39 / 1

28.9K 1.6K 251
                                        

Gregory gördüğünün şaşkınlığı ile ağzını bir şeyler söylemek için açıp tekrar kapatırken gözleri kocaman olmuştu. Şaşkınlıkla kekelerken "Kü...küçük fare?" diye sordu...

Alfred sıkılgan bir nefes verip "Sonra Gregory. Sonra" dedi. Gregory Alfred'e dönerken masum bir şaşkınlıkla "Ama...O...yani.." diyince Alfred Katherin'i kolunun altına çekip "Biliyorum erkekti. Sana sonra herşeyi anlatacağım. Şimdi eve gidebilir miyiz? " dedi.

Katherin ile önden yürürken kolunu onun beline sarmıştı. Katherin de Alfred'in beline tutunmuştu. Gregory ise arkalarından şaşkın bir ifadeyle yürüyordu.

Malikanenin önüne vardıklarında Dük Windson'u bahçede volta atarken buldular. Meraktan ve endişeden içeride duramamıştı. Onların geldiğini görünce hızlı adımlarla Katherin'e yürüdü. Kollarını açmış ona sarılırken "Ahh kızım seni öyle merak ettim ki. İyi misin?" diye sordu. Kollarını omuzlarına dolamıştı ki Katherin'in ağzından acı bir mırıltı yükseldi .

Dük Windson hemen kollarını ayırırken endişeyle "Seni incittim mi? Ah çok özür dilerim. Neren acıyor? O pislik sana vurdu mu?" diye sorarken Alfred de yanına yaklaşmış sorarcasına ona bakıyordu. Katherin beceriksizce gülümseyip "Hayır hayır. İyiyim ben" dedi. İkisinin de aklında soru işaretleri kalsa da üstelemediler.

Dük Windson arkalarındaki şaşkınca onları izleyen Gregory'i görünce kaşları şaşkınlıkla kalktı. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak "Gregory?" diye sordu. Bu sırada bakışlarını Alfred'e çevirmişti. Alfred sakin bir ifade ile "Öğrendi. Ben sonra ona herşeyi anlatacağım." diye kestirip attı. Aralarında kısa bir sessizlik olurken Dük Windson "Araba hazır. Katherin'in eve gitmesi iyi olur. Onu eve götür. Ben ev sahibine veda edeceğim. Çok yardımcı oldu. " dedikten sonra birlikte arabaya doğru yürüdüler.

Alfred Katherin'i bindirdikten sonra "Ben geliyorum. " diyip arabanın kapısını kapattı. Arabacıya beklemesi için işaret verdikten sonra amcasına döndü. Onu kolundan tutup biraz uzaklaştırırken yanlarındaki Gregory de beraberlerinde gelmişti. Alfred arabaya kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarını amcasına çevirdi.

"Amca Lehnon nerede? " diye sorarken sinir ve nefreti sesinden akıyordu. "Ahh adamlar onu bahçenin arkasında tutuyorlar. Ne yapmayı planlıyorsun? " diye sorunca Alfred "Onu bizim eve götürsünler. Hesabımız bitmedi henüz." diye tehlikeli bir şekilde konuştu. Dük Windson hızla "Peki o zaman. Ben adamlara hemen haber vereyim. Davetliler ayrılmaya başladı. Isabel ve Rosemary'nin onunla karşılaşmasını istemiyorum. " dedi.

Alfred anlayışla başını sallarken "Biz gidiyoruz." diyip Gregory'e döndü. "Gregory sen de bizimle gel. Bu akşam bizde konaklarsın. Akademiye yarın dönersin. " dedikten sonra arabaya ilerlediler. Alfred akademiye dönmeyi düşünmüyordu. Katherin fazlaca hırpalanmış ve korkmuş görünüyordu. Onu yalnız bırakamazdı. Bir müddet yanında kalması iyi olabilirdi.

Arabaya binince Alfred kafasını arkaya yaslayıp gözlerini kapatmış olan Katherin'in yanına oturdu. Gregory ise karşılarına otururken Alfred Katherin'in kafasını tutup omzuna yasladı. Kolunu etrafına sarıp vücudunu göğsüne yasladı. Hem durum ciddi olduğundan hem de Gregory oldukça şaşkın olduğu için onların bu haline imada bulunmuyordu. Ki zaten Alfred'in bu durumdan çekindiği yoktu.

Araba sarsılarak yola çıkarken Katherin'in kafasından şimdiye dek yaşadığı tüm anılar geçiyordu. Arabada giderken Gregory şaşkın bir ifadeyle karşısındaki Katherin'i inceliyordu. Kafasını bir sağa bir sola yatırıp yüzünü buruşturarak onu incelerken Alfred de göz ucuyla Gregory'e bakıyordu.

Bakışlarını sıkkın bir ifade ile önüne çevirirken nefes verip rahatsız bir şekilde "Gregory o bakışlarını Katherin'in üzerinden çek yoksa gözlerini oymak zorunda kalacağım. " dedi. Gregory ona dönerken masumca "Bu...biraz..farklı." dedi. Anlaşılan Alfred'in bu gece oldukça fazla işi vardı.

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin