11.Bölüm

16.9K 803 180
                                    

AVJİN KİTABI TAMAMLANMIŞTIR, kitabın yan karakterlerini kaleme aldığım HEZAL YAYIMDA!
Profilimden ulaşabilirsiniz !

Merhaba,son bölüme gelmeyen yorumlarınızdan ötürü birazcık üzüntülüyüm.Demek ki uzun bölüm yazınca atlayarak okunuluyor ve yorum sayısı düşüyor.Oysa düğün bölümümüz fazlasını hak ediyordu.Neyse telafi etmeniz dileğimle :)

Durağan ama sonunda bombası olan bir bölüm oldu ve bir değişiklik yaptım üçüncü kişiden değil de Avjin'in ağzından yazdım bakalım beğenecek misiniz?Bölüm sonundaki sorularımızı cevaplarsanız sevinirim.

Ve siz bu bölümü okurken ben 12.bölümü yazmaya çoktan başlamış olacağım.(Hatta şuan yarısı tamam :) )

Bölüm Şarkısı : Tuğba Yurt - Kurşuni Renkler

Keyifli Okumalar.

--

Güneşin kavurucu sıcaklığı keskin ışığı ile birlikte göz kapaklarımı delip geçtiğinde elimi siper edip yavaşça araladım yeşillerimi.Bugün benim bundan sonraki zor hayatımın ilk sabahıydı.Düğün adı altında ömrümün en kötü gecesini atlatmışken içimde kendi evimden başka bir evde uyanmanın verdiği burukluğunu taşıyordum.Üstelik bu ev içinde nefret ettiğim insanları barındırıyordu.

Başucumdaki saate gözlerim iliştiği vakit kalkmam gerektiğini anladım çünkü yeni gelin kahvaltıyı hazırlar sonrasında kayınvalidesine kahvesini ikram ederdi.Ayaklarımı yattığım yataktan aşağı sarkıtıp ayılmaya çalıştım odada yalnız olduğumu bildiğim için daha rahattım.Gece ismini bile geçirmek istemediğim adamla tutuştuğumuz çetin kavgadan sonra hiçbir şey demeden bana arkasını dönüp koltukta yatmıştı.Daha ilk andan zorluklar yaşamaya başlamıştım bu adamla günler nasıl geçecekti bilmiyordum.

Üstümü değiştirirken elimdeki kesiğin sızısı kendini belli edince inlemeden duramadım.Sargısını sabaha karşı açmıştım çünkü kimsenin görmemesi gerekiyordu,gördükleri takdirde herkes bunu niye yaptığımı anlardı ve hiç hoş şeyler olmazdı.Kendimi öyle aşağılık hissediyordum ki bunun tarifini yapamazdım.Lanet olası adetler beni buna zorlarken gururumu düşünmediğim için şimdi baş gösteriyordu hissettiğim azap.Daha fazla tek başıma kendimle hesaplaşırsam kafayı yiyebilirdim bu yüzden elbisemin fermuarını çekip baş örtümü örttükten sonra derin bir nefesi ciğerlerime doldurarak çıktım odadan.

Odam bile diyemiyordum...

Çıkar çıkmaz burun buruna gelmiştim onunla.

Kocam bile diyemiyordum...

Sert kokusu burnuma teneffüs ettiğinde de midemi bulandırmaktan başka bir şey yapmıyordu.Yüzüne bile bakmadan geçmek isterken adımını gideceğim yere atarak beni durdurdu.Ne diyeceğini merak ettiğimden baktığım vakit gözlerinin altındaki mor halkalar dikkatimi çeken ilk şey olmuştu.Benim de ondan farkım yoktu sadece ben saklamayı becerebiliyordum.

-'Anam,seni bekliyor.'

Söylediği tek şey buydu,dediğini dedikten sonra yanımdan geçip gitti odaya.Ben de beni bekleyen kadına gittim içimdeki huzursuzlukla.Niye çağırdığını az çok tahmin ediyordum ve gerçeği anlayacak,gözlerim beni ele verecek diye korkuyordum.Avluya indiğimde sıcak esinti yüzümü yalayıp geçerken gözlerim aradığı kişiyi buldu hemen.Sertliğinden tanıdığım andan beri bir güne bir gün taviz vermeyen kadın yine aynı şekilde etrafı kolaçan ediyor,masaya hazırlanan kahvaltılıklar götürmeye başlayan çalışanları seyrediyordu.Anlaşılan gün burada tahmin ettiğimden erken başlıyordu.

AVJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin