Mutfaktan çıkmak için başı önde birkaç adım atmıştı ki Alfred kolunu yakaladı. Olduğu yerde durup Alfred'in ne diyeceğini bekledi. Alfred zorlukla da olsa konuşmaya başladı "Katherin bak ben..."
"Alfreeed" diye çağıran neşeli kadın sesiyle lafı bölündü. İkisi de başını mutfak kapısına çevirirken Alfred kaşlarını çatıp "Valerie?" diye sordu hayretle...
Katherin'in tuttuğu kolunu bırakırken kapıya doğru döndü. Kaşları hala çatıktı. Katherin de onlara doğru hızlı adımlarla gelen kadını inceliyordu. Kadın gelip kendisini hafif ittirip Alfred'in boynuna sarılınca Katherin'in kaşları çatıldı.
Alfred ise kolları havada boynuna sarılan kadınla ne yapacağını şaşırmıştı. Gözleri kaşları çatık bir şekilde kendilerini izleyen Katherin'i bulunca Valerie'nin kollarından hafifçe ittirdi. Şaşkınlıkla "Valerie Tanrı aşkına burada ne işin var?" diyince Valerie kaşlarını çatıp sinirle konuşmaya başladı.
"Ne işim var öyle mi Alfred? Akademiye giderken bana ne söz verdiğini unuttun mu?" diye tek solukta konuşurken Katherin onun kim olduğunu hatırlamıştı. Bu Dük Windson'un bahsettiği, Alfred'in çocukluk arkadaşı olmalıydı. Alfred'in uğruna ağaca çıkıp inemediği Valerie. Bu düşünceyle kaşlarını çatıp karşısında sanki kendisi yokmuş gibi davranıp hızlı ve sitemli konuşan kadına odaklandı.
"Dük Windson'u ziyarete geldiğinde beni de ziyaret edeceğini söyledin. Haftalardır bekliyorum Alfred. Sen gelmeyince ben geldim." derken Alfred o zamanı anımsadı. Valerie kendisini ziyarete gelmesi hususunda başının etini yemişti ve Alfred onun çok ve hızlı konuşan çenesinden kurtulmak için kabul etmişti. Valerie onun çocukluk arkadaşıydı fakat Valerie hiçbir zaman büyüdüklerini kabullenememişti.
Birşeyler söylemesi gerektiğini farkedince konuşmaya başladı. "Ben yoğundum Valerie." diye genel bir bahane öne sürerken Valerie kabul etmeye dünden hazırdı. Burnu havada bir şekilde "Pekala affedildin Alfred. " diye şımarıkça konuşunca onları izleyen Katherin'in kaşları daha da çatıldı.
Valerie'nin bakışları yanlarındaki Katherin'i bulunca ufak ve üstten bir bakış atıp "Yeni hizmetçi ha? Bana su doldur." dedikten sonra Alfred'e döndü. "Gelirken çok yoruldum. Hava çok sıcak. " diye hızlıca konuşurken Katherin ise gördüğü muameleye karşın sinirden kuduruyordu. Bu kadını parçalayabilirdi.
Alfred ise kaşlarını çatıp konuşmaya başladı. "Valerie Katherin hizmetçi değil. O bizim misafirimiz." diyince Valerie önce şaşkınca gözlerini açıp sonra bakışlarını tekrar Katherin'e çevirip baştan aşağı onu süzdü. Katherin ise böyle arsızca süzülünce bahçe ile uğraştığı için toz toprak olmuş eteğini silkmek istedi.
Valerie kendisine yaklaşıp süzmeye devam ederken aniden Alfred'e dönüp kaşları çatık bir şekilde "Ne misafiri Alfred?" dedi. Katherin ise kadının hala kendisi yokmuş gibi Alfred ile muhatap olmasına sinirlenmişti. Kaşlarını çatıp ona öldürücü bakışlar atarken Alfred onun sinirlendiğini anlayıp Valerie'ye yaklaştı.
Kolundan tutup çekiştirirken "Katherin'i rahat bırak Valerie. Hem amcama merhaba dedin mi?" diye mutfak kapısına sürüklerken Valerie dönüp Katherin'e tehlikeli bir bakış attı. Bu kadın da kimdi ve dahası Alfred'in evinde ne işi vardı?
Onlar gidince Katherin sinirli bir nefes verdi. Bu kadını gözü hiç tutmamıştı. Onun o burnu havada burnunu kırmak istedi. Boğazında kalan suyunu içip bardağı sertçe masaya bıraktı.
O sırada içeri giren Erica ve Mary'i gördü. Yemek hazırlıkları için gelmiş olmalılardı. Katherin evde ki tüm hizmetçilerle iyi anlaşıyordu. Üstelik Erica kendi hizmetine bakıyordu. Gerçi Katherin hizmete ihtiyacı olmadığını söylese de Dük Windson'a anlatmamıştı. Katherin de onunla resmi bir ifadedense samimi bir üslupla konuşurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Ficción histórica1800'lerin İngilteresinde ailesinin intikamını almak için erkek kılığında orduya giren bir kız... Zengin ve soylu amcasının tüm itirazlarına rağmen komutan olmuş sert mizaçlı yakışıklı bir lord... Sen intikamını almaya çalışırken ya aşk senden intik...