AVJİN KİTABI TAMAMLANMIŞTIR, kitabın yan karakterlerini kaleme aldığım HEZAL YAYIMDA!
Profilimden ulaşabilirsiniz !Herkese merhaba,yeni bölümümüz geldi.Önceki bölümümüz ve bu bölüm benim için sonlarını en heyecanla yazdığım bölümler oldu :) Ama size baştan söyleyeyim 17.Bölümü bekleyin dört gözle ;)
E o halde hazırsanız Berdan'a kızmaya,bölümümüze geçelim :)
Bölüm Şarkısı :Müge Zümrütbel-Aşk Bir Masal
Keyifli Okumalar...
--
İnsanı bütünüyle dipsiz bir kuyuya sürükleyen korku denen bu illet duygu,kişinin bir süre hem ruhi hem fiziki tüm uzuvlarını uyuşturan bir histi.Ve korkusuz insan da yoktu.Kimi elindekini kaybetmekten,kimisi attığı adımın getireceği sonuçlardan,kimisi ölmekten,kimisi sevilmemekten...Bu liste böyle uzar giderdi.Oysa bilmiyordu insanlar;korkularını yendiğin müddetçe özgürleşirdin.
Peki ya hem korkusuz hem de tutsak olamaz mıydı insan?
Ya da hem korkak hem de bir o kadar özgür ?
Avjin bu iki seçeneğe de dahil edemiyordu kendisini.Özgür desen değil tutsak desen asla!Korkusuz değil,korkak hiç değil!Onun ruhu özgür,bedeni tutsaktı.Hiç olmak istemeyeceği bir yerde olmaktan bedeni esaret altına alınmıştı belki fakat onun fikirleri,hisleri özgürdü.Aklından geçeni diline dökerken bir saniye dahi tereddüt etmez,karşılaşacağı tepki ne olursa olsun düşüncelerine gem vurmazdı.
Korku konusuna gelince...Hiç beklemeden korkusuzum diyemezdi,herşeyden korkmadığı korktuğu bir şey olmadığı anlamına da gelmiyordu.Özellikle evlendikten sonra hiç istemediği durumlara sürükleniyor ve de sürüklenecek olması onu hep korkutuyordu.
Tıpkı şuan Didar'a söylediklerinden zerre kadar pişmanlık duymamasına rağmen kendilerini izleyen iki çift gözün ne düşündüklerini bilmediği için hissettiği korku gibi.Bombanın kol gezdiği birbirinden tehlikeli bu üç kişi arasında daha fazla olmaya dayanamayarak hızla ayrılmıştı yanlarından.Kaldığı oda üstüne üstüne geliyor gibi olunca salonda oturmaya karar vermişti.
Şimdi şimdi tüm söyledikleri zihnine üşüştükçe sinirden kahkaha atmak ile bağıra çağıra ağlamak arasında gidip geliyordu da kendine zor engel oluyordu.Kendini ait hissetmediği bu konaktan Didar'ı kapı önüne koymakla mı tehdit etmediği kalmıştı,her fırsatta onu aşağılayan kadına ana demediği mi?Berdan ile gerçekten karı koca olduğunu söylediğini geçmişti bile.Eğer hem Berze Hanım hem de Berdan onun her söylediğini duymuşsa ne yapacaktı bilmiyordu.Bu konağa geldiğinden beri kendini tanıyamamaya başlamıştı zaten.Normalde Didar'ın acınası haline tek kelime bile söylemeden geçerdi ama şuan onu sözleriyle yerden yere vurmuştu.Gittikçe değişiyor olmak Avjin'i bu saydıkları arasında en korkutan şeydi.
Salona peşisıra önce Berdan ardından da Berze Hanım girdiği zaman anlamıştı güzel şeyler olmayacağını.İçi korkuyla titrerken dışından hiçbir şeyi umursamayan birisi gibi başını,küçük burnunu ve çenesini dikleştirmişti hemen.Söyleyeceklerine olabildiğince göğüs gerecek,yalnız kaldığında rahatlayana kadar ağlayacaktı en kısa zamanda.
-'Beni savunmak sana mı kalmıştır,ne sanıyorsun kendini?'
Avjin,anasının yanında sesini yükseltmekten kaçınmayan adama karşı susmayacaktı.Hele hele hala o kadın yüzünden bunları diyebiliyorsa Berdan Ağa;asla geri adım atmayacaktı.Birkaç dakika öncesine kadar dizinde derman kalmadığını düşünmesine rağmen eski gücünü bularak ayaklandı tam da onun karşısında dikilmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVJİN
General Fiction'Size bir can borcumuz var Ruken bacı,o borcu ödemeden bu dava bitmeyecek.' ** 'Dava törenin davasıysa barış da törenin barışıdır.Berdan,Birtan'ların kızı Avjin ile evlenecek o kadar.' ** Genç Kurgu : 17 Aşk : 58 İntikam: 5. sıralama Romantizm :...