Havalar bir anda soğuduğundan hasta olma ihtimalim çok yüksekti çünkü çok hassas bir bünyem vardı. Üflesen hasta olurdum. Koyu gri montuma sarılarak seri bir şekilde yürüyordum ki, köşeye gelince Kübra'yı gördüm. Halı sahada buluşacağımızı sanıyordum. Yanına gidince onu rahat bir şekilde hırkasıyla dururken buldum. Kübra üşümek nedir bilmezdi.
"Halı sahada buluşacaktık hani?"
"Yolda yalnız gitmek istemedim. O yüzden seni bekleyeyim dedim." Koluma girince otomatik olarak yürümeye başladık. Ne kadar soğuk havadan etkilenmese de, burnunun ucu kızarmıştı. "Sence kim kazanır?" Ona 'Sorman bile hata' der gibi baktım.
"Tabi ki de Kuzey'in takımı!" İçimden bir anda çıkan taraftar kızı gösterince, Kübra yolda kahkahalar atmaya başladı. O güldükçe bize bakan insanların sayısı da arttı. Soğuktan değil de, utançtan kızaran yanaklarımı iyice montumun yakasına gömdüm.
Kübra gülmeye devam ederken önüne döndüğünde saçları yanağını sıyırdı. Saçları gür olduğundan çok severdim. Hatta bazen gıcık olsa bile oynamama kızmazdı. Normalde saçlarına kimsenin dokunmasına izin vermezdi.
Yolda giderken otururken yiyebilmek için üç paket çekirdek aldık. Eğer Giray'a almazsak, saçımızı yolabilirdi ve biz bu tehlikeyi göze alamazdık. Halı sahaya girdiğimizde Kübra tribünlerde Giray'ı, ben de sahada Kuzey'i arıyordum. Sahanın en köşesinde zıplıyordu. Büyük ihtimalle üşümüştü ve ısınmaya çalışıyordu.
Gidip montumu mu verseydim?
Kaşlarım kendi kendine çatıldı. Manyak mıyım ben? Tam kendi kendime söverken Kuzey beni gördü. El salladığında çatık kaşlarım düzeldi, bende hemen elimi kaldırıp bende ona el salladım. Arkasını döndü ve takım arkadaşlarının yanına gitti. Arkasından baktım.
Belki bizim sınıfımıza gelmeseydi onunla böyle olamazdık. Arkadaş... Onunla arkadaş olmak bile güzeldi. Dertlerini dinleyebilmek, ihtiyacı olduğunda ona omuz olmak... Güzeldi... Belki de onun sevgilisi olmaktansa, zor zamanında yanında olan arkadaşı olmayı yeğlerdim. Aylar önce ona bu şekilde el sallayacağımı ve benim onu maç yaparken izlediğimi bileceğini söyleselerdi herhalde güler geçerdim. Ama şimdi bakıyorum da, bu çok güzel bir his.
Sırtına bakmayı kestim ve tribünlere dönüp göz gezdirdim. Orta sıradalar da oturan ve çekirdek paketini çoktan açmış arkadaşlarımı görünce kıkırdadım. Aşırı derecede dedikodu seven iki kişi vardı karşımda.
Dikkatli bir şekilde insanlara çarpmamaya özen göstererek yanlarına gidip oturdum. Çekirdek paketlerinden bana ait olanı Kübra'nın kucağından aldım ve paketi açtım. Kuzey'in sahada bir o yana, bir bu yana gidip gelmesini izlerken acayip derece de keyif alıyordum. Çekirdek paketini dizlerimin üzerine bıraktıktan sonra pantolonumun arka cebinde olan telefonumu çıkardım.
Anonim: Hadi göreyim seni koçum (15:55)
Mesajı gönderdikten sonra telefonu montumun cebine koydum. Yere bıraktığım çekirdek paketini tekrar elime aldım ve tek tek yemeye başladım. Kuzey yaklaşık on dakika sonra yedek kulübesine gitti. Oturağa oturdu ve spor çantasının içinde olan telefonu çıkardı. Ekrana bir kaç kez dokunduktan sonra aniden başını kaldırdı.
Aniden yaptığı bu hareketle şaşırdım ve dizimde duran çekirdek paketi ile birlikte, avuç içimde duran çekirdekleri yere döktüm. Alelacele yere eğildim ve dökülenleri toplamaya çalıştım. Kübra ve Giray beni fark etmemişlerdi.
Yenebilecek ve yenilmeyecek çekirdekleri ayırdıktan sonra yerime tekrar oturdum. Başımdan kayan şapkamı düzelttikten sonra cebimde duran telefonu çıkardım. Öncesinde Kuzey'e baktığımda telefonla uğraşıyordu.
Kuzey: Burada mısın? (16:10)
Anonim: Tabi ki kaçırır mıyım sanıyorsun? Eğer tribünlerde deli gibi bağıran birini görürsen o benim (16:15)
Kuzey: Ciddi misin? (16:15)
Anonim: Bağırmam ama hep destek tam destek yakışıklı (16:15)
*Görüldü* (16:15)
Görüldü olduğu için başımı kaldırıp Kuzey'e baktım. Telefonunu çantaya attığı gibi sahaya koşmuştu. Galiba maç başlıyordu. Telefonumu cebime geri koydum ve dikkatli bir şekilde hareketlerini izledim. Ara ara bize bakıyor ve gülümsüyordu.
Utanmıştı!
İlk defa arkadaşlarının maçını izlemeye geldiğini biliyordum. Normalde ne kadar nazik biri olsa da bu konuda neden olduğunu bilmediğim bir şekilde utangaç ve çekingendi. Bu da bizim onun için farklı olduğumuzu gösterirdi.
Kübra'nın, Giray'ın ve benim.
Benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin:Kuzey [Tamamlandı.]
Short StoryKuzey: Niye sakız başka bir şey değil? (09:35) Anonim: Sakız çiğnerken küçük bir çocuk gibi oluyorsun (09:35) Anonim: Şişiremediğinde sinirlenip atıyorsun (09:35) Anonim: Ve ben o hallerini izlerken sakızı daha çok sevmeye başladım (09:35) Kuzey: Sa...