☆☆☆İkinci kez sürpriz bölüm♡♡♡
Medyadaki şarkıyı dinleyin derim. Pera favorilerimdendir. MerveAkarsu5 sana demiştim bir gece ansızın atabilirim diye. sumisali__ 1.30 olmadan bölümü atıyorum
Uyumadın herhaldee😂😂
###
"Kim o arkadaşlar"
"Ne?" Diyerek anlamayan bir surat ifadesiyle bana baktı.
"Sen ne düşündüğümü sordun ya ben de söyledim işte" bir anlık gazla söylemiştim ama çok pişman ve tedirginim. Eminim dalga geçecek.
"Eee nolmuş" uff anla işte. Zaten utancımdan kaçacak delik arıyorum. Yer yarılsa da içine girsem. Ama ben biliyorum onu. Anladı beni utandırmak ve gıcık etmek için yapıyor.
"Uff neyse boşver yaa."
"Hayır söyle yaa. Hangi arkadaşlardan bahsediyorsun?"
"Anlamamış gibi yapmayı bırakacak mısın?"
"Gerçekten anlamadım."
"Uff şey işte. Söyleyeceğim ama yalan söylersen veya dalga geçersen kafanı kırarım."
"Tamaaaam söyle artık."
"Şey işte ya. Şu beraber karaoke yaptığınız arkadaşlar. Kimlerdi?"
"Haa o muu? Kıskandın mı sen?"
"Ne alakası var bee? Sadece merak. Hem sen kafanı fazla sevmiyorsun herhalde"
"Yoo ben kafamı çok severim. Sadece şaka yaptım. İşte bir kaç kız arkadaşımız" gıcık şey. Sinir. Bir de kız kelimesini vurguluyor. Psikopat manyak. Öküz
Odun. Ya senin karşında bir kız varken nasıl böyle bir şeyi söyleyebilirsin. Utanma olur insanda azıcık. Ya bir de kız kelimesini bastırarak söylüyor ya. Çıldıracağım yaaaa. Salak şey. Burada daha fazla durursam kafayı yiyeceğim. Sinirle ayağa kalkıp triple konuştum
"Uyuyacağım ben"
"İyi geceler."
"İnşallah olur o dediğin." Diyip odama çıktım. Çok sinirliyim şu anda. Şimdi yapacağım tek bir şey vardı. Ne zaman sinirlensem kum torbama giderim. Gerçekten tavsiye ederim. Şimdiye kadar Gökalp uyumuştur diyerek baş örtüsü takmadan bahçeye gittim. Saçımı topuz yaptım. Kum torbasını karşısına geçtim. Öncelikle kum torbasını diğer o kızlar olarak hayal ettim. İlk yumruğu geçirdim.
"Evet bu."
"Şimdi daha hızlı."
"Evet. Yess. Böyle devam. Evet evet. Harikayım bee. Uzun zamandır yapmama rağmen harikayım be."
"Evet uzun zamandır yoktum demişler öldü şimdi yazsınlar kral geri döndüü"
"Sinirlendin mi sen?" Gökalp in gelmesini hiç beklemiyordum. Üstelik başım açıktı. Çok utanmıştım. Koşarak odama çıktım başımı kapattım. Ama o lafa sessiz kalmak olmaz. Hızlıca aşağı indim.
"Hih ne münasebet ne diye sinirlenecekmişim. Sinirlenilecek bir durum göremiyorum ben. Varsa bir şey söyle çekinme."
"Odana gidip verecegin cevabı düşünüp mü geldin?"
"Ne alakası benim lafım her zaman hazırdır."
"Ona ne şüphe."
"Hıı komik çocuk ya. Yine komikligin üstünde." Dedim dalga geçerek. Sonra devam ettim.
"Şüphen olmasın diye söylüyorum; odama çıkma sebebim başımı örtmek gerekiyordu."
"Bence gerek yok. Ben senin kocacım."
"Hih ne koca. Başka kızlarla karaoke yapan bir koca mı olur" bir anlık gazla söylemiştim bunu da. Ah benim şu düşünmeden konuşmam yok mu! Uff. Çok utanmistim.
Bu yuzden vereceği cevabı da beklemeden odama çıktım. En azından sessiz kalmamıştım ve bir cevap vermistim. Ohh bee. Bugün fazla entrika yaşadığımı fark edince yatağıma girdim. Uyuyamama gibi bir şey yaşamamak harika. Anında dalıverdim.
***
Uyanır uyanmaz gidip kahvaltıyı hazırladım. Bugün iznim bitiyordu. Yani iş başı. Ve 1 saat sonra ameliyatım vardı. Kahvaltıyı hazırladım. Ayaküstü bir şeyler yedikten sonra masanın üzerine Gökalp e bir not bıraktım.Ben hastaneye gidiyorum. Kahvaltını yapmadan çıkma!
Bahçedeki köpeğe uzaktan selam verip arabama koştum. O köpekten çok korkuyordum. Aslında tüm köpeklerden korkuyordum da çaktırma.
###
Hastaneye gider gitmez ameliyata girdim.
Ameliyat çok başarılı geçmişti. Odama geçip hastalarimi beklemeye başladım. Kapı çaldı. Ben gel dedikten sonra kapının açılma sesini duydum ama kimse görünmüyordu.
"Kimsiniz"
"Kahvenizi getirdim Bade Hanım"
"İyi de ben kahve istememiştim." Ses çok tanıdıkti ama.
"Sürprizzz"
"Yağız?" Diyerek sevinçle bağırdım. Yağız daha önceden kısacık bahsettiğim yurt dışında okuyan süt kardeşim. Leyla nin öz kardeşi yani. Şoku anlattıktan sonra kalkıp sıkıca sarıldık. Hasret gidermeye başladık.
Gökalp'tenSabah uyandığımda hazır kahvaltı sofrası ile karşılaştım. Bade ortalıkta görünmüyordu. Tam masaya oturacakken masadaki notu gördüm. Bu kız ne kadar düşünceli. Ah bir de bana trip atmaya çalışıyor ama düşünmeden de edemiyor. Beni kıskanışı sinirlenmesi çok şirin. O yüzden ufak bir yalan söyledim. O arkadaşlar kız falan değildi. Özel harekatten bir kaç yakın arkadasla komando marşı söylerdik sadece. Bugün de konuşamadık akşam söylerim artık. Kahvaltımı yaptıktan sonra Bade yi aramaya karar verdim. Sesini duysam iyi olurdu. Telefonumu çıkartıp Badeyi aradım
Açmadı. Ameliyatta herhalde. Odama çıkıp üzerimi giyindim. Ardından telefonum çaldı. Barış arıyordu. Çocukluk arkadaşım
Şimdi özel bir hastanede uzman doktor. Daha fazla uzatmadan açtım telefonu
"Alo"
"Oglum sen ne boş ne hayırsız bir insansın be. Ben aramasam aradığın sorduğun yok. İnsan gelir hastaneye yanıma. Evlenmişsin bir de. Ben Gökhan'dan duyuyorum"
"Kardeşim bir sakın ol. Her şey çok üst üste geldi. Vaktim olmadı. Geliym bugün konuşalım."
"Tamam gel hastaneye."
"Kardeşim kızamazsan bir şey soracağım. Neydi senin hastanenin adı"
"Ben sana konum atarım."
"Tamam kardeşim" telefonu kapattıktan 5 dakika sonra mesaj geldi. Hemen evden çıktım. Hastaneye yarım saatte varmıştım. Giriş kapısına geldiğimde hastanenin adı dikkatimi çekti.
'Ersal Hastanesi' bu isim... bu... Hehgirmen hatırladım. Bade nin çalıştığı hastane burası. İyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş. Barışın yanına gitmeden önce Badeye sürpriz yapmak... neden olmasın. Hem yalanımı düzeltirim. Kız daha fazla sinirlenmedim diye yani. Yoksa onu görmek istediğim sesini duymak istediğim için değil yanii. Ne münasebet ne alakası varr. Bade nin yanına çıkacakken elim boş gitmenin ayıp olabileceğini düşündüm. Başka bir amacım olduğundan değil sadece eli boş gidilmez diye bir çiçekçi buldum. Papatyaları sevdiğini bildiğim için papatya buketi yaptırdım. Gerçekten çok güzel bir çiçek. Sevmekte çok haklı. Aklımdaki düşünceleri itip içeri girdim. Ay bir heyecan yaptım sanki. Çok saçma Gökalp kendine gel! Danışmaya gidip Bade nin odasını sordum. O da bir şeyler saçmaladı.
Danışmadaki çelimsiz kızın dediğinden anladığım bir kaç kelime ile Bade nin odasını arıyordum. Ve evet buldum. Bana söker mi bunlar. Bulurum ben. Hehehehhe. Kapının önüne geldiğimde bir an duraksadim. Hatta girip girmemekte bile tereddüt ettim. En sonunda cesaretimi toplayıp içeri girdim. Girdim ama keşke girmez olsaydım. Gördüğüm manzara. Bade ve bir adam sarılmış duruyorlar. Gözlerim doldu. Erkekler ağlar mı? Ağlar erkekler de ağlar. Kahrolur biter. Bir erkek aşka inancını kaybederse tekrar bulamaz aşkı. Hayata küser. Peki ya bu manzara karşısında ne yapmalıydım? Önce gözümden bir damla yaş aktı. Sonra elimdeki papatyalar düştü. O papatyalar yere düşünce benim de hayallerim suya düştü. Yazık ettin be Bade. Bana da papatyalara da. Ben de ne safım ne düşüncelerle girdiğim odada böyle bir manzara ile karşılaşmak. Bade beni fark ettiğinde o adamdan hızlıca ayrıldı. Sonra gözleri gözlerimi buldu. Ahh o gözler. Bana bir bakınca içimi titreten o bakışlar. Artık başka renkte mi bakıyordu gözleri. Başkalarına da bana baktığı gibi mi bakıyordu. Onların yanında da saçmalıyor muydu? Sonra utanıp yanakları kızarıyor muydu? Bade tam bana doğru bir adım atacakken olumsuz anlamda kafamı salladım. Geçti artık. Hem de çok geç.Bu bölümü burada bitirmek istiyordum. Planım böyleydi. O yüzden biraz kısa olmuş olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLATI BEKLERKEN #TAMAMLANDI
EspiritualBade ve Gökalp... Ne aşkları yalan ne hikayeleri sıradan. Gökalp gök gözlü yiğit demekti. Gerçekten de yeşillerinde kaybolduğu Bade'nin gök gözlü yiğidi idi Bade ise Aşktı. Kutsal sevgiydi. O da mavilerinde boğulduğu adamın AŞKI idi. Ar...