GÖLGE

cennet mahkumu

herkese keyifli okumalar.... geçen bölümde ki anketimizi, full doğru yanıtla hatta açıklamalı yanıtlarıyla, kazan HAYAT şimdi bölümde, sizlerin cevaplarınada teşekkür ederim gerçekten beni çok mutlu ettiniz sıkı takipciler:)))) harikasınız, tek tek teşekkür ederim...

günler günlerin birinde, bir adam vardı, fakirdi, ama mutluydu, en önemlisi huzurluydu, sevdiği bir kadın vardı, dünya güzeli bir kadın, onunla ilgili hayaller kurup yıldızların altına uzanır sıcak kumların serin havanın mistik ortamın tadını çıkarır ve hayallere dalardı, ama olmadı, 

her masal güzel bitmezdi, kız zorla bir adama verildi, sonrası malum aten, canlı canlı gömülen adam, aşkıyla inançları arasında bir seçim yaptı, ve inancını bırakıp ruhunu sattı, 

sattı ama aslında vazgeçtiği ruhu değildi, dünyasıydı, dünyadan vazgeçmişti, hayattan yaşamaktan sevmekten, gün ışığına hasret kalmak değildi amacı, sevdiği kadına kavuşmaktı, 

sonra çok çok sonra bir kız çıkageldi, gördü adam, kıpırdandı içi, ama olmazdı ki kız küçüktü, hemde çok küçük, ama bu adamı durdurmadı, gitti kıza, durmadan gitti, bağırdı, haykırdı, 

kız korktu, nasıl korkmadı ki, daha beş yaşındaydı, ama alıştı, o zaman var ya o zaman her insana alışmayı öğretiyor da unutmayı öğretmiyordu, 

zaman geçtikçe kız büyüdü, öyle güzel bir genç kadın oldu ki, adam yıllar önce kıpırdanan ruhu artık dur durak bilmeden kıza koşuyordu, ama yapamazdı, adamın bir önceliği vardı, hayır bu kız onun ruhunu kurtaracak kızdı ama seveceği kadın değildi, zaten birini seviyordu, sevdiği için ona kavuşmak için satmıştı ya ruhunu, 

sonra bir güneş belirdi adamın hayatında, kızı alırsa, cennete gidebilecekti, ama kız sonsuza kadar cehennem fahişesi olacaktı, umurumda değil dedi adam, kabul etti anlaşmayı, 

unuttuğu bir şey vardı ama... kız herkesin iştahını kabartıyordu, yaşayan yaşamayan cennet cehennem kıza sahip olmak için deliriyordu, buna dünyalı erkeklerde eklenince adamın içinde patlayan volkan önüne ne geçerse yakıyordu, ilk başta da kızı yakıp küle çeviriyordu, 

bacakları, tanrım, bacaklarının güzelliğini kimse görmemeliydi, sadece ona özel olmalıydı, adam deliriyordu, ona zarar vermek için deliriyordu, uslu bir kız olsaydı, daha önce onun için neler yaptığını biliyordu adamın, e ne demeye adamın damarına basıp o küçücük eteği giyiyordu, 

cezası ağır oldu, günlerce ateşler içinde yandı kız, doktorlar çare olmadılar, nasıl olduğunu kıza sordular, sustu kız, nasıl derdi, iblisim yaptı diye, bilmiyorum dedi, görenler şok oldu, bacaklarında, baldırlarında iki ten kocaman el izi vardı, bir daha etek giyemeyecekti, 

adam mutluydu, cezası muazzam bir dehaydı, artık onun bacakları ona özel olacaktı, kız onun izlerini daha ona dokunmadan taşıyordu, 

ve kız, onun damarına basmaya devam etti, akıllanmamıştı, akıllanacağa da benzemiyordu, inatçıydı, hemde öyle bir inadını vardı ki, çöl develeri kuğu balesi yapsa bile kızın inadının yanına yaklaşamazdılar, düşünün yani o kadar imkansız şey bile olurda da kız yinede adamın karşısında dimdik inadınıyla dikilmeye devam ederdi, 

ve oyle de oldu, ona yaklaşan her erkeği kendi kanında boğmak amunda alışkanlık haline gelmişti, ama bu kez öyle olmadı çocuğun kolunu kopardı, kopardı ama kızın gözlerinde ki korkuyu görünce ister istemez bir adım geriye gitmeye mecbur oldu, çünkü kız kendi için değilde sıradan bir ölümlü için korkuyordu, 

ama tabiki bununda bir cezası olmalıydı, oldu da, hemde amun için çok zevkli bir ceza, dudakları ilk kez kızın vücuduna değildi, tam boynunun altına, artık her ne zaman yutkunsa amun gelecekti aklına, öyle de oldu, kız bir kez daha anladı, adamdan kaçamazdı, asla başaramayacaktı,