Cem'in bu kadar ısrar etmesinin ve hatta günlerdir kendisinden gizli yaptığı telefon görüşmelerinin nedenlerini şimdi anlaşılıyordu. Bugün kendi doğum günüydü ve o bunu unutmuştu. Nasıl olmuştu bilmiyordu ama unutmuştu işte. Şaşkınlıkla etrafındaki kalabalığa ve kendisine doğru yaklaştırılan iki katlı kocaman doğum günü pastasına bakıyordu. Bir an yanında duran arkadaşına baktı ve söylediği tüm sözler için özür dilercesine bakışlarını Cem'in gözlerine yöneltti.
Ne kadar umursamaz görünse de duygusal bir adamdı aslında Cem. Üniversiteyi bitirdikten sonra hiç zaman kaybetmeyip, ortak olmuşlardı Umut ile. Bu onların en büyük hayaliydi. Bir arkadaştan, bir dosttan çok ... kardeşlerdi onlar.
-"Eee? Nasil buldun?"
Süprizinin işe yaramasına çok sevinmişti genç adam. Umut nasıl hep kendisinin yanında olduysa, o da arkadaşını hiç yalnız bırakmamaya söz vermişti. Biri diğeri olmadan eksik gibiydi zaten.
-"Sen, senin başının altından çıktı bu parti değil mi?"
-"Yok canım! Ne diye sürpriz hazırlayayım ki sana? Allah allah!"
-"Gel buraya zevzek!"
Sıkıca sarıldı Umut arkadaşına. Ne çok şeyi paylaşmışlardı bunca yıl. Ciddi kavgaları olmuşsa da, hep bir yolunu bulmuş, her şeyin yeniden yoluna girmesini sağlayabilmişlerdi her daim.
-"Beni unuttunuz!"
Iki adam da sesin geldiği tarafa dönüp, karşılarında her ne kadar giydiği elbiseden dolayı çok güzel bir kadın gibi görünse de, yüzündeki ifadeden hala küçük bir kız çocuğu gibi görünen genç kıza baktılar yüzlerinde mutlu bir ifadeyle. Umut genç kıza elini uzatıp, kollarının altına çektiğinde "Küçük cadı seni!" demeyi de ihmal etmedi tabii.
* * *
Merve bulunduğu yerden karşısındaki tabloyu izliyordu. Doğum günü çocuğunun kim olduğunu çok geçmeden anlamıştı. Çok yakışıklıymış diye düşünürken, bara arkasında yaşlı bir çiftle baraber girişte beliren Ece'yi fark etmişti. Genç kızın etrafı bir çok kişi tarafından çevrilmiş olan genç adama doğru yürüdüğünü ve çok geçmeden genç adamın ona da sarıldığını gördüğünde, şaşırmıştı doğrusu. Kimdi bu kız? Neden bu aralar hep etrafında görüyordu onu? Ve yine aynı soru gelip takıldı genç kadının aklına. Acaba bu kızın Güneş'in üzüntüsüyle bir alakası var mıydı? Genç kadın daldığı düşüncelerinden Canan'ın kendisine seslenmesiyle sıyrılabildi ancak. Daha ne olduğunu anlmadan kolundan çekiştirmeye başlamıştı genç kadın Merve'yi.
-"Gel seni tanıştırayım" diyerek anne ve babasıyla kucaklaşan Umut'a doğru yürütmeye başlamıştı Canan Merve'yi.
Doğrusu Merve o iki yakışklı adam ile tanışmaktan çok Ece'nin kendisini gördüğündeki tepkisini merak ediyordu. Umut'un yanlarına vardıklarında, patavatsız olan Canan yine konuşmaya başlamıştı hemen.
-"Doğum günü çocuğu gelmeyecek artık diyordum ben de."
Arkasındaki sese döndü genç adam gülen yüzüyle. Uzun zamandan beri görmediği herkes buradaydı. Kendisi için, eğlenmek için gelmişlerdi. Canan'ın da Umut'a güzel dileklerde bulunmasından sonra sıra gelmişti Merve'yi bu güzel insanlarla tanıştırmaya.
-"Bu güzel bayan da Merve. Yakın bir arkadaşım."
Daha Umut bir şey diyemeden, ilk hamle Cem'den gelmişti tabii ki.
-"Memnun oldum, ben Cem" diye başlayan tanışma merasimine yağdıracağı bir çok iltifatla devam etmeyi planlıyorken, Umut onu durdurmayı başarmıştı.