"O...Lord Alfred Windson"
Katherin başka bir soru soracakken yanından gelen öksürük sesiyle sustu. Komutan Gregory uyarır şekilde kendisine bakıyordu. Katherin bir insanın uyarırken bile bu kadar muzip gözükmesine şaşırıyordu.
Lord Alfred Windson dedikleri adam gelmiş ve diğer komutanlar gibi konuşma yapan akademinin mareşalinin arkasında durmuştu. Mareşal konuşmasını bitirince Lord Alfred'i konuşması için kendi durduğu yere çağırdı. Demek ki bu Lord Alfred denen adamın akademide önemli bir yeri vardı.
Katherin bunları düşünürken Lord Alfred çizmelerinin çıkardığı tok sesler eşliğinde öne gelip konuşmaya başladı. Ve O konuşmaya başlayınca Katherin kapı ardından duyduğu ilahi sesin Lord Alfred'e ait olduğunu anladı. Sesinde ki ilahiliğin suratına da yansıdığına kanaat etti.
Fakat mimikleri bu ilahilikten nasibini almamış, taviz vermeyen sert bakışları öğrenciler üzerinde dolaşıyordu. Katherin gözlerini dikmiş adamı izliyordu.
"Burası evinize benzemez. Burası askeri akademi. Sizler artık birer askersiniz. Lakaytlığı bırakıp bir an önce farkına varsınız iyi olur." diye üstüne basa basa sert bir tonda bu sözleri söylerken o kadar kişiden tek bir çıt dahi çıkmıyordu.
###
Alfred klasik eğitime başlama töreni konuşmasını yaparken bir yandan da öğrencilere tek tek göz gezdiriyordu. Hepsi ailelerinden kopup gelmiş, ve belki de bir daha ailesini göremeyecek insanlardı.
Lord ve düklerin çocukları balolarda boy gösterirken bu çocuklar bir piyon gibi öne sürülüyordu. Alfred bunun farkındaydı. Fakat birilerinin refahı için birileri hep ölmüştü. Tarih boyunca bu böyleydi.Ve bu gençler kutsal saydığı askerlik görevini yapıp tüm ülkeyi koruyorlardı. Yaptıkları kesinlikle yüce bir işti.
Gözleri bir çift iri yeşil gözle rastlaşınca afalladı. Gözlerini açmış kırpmadan kendisini izleyen gözlerin sahibini inceledi. Cılız ve sarışın biriydi. Ve asker gibi gözükmüyordu. Alfred bu seneki hedefini belirlemişti...
###
Alfred denen adam kısa ve öz konuşmuştu ve Katherin buna sevindi. Çünkü güneş başına geçmişti. Ama adamın kendisine bakışlarından rahatsız olmuştu. Sanki bakışları içini görüyormuş gibi hissetti. Hatta biraz daha bakarsa erkek olmadığını anlayacağından korktu.
Konuşma bittikten sonra eğitim alanına gittiler. Eğitim alanının koşu parkurları ve bir takım engellerden oluştuğunu gören Katherin yutkundu. Bu yıl zor olacaktı anlaşılan....
Eğitim bittikten sonra Dövüş Sanatları dersine gitmişlerdi ve Katherin yorgunluktan ölüyordu. Silah kullanmadan önce dövüş dersleri alacaktılar ve Dövüş Sanatları hocası ilk gün olduğu için dövüş sanatları ile ilgili bir sürü zırvalık anlatmış ve bu sırada Katherin uyumuştu. Yemek saati gelince hepsi derin bir nefes aldı. Çıkarken dövüş sanatları hocası yarın böyle olmayacağını ve uyuyan asker istemediğini söylemişti. Ne yani yarın daha fazla mı yorulacaklardı.
Ağrıyan kollarını ovuştura ovuştura yemekhaneye giden Katherin uzaktan Pedro'yu görünce el salladı. Birkaç kişinin tuhaf bakışlarına denk gelince el sallamanın yanlış olduğunu anladı. İki asker arkadaşı birbirine neden el sallardı ki? Aptal kafası.
Yemekte komutanların olduğu masaya baktığında Lord Alfred'i yine ciddi suratıyla yemek yerken gördü. Birden içinde Lord Alfred'in çatık kaşlarının ortasından tutup düzeltmek gibi bir güdü oluştu. Tanrı aşkına gün boyu kaş çatmak yorucu olmalıydı. Bu düşünceden uzaklaşmak amacıyla yemeğine yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Historical Fiction1800'lerin İngilteresinde ailesinin intikamını almak için erkek kılığında orduya giren bir kız... Zengin ve soylu amcasının tüm itirazlarına rağmen komutan olmuş sert mizaçlı yakışıklı bir lord... Sen intikamını almaya çalışırken ya aşk senden intik...