Geleneklerimden biri olan 'Kuzey'i Maç Yaparken İzle' görevi için evden çıkmıştım. İki gün önce olan konuşmamız üzerinden yıllar geçmiş gibiydi. Ama acısı hala aynıydı. Kuzey'i bulmuşken kendi ellerimle tekrar bırakmış gibiydim. Bu his içimde her saniye daha da canımı yakarak dolaşıyordu.
Bazen engellediğim profiline girip yazıyordum. O göremese bile ben kendimi avutmaya çalışıyordum. Kendimden ben uzaklaştırmıştım onu, canımın bu kadar acıyacağını tahmin bile etmeden.
Parka girip ağacımın yanına oturdum. Eskisi gibiydi her şey. Kuzey benden habersiz, benim sevgim ise kalbimde gömülü. Onu topun peşinden koşarken izlerken gözümden bir damla yaş düştü. Engelledikten sonra iki gece boyunca beni kimse görmesin diye kendimi odama kapatıp ağlamıştım.
Bazense hıçkırıklarımı duymasınlar diye yastığıma sarılmıştım. Bu çok boktan bir durumdu. Kuzey belli ki ona dediğimi yapmıştı. Beni unutmuştu çünkü gülüyordu.
Gülümsemesi beni gülümsetti. Ama aynı anda da beni unutmuş olduğunu düşünmem gülümserken bir yandan da ağlamamın şiddetlenmesine neden oldu. Tutmadım kendimi. Zaten hoş, tutsam da kim duyacaktı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin:Kuzey [Tamamlandı.]
Short StoryKuzey: Niye sakız başka bir şey değil? (09:35) Anonim: Sakız çiğnerken küçük bir çocuk gibi oluyorsun (09:35) Anonim: Şişiremediğinde sinirlenip atıyorsun (09:35) Anonim: Ve ben o hallerini izlerken sakızı daha çok sevmeye başladım (09:35) Kuzey: Sa...