12.Bölüm

16.1K 769 135
                                    

AVJİN KİTABI TAMAMLANMIŞTIR, kitabın yan karakterlerini kaleme aldığım HEZAL YAYIMDA!
Profilimden ulaşabilirsiniz !

Merhaba,yeni bölümümüz geldi.Önceki bölüm 3.kişili anlatımı sevdiğinizi söylediğiniz için 13.Bölümde eski anlatımımıza dönüyoruz:)Bu bölümü önceden tamamladığım için idare ederseniz sevinirim.Düşüncelerinizi ve oylarınızı bekliyor olacağım :)

Bu arada hakkımda merak ettiklerinizi,beni tanımak istiyorsanız bölüm sonunda ya da özelden mesaj yoluyla sorabilirsiniz.Soruları biriktirip ek post açıp cevaplayacağım :)

Bölüm Şarkısı :Kazım Koyuncu-Düşen Hep Yerde Mi Kalır?

Keyifli Okumalar...

---

İnsanların ismiyle yaşadığına,kaderlerine isimlerinin yön verdiğine inanırdım.Avjin;su gibi kadın demekti.Hayatımın su gibi duru,berrak olacağını düşünür dururdum ta ki babam ölene dek.Umut bu ya acı biz insanların sınavıdır yaşayacağım varmış diyip atlatmaya çalıştım.Aklım hep inkar ederdi başka acılar yaşayabileceğimi.Tamam demiştim yaşadım,tattım ve atlattım bu kadar.

Ancak görüyor ve görmekle kalmayıp yaşıyordum ki sadece babamın ölümü ile sınırlı kalmamış.Acılar silsile halinde dört koldan yüreğimi sarmış vaziyetteydi.Ve tüm bunların bu kadarla kalmayacağını bilmek çok daha kötüydü benim için.Dakikalar önce öğrenmiştim ki Didar bu konakta çalışan biriyle evlenecekmiş.Benim hayatımda iyi kötü hiçbir etkisi olmamasını isterdim ancak evlendikten sonra burada olması beni huzursuz ediyordu.Çalışanların kaldığı yerde kalması demek sürekli gözümün önünde olacağı anlamına geliyordu.Hiç umursamamak vardı ama bana olan öfkesini,nefretini asla gizlemeyen birisi ile karşı karşıyaydım.Kininin sebebi de evlendiğim insandı.Ne üzücüydü ki benim de isteğimle evlenmediğimi anlayamıyordu.

Gözümün önüne bir bir düşen görüntüler canımı daha çok sıkıyordu.Didar'ın evleneceğini duyduğunda hiçbir tepki göstermeden çıkıp gitmişti.Onun bu olay karşısında nasıl bir yol izleyeceğini kestiremiyordum.Lafta büyük büyük yaşadıkları aşkın bir yalandan olduğu da ortadaydı.Öyle ya hiç birisini severken bir başkasıyla evlenebilir miydi insan?İkisinin de aşkı aslında aşk değilmiş meğer.Gerçi belki de ikisinin de bir planıydı bu,yani belki de birbirlerine yakın olmak için böyle bir şey yapıyorlardı bilmiyordum.İkisi de asla haz etmediğim iki insandı çünkü.Ve böyle bir şeye kalkışacak olurlarsa işte o zaman benim bile göstermek istemediğim bir yüzümü görürlerdi.Gelin olduğum bir konakta insanların bu durumdan ötürü bana acıması en son isteyeceğim şeydi.

Kaldığım oda bile öyle yabancı geliyordu ki bana burada fazla vakit geçirsem sanki yanlışmış gibi geliyordu.Ama içimden gelmiyordu insanların içine çıkmak.Sadece beklemek istiyordum,beklemek ve görmek...

Kapı açıldığında Berze Hanım'ın geldiğini görünce derin bir nefes çektim içime.Başlayacaktı anlaşılan öğüt ile karışık laf sokma saatleri.Yine de saygısızlık olmaması adına oturduğum divandan doğrulup ayağa kalktım.

-'Otur hele seninle konuşacaklarım vardır.'

Neden şaşırmadım?Benim yüzümü,gözümü izlemek için gelmediğine göre pekala konuşmak için gelmişti.Ki ne konuşacağını az çok kestirebiliyordum.Oysa benim ne konuşmaya ne de onu dinlemeye takatim bile yoktu.Hiçbir şey yapmadığım halde kendimi öylesine yorgun hissediyordum ki...

-'Ne düşünürsün bu olanlar hakkında?'

Keşke direkt konuya girmeden önce önemseyip nasıl olduğumu sorsaydı.Gerçi oğlunun iyiliğinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen birisinden bunu beklemem hataydı.Herkes kötü olsun bir tek oğulları iyi olsun yeterdi onun için,bunu anlamıştım kısa sürede.Yeri geldiğinde oğluna baş kaldırıp her dediğini yapmayarak onu dize getireceğini sanması da büyük aptallıktı bana göre.Yaşını almış bir insanın değişeceğini düşünmek,istediği kalıba sokmaya çalışmak saçmalıktı.

AVJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin