8-

41.1K 1.6K 53
                                    

" Hey!Sen.Orada dur.."

Katherin bu sözle nefesinin kesildiğini hissetti. Arkası Alfred'e dönük sakinleşmeye çalışıyordu.  Alfred'in çizmelerinin tok sesi gittikçe yaklaşırken o da yavaşça arkasını döndü.  Gözlerini açmış kıpırtısız Alfred'in yüzüne bakarken nefesini tutmuştu.

Alfred'in ifadesiz gözleri onu boydan boya tararken yolun sonuna geldiğini düşündü. Zavallı babasının intikamını alamadan açıkgöz Alfred'e yakalanmıştı. Tereddütlü bir şekilde "Bu...Buyrun ?" dedi.

Asırlar kadar uzun gelen bir süre kendisini inceledikten sonra sonunda "Komutanım" dedi. Katherin anlamamıştı. "Ha?"

"Buyrun Komutanım" dedi Alfred üstüne basa basa. Katherin saygısız bir ifade kullandığını anlayıp kendine çeki düzen verip "Buyrun Komutanım?" dedi. Alfred elini uzatıp "Bunu düşürmüşsün asker" dedi. Katherin eline bakınca Pedro'nun mendilini gördü. 

Ahh aptal kafası onları izlerken düşürmüş olmalıydı. Mendili alıp "Teşekkür ederim efendim" dedi. Sonra arkasını dönüp derin bir nefes alıp sınıfına gitmeye başladı.  Alfred'in arkasından bakan gözlerinin farkında olmadan...

###

Alfred subaylardan biriyle teçhizat deposunun temizliğini konuşurken koridorun başında kendilerini izleyen bir çift göz gördü. "Pekala ben halledicem asker" diyip subayın omzuna vurduktan sonra hızlı adımlarla koridorun başına yöneldi.

Ona söylemeliydi. O yöneldiği sırada asker de arkasını dönmüş yürümeye başlamıştı. Yerdeki mendil dikkatini çekince eğilip mendili alıp yürümeye başladı.  Mendil işlemeliydi. Bir asker dahası bir erkek için fazla süslüydü.Belki de nişanlısı yapmıştır diye düşündü.  Üstelik üstünde kan vardı. 

Bu kan düşüncelerinin doğru olduğunu kanıtlıyordu. Daha ilk günden yaralanmıştı. Ona yetişemeyeceğini anlayınca seslenmeye karar verdi. "Hey! Sen. Orada dur." diye seslenince durmuştu fakat arkasını dönmemişti. Büyük adımlarla yanına ulaşınca o da yavaş yavaş arkasını dönmüştü.

Bir süre dik dik cılız vücudunu süzünce buyrun demişti. Üstelik saygı ifadesi de kullanmamıştı. Kesinlikle doğru kişiyi seçmişti.

Kendi suratında sabitlenmiş iri gözlerini görünce vazgeçti söylemekten. Elindeki mendili uzatıp "Bunu düşürmüşsün asker." dedi. Arkasını dönüp gözden kaybolana dek onu izledi. Neyse dersine girdiğinde söylerdi nasılsa.  Daha önlerinde uzun bir zaman vardı.

###

Günün devamı Katherin için sakin geçmişti. Akşam yorgun olduğu için erken yatmıştı. Bir an önce harekete geçmeliydi. Peki lanet adam neredeydi. Henüz neden gelmemişti.  Belki de Pedro'dan onunla ilgili birşey öğrenebilirdi. Ona sormalıydı kesinlikle.

Sabah uyandığında henüz kimse uyanmamıştı. Fakat giyinirken dikkatli olmalıydı heran biri uyanabilirdi. Banyolara gidip ivedilikle giyindi. Geri döndüğünde Pedro uyanmıştı. "Neredeydin Willie?"

"Aa.. Ben..Şey üstüm kirlenmişti de biraz suya tuttum."

Evet ilk defa endişelendiği bir anda akıllıca birşey söylemişti. Bu açıklama pijamalarının neden elinde olduğunu açıklıyordu. Pedro "Ne o Willie altına mı işedin yoksa?" diyip sırıttınca Katherin omzuna yumruk atıp "Hadi kahvaltıya inelim yoksa üstüne işiyecem" diyince ikisi gülerek aşağıya indi.

Pedro subayların tarafina geçerken Katherin de yemeğini almış masasına oturmuştu. Masada kendisini izleyen bir çift sinsi göz görünce rahatsız oldu. Daha önce görmediği bir çocuk dik dik kendisine bakıyordu. Takılmayıp kahvaltısına devam etti.

Sabah antrenmanından sonra avluda tüm askerler toplanmış, düzen ve tertip konulu bir nutuk çekilmişti.  Sonrasında da askeri bando seçimleri olduğu için ders yoktu. Katherin sevinmişti çünkü zavallı bedeni isyan bayraklarını çekmişti. Kendisi gibi minyon bir insan için bu iki gün fazlasıyla yorucuydu. Fakat pes etmeyecekti

Etrafta Pedro'yu arıyordu.  Yapacak bir işi yoktu. Nasılsa bandoya katılmayı düşünmüyordu. Etrafa göz gezdirirken omzunda bir el hissetti. Dönüp baktığında Komutan Gregory'i gördü. 

Sıcak bir gülümseme sunarken Komutan Gregory kendisine " Naber küçük fare? Alıştın mı buraya?"

"İyiyim efendim. Teşekkür ederim. Alışmaya çalışıyorum" derken birlikte yürümeye başlamışlardı.  "Seni ne zaman görsem birşeyler arıyorsun "Ben arkadaşımı arıyordum da efendim" dedi.

"Kapı dinleme olayını bıraktın değil mi küçük fare " diyince Katherin kızardığını hissetti. "Efendim size söylemiştim ben sadece..." diye kendini savunurken cümlesini Gregory'nin kahkahası bölmüştü. "Şaka yapıyorum evlat. " diyip suratında kalan gülümsemeyle etrafa bakındı.

"Hangi bölüktesin?"

" 3. bölükteyim efendim. "

"3. bölük... bir bakalım" derken cebinden bir kağıt çıkardı.  "Evvet. yarın 3. bölüğe dersim var. Silahlarla aran nasıl asker?"

"Silah mı?Silahları severim efendim."

"Desene iyi anlaşacağız. Pekala yarın görüşürüz asker." dedikten sonra Katherin'in omzunu güven verircesine sıkıp ayrıldı yanından . Şimdi işe koyulma vaktiydi.

Pedro'yu bulmuş onunla askeriyenin yanında ki korulukta yürüyüşe çıkmışlardı. "Ee nasıl buldun askeriyeyi Willie?"   "Güzel Pedro. Sevdim burayı. Yalnız birkaç şey aklıma takıldı. "

"Ne gibi Willie?" Pedro bunu sorarken kafasını merakla çevirip Katherin'e bakmıştı.

Katherin kendini kötü hissetmişti. Pedro'yu kullanıyordu ama bu bilgileri ondan başkasından öğrenemezdi. "Albay Lehnon kim?"

Pedro şaşkınca "Albay Lenon mu? Onu nereden biliyorsun Willie?" diye sorunca Katherin atılıp " Birkaç arkadaş bahsetmişti de" diyip beceriksizce sırıttı. Pedro şüphelenmekte haklıydı.

"Albay Lehnon, Willie..." diyip sustu. Onun bu hali Katherinin komiğine gitmişti.  Köylerindeki hikaye anlatan yaşlılara benzemişti. O bunları düşünürken Pedro konuşmasına devam etti. "O tehlikeli biri Willie." 

   "Tehlikeli mi? Nasıl yani?"

"Başının dertte olduğuna dair söylentiler var. Zaten pek tekin bir adam değil. Çok gaddar bir adam. Bundan beş altı sene önce bu okulda bir asker intihar etmişti.  O olayla ilişiği olduğu söyleniyor. "

İntihar sözünü duyunca Katherin'in gözleri büyüdü.  "Bu... bu nasıl olur?"

"Öğrenci en son Albay Lehnon ile tartıştıktan sonra intihar etti. Herkes ondan şüpheleniyordu ama kimse kanıtlayamadı. İki ay boyunca askeriyeye gelmeyecek.Yine bir boka karıştığına eminim." diye rahatça konuşması Katherini hayrete düşürdü.  "Ne yani o olaydan sonra akademiyle ilişiği kesilmedi mi?"

"Çok safsın Willie. Albay Lehnon bir barones ile evli. Kendisini aklayacak bir yol bulur elbet." Katherin dişlerini sıktı. Tüm insanlığı onun gibi lanet bir adamdan kurtaracaktı. "Aptal soylular" diyince Pedro hafifçe omzuna vurup " Hey bende soylu sayılırım ahbap" diyince "Sen hariç Pedro sen iyi bir insansın" diyip sırıttı.  Pedro o kadar sıcakkanlıydı ki Katherin onun aptal sosyete takımından olduğunu unutuyordu.

"Peki bu Albay Lehnon ne zaman gelecek?"

"Tanrı bilir Willie. Ama Lord Alfred'e onunla ilgili bir mektup gelmişti. Belki de o biliyordur ne zaman geleceğini.  Hem sen Albay Lehnon'u niye soruyorsun Willie."    "Hiç sadece merak ettim. İçeri girelim istersen" diyip adımlarını içeri yöneltti.

Kararını vermişti. Alfred'in odasına girip o mektubu okuyacaktı. Daha fazla birşey yapmadan bekleyemezdi...

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin