ruh bekçisi

6.5K 277 46
                                    


keyifle okuyun.....sibel.....


insan kötülüğü sever mi? 

benimser mi? kabul eder mi? 

ben ettim... yüz yıllar önce zalim bir adamın elinde kötülüğün baş karakterinin gölgesi oldum ve her şey yeni başladı, dur durak bilmeden alınan ruhlar, zaten kötülüğe olan açlık bizi hiç zorlamadı, kötülüğe meyilli insan ruhlar bize katılmak için kendilerini öldürdüler, 

efendimin arzularını koşulsuz şartsız sadakatle yerine getirdim, bundan zevk alıyordum, evet zevk, hemde öyle böyle bir zevk değil, 

acı çığlıklar, yalvaran ruhlar, kıvranan bedenler, delice zevk veriyordu bana...

ama her şeyin başlangıcını babam yaptı, beni zalim pislik bir efendiye sattı, sait bin hurşi, 

zalimdi, şeytanın yer yüzünde ki gölgesi gibiydi, insanlara hayvanlara ettiği zulümle kimse konuşsa da ona dokunamıyordu çünkü zengin güçlü bir tüccardı, bağdatta, 

babam baharatçılık yapıyordu iki karısı  13 çocuğu vardı en büyükleriydim, köpek gibi çalışıyordum yaranamıyordum, sonra beni tüccara sattı, 

tüccar zamanla beni de kendi gibi kötülüğe musallat etti, bende bağışıklık kazandım, 

milattan önce, 3051 yılıydı, mısır ikiye ayrılmıştı, güney mısır ve kuzey mısır olarak, güney mısır nil nehri boyunca uzanan verimli topraklardı, ve ben o verimli toprakların üzerine kurulu olan tüccarın evinde baş hizmetliydim, 

17 cariyesi olan tüccarın sekizde çocuğu vardı, ve 6 oğlu iki kızı, 

ve en güzeli en büyük kızı aşmina... kötülüğün içinde yetişip büyüyen ben, yeni yeni bildiğim bir duyguyla ona nil gibi akıp gittim, ama tüccar öğrendi, kızını kuzey mısırlı bir tüccarla evlendirdi, 

ve ben de o düğün günü, aşmina'nın ruhsuzca sallanan ayaklarının altında boynuna geçirdiği ilmeğe yemin ettim,  ruhumu şeytana sattım ve sonum bu oldu...

aynaya bakamayan beyni olmayan kalbi çürümüş bir ruh bekçisi

aşmina'nın ruhu cennetin göl kenarında beni beklerken, yüz yıllar süren sadakat yeminim sonunda son bulmuştu, efendimle yaptığım anlaşma bitiyordu, 

ama cennet.... ama aşmina.... onlara kavuşmam olanaksızdı, imkansızdı, çünkü anlaşmanın şartı 

ruh bekçim amun... eğer bir gün cennete kabul edilmek isterse, bunun bedeli genç reşit bir kızın kalbini, en önemlisi bakireliğini almak zorunda, hemde şu anda bulunduğu haliyle...

o zamanlar bunun imkansızlığıyla bunu kabul etmişken, ruh bekçiliği görevimin bir anında, bir kadın getirdiler, ruhu delik deşikti, ruhunun en derin yerlerde ki kötülüğü bir kez bile bozmamıştı, hırsızlık yapmıştı, bir kaç adam tarafından tecavüze uğramış adamları öldürmüştü, bir oğlan doğurmuştu ama hastalıklı bir adamdı, kul hakkı yemişti kadınlara adamlara çocuk yaşta ki kızlara işkence etmişti, ruhunu okurken 

''vayy be sağlam kötüsün'' demeden edemedim, ama ruhunun bir yerinde ki anıları kilitliydi, anıları kapatmıştı, ne vardı o anılarda okumak görmek için deliriyordum, ama kadının ruhu yeminliydi o anıların kilitli kalması için, ve sonunda o kilidi ona açtırdığım da gördüklerimle ağzım açık kaldı, 

bir kız çocuğu daha beş yaşında... çok güzel, hemde çok, ama o an değil, sonra güçlerimi kullanarak onun gelecekte ki halini gördüğümde işte dedim, işte bu kız bana cennetin kapısını açacak ve beni aşmina'ya kavuşturacak, 

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin