Multimedya: Amy Lee - Love Exists
Keyifli Okumalar...
🔱
"Yapacağım ve sen bunu onun ölü bedenine baktığında daha iyi anlayacaksın."
🔱🗝
Arabada sessiz sedasız süren yolculuğumuz boyunca Damien'ın sözleri kulaklarımdan gitmiyordu. Utançtan o an yerin dibine bile girebilirdim. Kadınlara şeytan diyen erkekler onu görseler nasıl bir yanılgı içinde olduklarını hemen anlarlardı şüphesiz. Tanrı aşkına düşündüğüm şeyin saçmalığının farkında mıydım acaba? Çocuk zaten bir şeytandı. Ondan normal davranmasını bekleyemezdim ya. Yine de bu ondan kaçmak için en büyük sebebim olmuştu artık.
Dişlerimi alt dudağım üzerinde hızlı hızlı hareket ettirirken, "Neyin var?" diye soran sesiyle Blake'e döndüm.
"Yok... yok bir şey." diye onu geçiştirmeyi denedim.
"Dudağını kanattığının farkında mısın?"
Ağzımdaki kan tadından anlamam lazımdı ama aklımdan bir türlü gitmeyen şeytani sözlerden sonra bir şeyleri idrak etmem zordu. "Babama ne söyleyeceğimi düşünüyorum." diyerek söylediğim yalan o an boğazıma dolandı.
Sahi ben babama ne diyecektim?
"Düşündüğün şey bu muydu?" dedi Blake. Sesi sonunda biraz neşe içeriyordu. "Endişelenmene gerek yok, onu hallettim ben."
"Nasıl?"
"Şu an ikimizin kütüphanede ders çalıştığını sanıyor."
"Kütüphane bu saatlerde açık olmaz." dedim göz devirerek. "Daha mantıklı bir yalan bulamadın mı? Muhtemelen ikimizi de öldürecek."
"Babamın tarih öğretmenin olduğunu unutuyorsun Mara. Kütüphane müdürü Bay Harrison onun yakın arkadaşıdır." Tek elini direksiyondan çekip ceketinin cebinden bir anahtar çıkardı. "Baban ona ders çalışacağımızı söyleyince kütüphanenin anahtarını babama verdi."
Şaşkınlıkla ona bakmaktan kendimi alamadım. "Bunları ne zaman planladın?"
Göz ucuyla bana baktı ve anahtarı cebine atıp diğer eliylede direksiyonu kavradı. "Sophia bana ulaşıp iyi olmadığını söylediğinde babamın yanındaydım. Baban da o an babamı arayıp sana ulaşamadığını söyledi. Bir terslik olduğunu anlamıştım. Babama benimle buluşup ders çalışmak için bir cafede olacağını söyledim. Muhtemelen şarjı bitmiştir dedim. Amacım babanı daha fazla endişelendirmeden seni bulmaktı. Babam da cafede ders çalışılamayacağını söyleyip Bay Harrison'dan ufak bir ricada bulundu. Eh! Bu da bizim işimize yaradı."
Ağzım açık bir şekilde onu dinlerken bir hayret nidası dudaklarımdan süzüldü. Babam muhtemelen Bay Harrison'ı arayıp bunu tastiklemişti ki aksi düşünülemezdi. Zekice bir plandı ve istemsizce, "Vay anasını!" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
ChickLit'Mara' ismi annesinin ona tek hediyesiydi. İsminin anlamı acı olsa da, annesi ona bambaşka bir amaçla vermişti bu ismi. Her seferinde bir şeytan olduğunu vurgulamak için... Babası ise ona Angelina derdi çünkü o babasının meleğiydi. Ama Mara ne annes...