Paramparca...
Yaralı... kırık dökük iki cam parçası. Sıradan iki cukura yerleştirilmiş.
Aslında ışıl ışıl ama karanlığa gömülmüş iki çukur içine yerleştirilmiş iki cam parçası.
Güneş açsa gökkuşağı belirecek cukurlarda ama güneş bir türlü doğmuyor izin vermiyor çukurların sahibi.
Öyle bir karanlığa gömmüş ki kendini evrenin tum ışıkları kararmış yok olmuş adeta.
Duruşunda ki asalet hırçın bir okyanusun dibinde debelenen can çekişen ruhunu saklamak icin kamufle olmuş. Oyle guzel saklıyor ki kendini herseyden herkesten kimse gercek onu goremiyor.
Cunku o izin vermiyor...
Sesinde ki o ton. Bir kurt uluması gibi. Avına gozlerini dikmiş bekleyen bir avcı gibi. Konuştukça inatla sordukça bazen bıkkınlık versede yinede ruha işleyen bir ses.
Biraz karmaşık bir kokusu var sanki iki ayri kokunun ahenkli dansi gibi geniz yakan baş döndüren bir koku kimsede olmayan hic hissetmedigim bir koku. Dunyanin her yerini gezmiş benim icin bile bir ilk.
Renk... ona karanlik demek karanlığa bile acimasizlik olur onun rengi daha yogun daha korkutucu daha savunmasiz bırakıyor insani.
Uyanmalısın...
Göz kapaklarimi araladim. Cok nadiren ruya görürdüm. Beynimdeki rüya mekanizmasini kapatali cok olmustu. Ama şimdi gördüğüm bu adamın avı olduğumu biliyordum.
Yakışıklı adam
Sana ne...
Sakin kıskandım deme...
Saçmalama vera..
Vera benim ordumun icine giren ilk yaratıkti. Sag kolum sırdaşım ve en can dostumdu. Ama bazen insan mahremiyet istiyordu ve arkadaşın senin gibi insan olmayinca ondan bir sey saklayamiyorsun.
Neden uyandirdin beni...oysa uyuyali bir saat bile olmamisti...
Elçiden haber var...
Ne istiyor...
Seni...
Lanet olsun onunla görüşmek istemiyordum ama o her cuma illa beni gormek istiyordu.
Aslında cuma gunu onun uğursuz günüydü benimde favori gunum olduğu söylenemezdi. Ama her defasında cumalari öğle namazindan once bnimle konusmak istiyordu.
"Vera sen toz ol nerdeyse gelir" dedim kolumdaki saatime bakinca.
Vera sessizce kaybolduğunda o tok ses yankılandı salonumda. Ah evimi kirletiyordu bu igrenc yaratik. Siluetini gormesemde sesi bile evimde uzerimde bir kir bırakıyordu.
"Geçen cumayi kaçırdığım icin üzgünüm malum cehennem isleri"
"Ne istiyorsun"
"Cok kabasın" dedi alanen dalga gecer bir ses tonuyla
"Istediğim sey basit seni istiyorum. Güçlerini ölümsüzlüğünü insancil doğanı ve o ruyanda gördüğün adami"
Nasil yani... bu tok sesin sahibi bir kadin mıydı. Hep erkek olarak hayal etmistim onu.
"Erkeklerden hoşlanan bir erkek diyelim o zaman" ıyyy iğrenç.
"Nyse konumuza dönelim... cennetteki kıpırdanmadan haberin var mi"
Ne kıpırdaması. Diger tarafta bağlantılı olan habercilerim hic bir sey fark etmemiş olamaz.
"Cinlerine haberci demende ayri bir sacmalik"
"Kes artik ne soyleyeceksen soyle"
"Kor geliyor"
Kim...
"Onu tanımıyorum deme sakın adini bile duymadın mi"
En az benim kadar şaşkındı sesi. Kimden bahsettiğinden en ufak bir fikrim yoktu.
"O bir ilk. O resmen tum evrene kafa tutacak tek yaratik. Babasindan daha acımasız. Annesinden daha korkusuz."
Anlamiyorum...
"Adi leza"
Kor... ates...
"Evet.. amunla cennetin oğlu"
Kahretsin. Onlarin aşkını duymuştum. Ve hep imrenmistim. Kim onlar kadar şanslı olup boyle muazzam bir aşk yasabilirdi ki.
Cehennemle cennetin aski sonu berbat bitmiste olsa harikulade bir aşktı onların ki.
"Iste o harkulade aşkın meyvesi senin icin geliyor"
Dedi ve beni yine sessizligimle baş başa bıraktı.
"Sen korkuyor musun bana mi oyle geliyor" diyrn vera'nin sesi sessizligimi bozdu.
"Sacmalama pis cadi"
"Adıni duyunca neden ellerin terledi ve beninde ki bu tepki ne"
"Defol vera ben sana seslenene kadar defol"
"Onu taniyorsun... elçiye yalan soyledin. Dusuncelerini duymasin diye aklını mühürledin"
"Defol"
"Kızma gidiyorum. Ama dikkatli ol ben senin en iyi arkadaşınım aklını muhurlediysen hislerinide mühürle cunku cennetin habercilerinden haber var... kor yola çıkmış bile"
Lanet olsun... geliyordu. Birbirimizi o kadar zamandir gormuyorduk ki beni tanimayacakti. Ama ben onu asla unutmamıştım...
Yagmurlu bir muğladan herkese selam... kısacık hic tatmin etmeyen bir bölüm farkındayım ama is yerinde elimde tlf ancabu kadar geldi elimden... yorumlarınızi cok merak ediyorum... sizleri seviyorum.
50 vote 50 yorum... elinizi cabuk tutun... öpücükler sibel....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE
FantasyHayatim boyunca herkes bana deli dedi. Bir sey ne kadar sık dile getirilirse o olurmuş derler. Olur muydu? Olurdu biliyordum. Adim asel.... alkolik bir baba faise bir anne ozurlu bir kardeş ve yillarca turkiyede ki tum yetistirme yurtlarini gezen...