37 / 1

31.8K 1.9K 361
                                    

Sonra bir anda durup kolları gevşeyince Katherin doğrulup saçlarını düzeltti. Bir noktaya bakan Pedro'yu görünce baktığı yere kafasını çevirdi ve hemen karşılarındaki kaşları çatık Alfred ile karşılaştı.

Alfred'in bakışları Katherin'i korkuturken Pedro'nun suratında da Alfred'den farksız bir ifade vardı. Alfred'in bakışları Pedro'ya sabitlenirken dişlerinin arasından "Neler oluyor Katherin?" diye tısladı.

Katherin bir Alfred'e bir Pedro'ya bakarken Alfred'in sorusuyla birlikte kendisine dönen gözlerine bakıp beceriksizce sırıttı. Terden ensesine yapışmış saçlarına elini daldırıp gözlerini kaçırırken "Şey...ben...sanırım" dedikten sonra tuttuğu nefesi verip "Herşeyi anlattım." diye itiraf etti.

Üzerine zoraki bir gülümseme de bahşederken Alfred'in göz bebekleri sinirle büyüdü. "Tanrı aşkına sen ne yaptığını sanıyorsun. Herkese bu kadar çabuk nasıl güvenirsin? Ahh ulu Tanrım ! Çok safsın." diye sinirle konuşurken Katherin başını eğmiş onu dinliyordu.

Başından beri sessiz olan Pedro da sinirle konuşmaya dahil olurken "Size güvenebiliyorsa bana gayet tabii güvenebilir." diye tısladı. Alfred'in öldürücü bakışları ona dönerken "Seninle sonra konuşucaz Subay Pedro. Senin şuan akademide olman gerekiyordu." diyince Pedro ona meydan okuyan bir bakış gönderip "Sizin aklınız bu aralar akademide olmadığı için öğrenmemiş olabilirsiniz ama abim müdürden izin aldı." dedi.

Alfred bozulsa da belli etmeyip "Birkaç haftadır akademiyi boşladım geldiği hale bak. Ne zamandan beri davetlere katılmak için izin veriyoruz?" diye hırsla sorunca Katherin ikisi arasındaki atışmayı daha fazla dinlemeyip "Yeter!" diye sitemle konuştu. İkisinin bakışları da ona dönerken "Artık içeri geçebilir miyiz? İnsanlar yanlış anlayacak." diyince Alfred Pedro'ya bakıp "Sen içeri geç. Benim Katherin ile konuşmam gerek." diye geveleyip Katherin'in bileğini kavradı.

Ona dönen Pedro tehditkar bir biçimde parmağını havaya kaldırıp "Sakın ona kızayım demeyin" diye hırsla konuşup arkasını döndü. Alfred durmuş ve giden Pedro'nun arkasından kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Katherin hala Alfred'in avucunda olan bileğini çekmeye çalışınca Alfred kendine gelip onu sürüklemeye başladı.

Büyük bahçenin yan duvarının dibine gelirken Alfred bileğini hırsla bıraktı. Katherin çattığı kaşlarıyla ona bakarken "Tanrı aşkına hangi akla hizmet Pedro'ya herşeyi anlatırsın?" diye sorunca Katherin de çenesini dikleştirip "Pat diye karşıma çıkınca yapacak birşey yoktu. Anlatmak zorunda kaldım." dedi.

Alfred'in yüzü alaylı bir gülümseme ile aydınlanırken "Ahh pardon ya unutmuşum. Hangi kilise de görev yapıyordunuz Bayan Yalan Söyleyemeyen Rahibe?" dedi. Katherin çocuksu bir şekilde kaşlarını daha da çatarken "Tanrı aşkına beni şuan yalana teşvik ediyorsunuz." dedi.

Alfred'in yüzü tekrar eski halini alırken "Sende beni cinayete teşvik ediyorsun. Ahh.. Ben Gregory'e bu kadar güvenirken ne olur ne olmaz seni ondan bile saklıyorum. Ama gel gör ki sen Pedro'ya herşeyi anlatıyorsun. Ya da dur bir dakika yoksa...başından beri...biliyor muydu?" diye sordu. Bakışlarını şüphe sarmıştı.

Katherin'in gözleri şaşkınlıkla açılırken "Nasıl böyle birşeyi düşünebilirsiniz? Elbette bilmiyordu." dedi. Alfred'in gözlerindeki şüphe hala geçmemişti. "Bu kadar çabuk kabullenmesi şüphe çekici." diyince Katherin çenesini dikleştirip sinirle ona baktı. Kendisine güvenmemesinden bıkmıştı artık. "Siz ve o aptal şüphelerinizin canı cehenneme." dedikten sonra koluna yapışmış olan Alfred'in elinden kurtulup sinirli adımlarla eve yürüdü.

Eteğini savurarak ilerleyen Katherin'e seslenen Alfred bir yandan da çok bağırmayaya çalışmıştı. Bir sürü davetli vardı ve yeterince bağırmışlardı. Katherin'in gittiği yoldan eve giderken bu günün zor geçeceğini tahmin edebiliyordu.

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin