28.mayıs, 2017... bu hikayeyi yazmaya başladığımda çok fazla uzatmayacağım diyerek kendime bir söz vermiştim, ama yapamadım, yazdıkça yazdığım çok fazla bölüm oldu. sizlerde severek okudunuz, aşmina yüzünden amuna ettiğiniz küfürler hala yorumlarda:) asle'in çaresizce yaptıklarına, amun'nun acımasızlıklarına, ikisinin imkansız aşkına benimle birlikte şahitlik ettiniz,
aslında tüm hikaye boyunca birazdan okuyacağınız bölüm hakkında hep bir ip ucu verdim,
mesele ecem'in
belki annen gibi orospu olamayacaksın ama baban gibi delirerek öleceksin... demesi
yada buket'in hey black sende annen gibi usta bir fahişesin... demesi mi
yada asel'in tüm bunların bir kabus olmasını istiyorum bu hayatı yaşamış olmaktan korkuyorum cümlesi,
şimdi aşağıya inin ve benimle şahitlik ettiğiniz efsanevi bir aşkı mı yoksa tamamen bir sizofrenin hayal dünyası mı olduğuna ve SON'a şahitlik edin...
sonsuz teşekkürler... her şey için...unutmayın seviliyorsunuz....sibel....
YAZARDAN...
bir varmış bir yokmuş diye başlar masallar,
peki ya kabuslar, kabuslar için klasik bir giriş cümlesi var mıdır? varsa da henüz duymadım,
şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulur.... bu ünlü yazar William Shakespeare ait bir cümle nasıl da güzel özetlemiş aşkı,
böyle aptalca şeyler geçiyordu asel'in aklından, William Shakespeare bu cümleyle gerçekten aşkı mı hedef almıştı, sonuçta romeo ve juliet için yazılmış bir cümleydi, onların aşkı da şiddetle başlamış, şiddetle son bulmuştu,
onunda kalbinde şiddetli bir aşk vardı, ama karşısında duran doktor önlüklü gözlüklü adam için değil, daha dün gibi hafızasında olan o yanık adaçayı kokulu karizmatik kötü ama iyi olmaya çalışan acımasız ama acıma duygusunu kazanmaya meyilli insan değil ama insan olmak için yürüyen adam vardı aklında ve kalbinde,
''rutin tedavi olmayacak hemşire hanım çıkabilirsiniz, sende çık'' dedi ige sandığı ama aslında ige olmayan adama başıyla gitmesini işaret etti amun sanıp amun olmayan adam,
ige ve hayat yani onlara benzeyenler dışarıya çıktığında, amun yine o yabancı olan bakışlarla baktı asel'e
asel onun cennetiydi, karısı, oğlunun annesi, burda neler oluyor diye haykırmak istedi asel ama ağzında ki o çürümüşlük tadını atamadı bir türlü, belki atsa sorular sorsa rahatlayacaktı,
sahi, şu andan itibaren asel gerçekten rahatlayabilir miydi, oda bunun imkansız olduğunu biliyordu, şu an asla eskisi gibi olmayacağını o sevdiği adamı bir daha göremeyeceğini biliyordu,
soru sormaktan cevapların onu yatağa daha sıkı bağlamasından korkuyordu, ama sağlam olan tarafı da sor hadi kurtul ya kalk ayağa yada yat aşağıya diye bağırıyordu, hangisini seçecekti,
siz olsanız hangisini seçerdiniz...
asel, odada ki ağır kokuyu içine çekerek derin bir nefes aldı, ama aynı anda o iğrenç koku yüzünden midesi bulandı, daha fazla mide bulantısı ve ardından yaşanacak kusmuk faciasını önlemek için ağzını kapattı, ancak o zaman farkına vardı çenesinin nasıl ağrıdığının, tüm çene kasları sanki bir mengeneyle sıkılmış gibi ağrıyordu, belki de bu ağrı onun konuşmasını engelliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
FantasyHayatim boyunca herkes bana deli dedi. Bir sey ne kadar sık dile getirilirse o olurmuş derler. Olur muydu? Olurdu biliyordum. Adim asel.... alkolik bir baba faise bir anne ozurlu bir kardeş ve yillarca turkiyede ki tum yetistirme yurtlarini gezen...