16.Bölüm

16.1K 787 233
                                    

AVJİN KİTABI TAMAMLANMIŞTIR, kitabın yan karakterlerini kaleme aldığım HEZAL YAYIMDA!
Profilimden ulaşabilirsiniz !

Herkese merhaba.Şuraya size kıyamayan bir yazar bırakayım belki översiniz,malum bölümü geciktireceğim diyip dayanamadım da :))) Artık 17.Bölüm gecikirse suç sizde valla ben bilmem :)

Çünküüü yazmayı iple çektiğim bir bölüm getireceğim sizlere,17.Bölümde alışılmışın dışında bir Avjin&Berdan'a hazır mısınız??

Bu arada arkadaşlar atladığımı düşündüğünüz tüm olaylara değineceğim,unutmadım :)

Son bölümdeki oy ve yorum performansınızı bekliyorum beni kırmayınız ben sizi kırmayıp geciktirmedim bölümü çünkü :)

Bölüm Şarkısı:Müge Zümrütbel-Belki Başka Hayatta

Keyifli Okumalar...

--

Kıyamet,tüm insanlığın önce helak olup sonra dirileceği bir gündü.Kimileri tarafından can yakıcı olarak değerlendirilse de aslında bir bakıma huzura erişmekti.Bundan sonrasının ne getireceği,insanın yarınını düşünmeden yaşayabileceği bu sonsuzluk huzur getirmez de ne getirirdi ki?

Ama şuan şu saniye yeryüzünde tek birisi için kıyamet an an kopuyordu.Tek fark koptuktan sonra yine bir beden helak olacak ama dirilemeyecek haliyle de huzura erişemeyecekti.

Kulaklarının uğuldaması,tüm bedeninin karıncalanması bir kabusta olduğunun belirtisiydi değil mi?Yani öyle olmalıydı,aksini değil yaşamak aklından bile geçirmek ucu bucağı görünmeyen tufanlara sürüklüyordu ruhunu.

Keşke mümkün olsada küçülüp küçülüp un ufak olup yok olsa,kulaklarına ulaşan itirazı kabul etmeyen o tok sesi duymak yerine.

Ne demişti?

Anam torun istiyor.

Soyun.

Ona fikrini bile sormadan,ne hale geleceğini umursamadan bunu isteyecek kadar aşağılık birisiyle karşıkarşıyaydı şuan,ondan da öte evliydi.Hayatında ilk kez kendisine verdiği sözlerden birisini tutamayacak gibi hissediyordu.

Dişlerini öyle sıkıyordu ki çenesi titremeyi bırakarak,uyuşmuştu.
Gözlerini kırpıştırmamak için verdiği çaba tarif bile edilemezdi.

Ağlamayacaksın,bu adamın karşısında tek damla göz yaşı dökersen yaşam haram olsun sana!

Berdan'ın şuan tam da yanıbaşında birkaç nefes uzağında olmasına tepki gösteremeyecek kadar donup kalmıştı.Kavurucu sıcağa rağmen evrenin en büyük ayazı üstüne dökülüyordu sanki.Bedeninden tüm kan çekilmişti,bir insanın ayakta son nefesini vermesi mümkün müydü?

Bu adama birşeyler söylemeliydi,tüm nefretini,öfkesini kusup hatta fayda etmeyecek olsada yumruklarını savurmalıydı.Bağırmalı çağırmalı,yakıp yıkmalı ama bu istediğini ona vermemeliydi.Ruhunun acısına öyle kaptırmıştı ki kendisini,yüreğindeki sızı ben de varım dercesine artıyordu.

-'Bunu neden yapıyorsun?'

Ağzından çıkan ilk cümle bu olmamalı sesi de bu kadar cılız çıkmamalıydı,ama çıkmıştı bir kere.Berdan'ın,çaresizliğinden ne kadar keyif aldığını görmemek için gözlerine bakmak istemezken gözlerinden de ayıramıyordu bakışlarını.O kapkara gözlerde,boşluktan başka hiçbir şey yoktu.Hiçlik vardı sadece hiçlik.

AVJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin