aramızda sağlıklı bir ilişki olmayacak.Ayrıca,onun bu eve dönmesi için, benim gitmem gerek.Yoksa gelmez.Birde,küçük Hyung'un ameliyat parasını size geri ödeyebilmem için, bana biraz zaman...
Bayan Mi Ja :-O bir yardımdı.O çocuğun ameliyatı ile geçip gitti.Senden geri ödemeni isteyeceğimi de kim söyledi hem.
Işıl :-Ama...
Bayan Mi Ja :-O konuyu kapat dadı hanım. Onun için bana kendini borçlu hissettiğini biliyorum.Değilsin. Asıl ben sana borçluyum,çünkü seni Yong Hwa 'ya katlanmak zorunda bıraktım.
Işıl gülümsedi :-Çok iyisiniz.Keşke,size bu iyiliklerinizin karşılığını verebilseydim.
Bayan Mi Ja :-Hâlâ Yong Hwa 'nın dadısı olarak kal,bu bana yeter.
Büyük soru.Gitmek mi?Kalmak mı?Bu sorunun cevabını verecek olan Işıl gibi görünüyordu ama hayır.Bu cevabı sadece Jung Yong Hwa verecekti.Karar onun,söz ise Işıl 'ın olacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK DADIM
FanfictionKORE DRAMASI TADINDA Haylaz mı haylaz Koreli bir gencin,Türk bir dadı ile imtihanı. "Her erkeğin içinde bir çocuk vardır.Her kadının içinde de bir anne. İşte bu yüzden kadınlar erkekleri ilelebet taşıyabilirler."