*Doğruluk veya cesaret*

5K 299 136
                                    


98 (Özel Bölüm)


Okula doğru yürürken daha ilk gün olmasına rağmen yaz tatilini şimdiden özlemeye başlamıştım. Son sınıfa başlangıcımın ilk günü olan pazartesi biraz iyi gidiyordu. Çünkü yanımda beni sabah almaya gelen bir adet Kuzey'im vardı. Sanırım buna asla surat asmazdım.

Lise üçüncü sınıfın son haftalarında başlayan ilişkimiz bu güne dek sorunsuz, kavgasız bir şekilde gelmişti. Nasıl bilmiyorum ama ufak tefek konularda bile kavga etmiyor, sadece sözlü tartışma içerisine giriyorduk. Sonucu ise birbirimize gülümsemekle bitiyordu.

Artık nasıl bir sevap işlediysem, yanımda Kuzey gibi biri vardı. Her gün, onu gördüğümde bunun için teşekkür ediyordum. Karşıdan karşıya geçerken etrafına baktı sonra elimi tuttuğu eliyle beni iyice yanına çekerek yürümeye başladı. Başımı koluna yaslayarak yürürken eğildi ve at kuyruğu topladığım saçlarıma bir öpücük bıraktı.

Son bir aydır neredeyse sürekli bunu yapıyordu. Yanımdayken durup durup saçımı öpüyor bazen de bileğimin iç kısmını parmağıyla okşuyordu. Neden diye hiç sormadım çünkü çok hoşuma gidiyordu. Bu alışkanlıklarıyla beraber bana sürekli 'Güzelim' diye hitap etmeye başlamıştı. Bana ilk bu şekilde seslendiğinde nerdeyse araba çarpacaktı. Bir anda yolun ortasında kalakalmıştım.

"Giray okul çıkışı bize gidelim diyor." dediğinde rahat edememiş olacak ki elimi bıraktı ve kolunu omzuma attı. Düşünür gibi bir yüz ifadesi yaptım.

"Olabilir, sonuçta toplanma sırası ondaydı." Hepimiz yaz tatili olduğunda her gün görüşemiyorduk bu yüzden haftada bir toplanma anlaşması yapmıştık. Tabi ki bu benim ve Kuzey için geçerli değildi.

Okula girdiğimizde kapıda duraksadığını fark ettim. Başımı kaldırıp ona baktığımda tuhaf bir şekilde okula bakıyordu. "Kuzey'im, ne oldu? Yüzün düştü sanki." dediğimde omuz silkti ve yürümeye başladı.

"Bilmem ki, tuhafıma gidiyor. Son kez lisenin ilk günü oluyor sonuçta. Sürekli bu okula gelmeye yakınıyoruz ama biliyorum ki ilerde keşke buraya tekrar gelebilsek diye düşüneceğiz."

Başımı salladım. Bende düşünmüyor değildim bunu.

"Yalan söylemeyeceğim şimdi, bende kesinlikle özleyeceğimi düşünüyorum."

Okula girerken kaşlarını kaldırarak o kahverengi gözleriyle bana baktı. Gözlüklerinin camını temizlemesini söylemeyi aklımın bir köşesine not ettim.

"Neyi özlersin mesela?"

Gerçekten, neyi özlerdim mesela? Aklıma gelen şey ile yüzümde bir gülümseme oldu.

"Mesela sen eski sınıfındayken ben sürekli senin karşı sınıfına giderdim bilerek seni görmek için. Oradaki sınıf başkanı da sürekli beni çıkartmaya çalışırdı ve kavga ederdik. Galiba onu özleyeceğim." dediğimde Kuzey gülmeye başladı.

"O değilde hâlâ nasıl bir takipçi olduğunu çözmeye çalışıyorum."

Sınıfa girerken gülmeye devam ettik. Sıramızda oturan Kübra bizi görünce el salladı. Sırama geçtim ve yerleştikten sonra klasik 'Nasılsın? İyiyim.' sohbeti başladı. Ta ki Giray üzeri ıslak sınıfa girene kadar. Ayran mıydı o?

"Yok abi yok. Bu kızlara iyilik de yaramıyor vallahi. Bir tek Derin ve Kübra'da iş var."

Sinirli sinirli söylenerek geldi. Ben çantamdan ıslak mendil ve kuru peçete çıkarırken biz sormadan anlatmaya başladı.

Derin:Kuzey [Tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin