Yar uçurum demekmiş. Aşk da bile bile o uçuruma yürümek o zaman. Korkusuzca. Biliyorsun ki o gelip seni kurtarır. Kurtarmasa bile ondan gelen hoş gelir. Şimdi o uçuruma yürüyorsun başın dimdik. Korkusuzca. Ya o biri gelir kurtarır seni ya da düşersin o uçurumdan tepe taklak. Aşk da böyledir. Birine kalbini açarsın o senin uçurumun olur. Ama yine de sonunu bile bile yürürsün o uçuruma. Eğer o da sana kalbini açıp aşkına karşılık verirse seni o uçurumdan kurtaran olur aynı zamanda. Size dünyalar vermiştir. Başka ne istersiniz ki arık. Dünyanın en mutlu insanı emin olun ki siz olursunuz. Eğer o sana kalbini açamazsa sen o uçurumdan düşersin. Tepe taklak... Param parça olursun. Kalbin tuz buz olur. Küçük bir çocuk olmak istersin. Canın o kadar yanar ki... Tarifi olmayan bir acıdır. Daha ne kadar acıtabilirler ki canınızı. Daha fazla acımaz diye düşünürsünüz. Peki ya o kişi, uçurumum dediğin kişi, seni kurtardığı sırada elinden kaçırırsa? Ellerinin arasından kayıp yine o uçurumdan düşersen nasıl olur? Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi mi? Ah hayır! Çok daha beter. Çok daha fazla yanar. Çok daha fazla acıtır. Artık daha fazla acıya dayanamayacağını düşünürsün bir an. Sonra... Sonra bir defa umutlandın ya devamı gelir. İşte o ufacık umuda sarılarak hayatta kalmaya çalışırsın. Ayakta durmalısın sen. Ayakta durmalısın çünkü o seni kurtarmaya gelirse seni ayakta bulmalıdır. İşte yine onun için onun umuduyla sarılırsın hayata. Artık tek sahip olduğunuz şey umutlarınızdır. Ha bir de yaralarınız... Sizi tek duvarlar anlar. Sizi tek duvarların anladığını düşünürsünüz bir de Rabbimiz. Aslında umutların da dualarında gizlidir. Dualarında tek o olur. Ve beklersiniz. Sadece beklersiniz. Benim gibi...
3 ay... Tam üç ay be. Dile kolay üç ay. Zaman geçiyordu. Aylar geçiyordu. Ben hala buradayım. Bu camın önünde. Beklediğim bir haber belki. Belki onun kokusu belki yüzü. Ama yok. Ne bir haber ne gelen ne giden. Korkum ona bir şey olmasından yana. Nefesim daralıyor göğüs kafesim sıkışıyor. Bebeğim ve ben bekliyoruz. Sadece ikimiz. Başka kimsenin haberi yok. 4 aylık oldu bebeğimiz. Onu hissediyorum. Hem de çok net. Onun sayesinde dayanabildim zaten. O bana ben ona tutunduk. Ama sanki bir his var. O buralarda bir yerlerde. Ve gelecek. O bize gelecek. Bırakmadı bizi bırakmayacak da. Bu kez ona hiç olmadığı kadar güveniyorum ve biliyorum ki gelecek. O bizi bırakmadı bırakmaz. Gözlerimden yaşlar süzülürken aklımda bir tek o var dualarımda bir tek o... Telefonlar çalıyor kapı çalıyor. Ama ben bakmıyorum. Kimseyle konuşmuyorum. Konuşmak istemiyorum. O yokken asla. Gelecek biliyorum. Bizi bırakmadı. Onu hissediyoruz biz. Verdiği sözleri düşünüyorum. Bakışlarını düşünüyorum sözlerini düşünüyorum. Aklımda canlanıyor. O, ben ve BİZ...
"Ben seni hep severim. Asla azalmaz sana olan aşkım. Sen benim ömrüm yarim yarenimsin. Seni çok seviyorum. Ve asla unutma seni ne olursa olsun hep çok seviyor olacağım" demişti bana. Biliyorum ki o da bizi özlüyor.
Beklemek... Sadece beklemek. Ona bir şey mi oldu yaşıyor mu iyi mi hiç birini bilmeden beklemek en zor bekleyiştir. Özlersin dua edersin ve beklersin. İyi de neyi? Yaşıyor olduğu haberini mi iyi olduğu ya da her hangi bir haberi mi? Veya sadece onu. Sadece beklemek çok zordur be. Hem de çok.
Çalan telefonun sesi ile gerçek hayata döndüm. Leyla arıyordu. Telefonlarını hiç açmıyorum merak etmesin diye gözlerimi silip açma tuşunu sağa kaydırdım.
"Alo"
"Kızım nerelerdesin sen ya" Ah bir bilsen.
"Hey orada mısın"
"Evet"
"Anladım siz kocanla romantik romantik takılıyorsunuz. Hem balayı da yapamamıştınız gerçek anlamda" Söylediği sözlerle beynimden vurulmuşa döndüm. Gözlerimden yaşlar süzüldü. O günleri hatırladım. Acı çekiyordum beni sevmediğini düşündükçe. Ama yanımdaydı be. Beraberdik. Onun iyi olduğunu biliyordum görüyordum. Keşke şimdi de yanımda olsaydı iyi olduğundan emin olsaydım ben üzülsem de olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLATI BEKLERKEN #TAMAMLANDI
SpiritualBade ve Gökalp... Ne aşkları yalan ne hikayeleri sıradan. Gökalp gök gözlü yiğit demekti. Gerçekten de yeşillerinde kaybolduğu Bade'nin gök gözlü yiğidi idi Bade ise Aşktı. Kutsal sevgiydi. O da mavilerinde boğulduğu adamın AŞKI idi. Ar...