keyifle okuyun....sibel....
unutmak ne zor kelime, keşke sil baştan filmi gibi olsaydı da gidip beş yaşıma kadar olan tüm anılarımı sildirebilseydim, imkansız dimi, yok öyle bir ihtimal, olsa ne güzel olurdu,
annemin bir fahişe babamın bir aptal, babaannemin bir fahişe patronicesi olduğunu unutsaydım en önemlisi 5 yıl önce kardeşimi ona öldürtmeseydim,
tam da bu gündü, artık ondan korkmamayı öğrenmiş kaderimi kabullenmiştim, artık köşelerden sızan karanlık gri sislerim beni korkutmuyordu, 12 yaşımdaydım, kardeşim durmadan bağırıyordu, ağlıyor yediğini kusuyor bilmeden her şeye gülüyor kakasını salonun ortasına yapıyordu,
bir an sadece bir an insanın tüm hayatını değiştirebilir, ciddiyim düşünün ki karşınızda sürekli acı çeken özürlü bir kardeşiniz var, ilaç almaya yetecek para yok, zaten ilaç da yok, % 85 özürlü, ne yapardınız,
''temizle şuraları'' diye bağırdı annem, ağzında kocaman bir sakız, babam her zaman ki gibi annemin elinde ki şerefsiz parayı alıp içki masasına gitti, babaannem yaptığı tüm kötülüklerden kıldığı namazla kurtulacağını sandı, ve ben 12 yaşımda salonun ortasına kakasını yapan kardeşimin bokunu ağlayarak temizlerken bir an güldüğünde ona baktım,
bir an ya, bir an, dudakları gülerken, gözlerinde ki o acı bana karar verme şansını verdi, ne olur kurtar beni derken, ben bokunu temizledim,
12 ya 12 yaşındayım, 7 yıldır gölgem peşimde, yapmadığını bırakmadı bana, kan kusturdu, ilk regli olduğumda nerdeysee alay etti benimle,
ve o gece bir anlaşma yaptım o yatağımın baş ucuna geldiğinde ben kirli küf kokan yorganımın altında elimde ki fenerle matematik çalışıyordum,
bak bak ne de çalışkanmış o öyle... diyen beynimde ki sesle, yorganı kafamdan kaldırdım hızla, ve gidip ışıkları açtım, odanın sol köşesinde öyle salınırken gölgeleri,
''senden bir şey istesem yapar mısın'' diye söyleyiverdim birden bire
emretmen yeter...
''kardeşimi öldürmeni istiyorum'' diyiverdim, dedim yani, çünkü hala yan odada annemin dayağını yiyordu,
''senin yüzünden müsterim kaçtı gitti, kız asel gel kardeşini al, müşteri bekliyor ehh bu adam bi kaçsın ikinizi de gebertirim'' diye bağırıyordu,
gölgem salına salına etrafımda gezinirken,
emin misin? diye sordu, düşünmeden eminim dedim, onu kurtaracaktım, dayaklardan acılardan kurtulacaktı, yoksa sonsuza kadar acı çekecekti, daha dün sosyal dayanışmadan gelmişlerdi evimize, annemde alın ikisini de kurtulayım diye bağırmıştı adamların arkasından,
yurt kardeşim için daha kötü olacaktı, orda daha çok hırpalanacak daha çok dayak yiyip acılar çekecekti, tek yol vardı, onun acı çektiğini görmektense ölmesini tercih etmiştim,
peki benim bundan çıkarım ne olacak... dedi gölgem, tabi ya çıkarı olmadan kılını kıpırdatan insan olmazken iblis olur muydu?
''ne istersen'' diye çıktı cümle ağzımdan o an, ne isterse verecek durumdaydım,
hımm.... peki 18 yaşına ayak bastığın gün benim olacaksın... benim karım olacaksın...
o an on sekiz yaş bana çok uzaktı, hemde fersah fersah olan okyanuslar kadar uzaktı,
''kabul kabul ediyorum'' dedim gölgem kararımla daha çok siyaha batarken ben gidip kardeşimi aldım annemin fahişe odasında, müsterisi ben kardeşimi çıkarırken içeri girdi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
FantasyHayatim boyunca herkes bana deli dedi. Bir sey ne kadar sık dile getirilirse o olurmuş derler. Olur muydu? Olurdu biliyordum. Adim asel.... alkolik bir baba faise bir anne ozurlu bir kardeş ve yillarca turkiyede ki tum yetistirme yurtlarini gezen...