30🗝'Sırlar'

30K 2.3K 635
                                    

Multimedya: Jason Walker-Everybody Lies

Keyifli Okumalar...

🔱
"Benim gerçek dünyam senin hayal dünyanı yerle bir eder,
harabeye çevirir.
Öyle ki yıkıntıların altında kaybolup gidersin."
🔱

(Sophia Auton)

(Sophia Auton)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🗝

Sophia'nın çıkardığı tek ses inleme olurken benim bedenim kaskatı kesilmişti. Cennet silahı saniyeler sonra kıvrılarak Sophia'nın göğsünden çıkıp bileğime dolandığında geriye sarsak bir adım attım ve o yere düştü. Tanrım, ben ne yapmıştım?

Gözlerim ağır ağır siyah hareleri bulduğunda Damien'ın gözleri irileşmiş bana bakıyordu. Sırtının bütünleştiği zeminde hafifçe doğrulurken göz ucuyla arasında yalnızca bir metre olan ve kesik kesik nefes alan Sophia'ya baktı. Sonra yine gözleri beni buldu ve, "Sen..." dedi yüzü gibi şaşkınlıkla örtülü sesiyle. "Beni korumaya mı çalıştın?"

Lanet olsun ki evet!

"Aman Tanrım!" diye mırıldandığımda sesimi ben bile tanıyamamıştım. Geriye doğru attığım diğer adımla dengem altüst oldu ve yere düştüm ama Damien çevik bir hareketle beni yakalayıp bedenimin toprak zeminle değil onun göğsüyle buluşmasını sağladı ve yatıştırıcı bir sesle, "Sakin ol!" dedi.

"Beni onu... onu öldürdüm mü?"

Tek kaşını kaldırıp hala aynı şekilde kesik nefesler alan Sophia'ya baktı ve gözleriyle bana da işaret edip alayla konuştu. "Sence bir ölüye benziyor mu?"

Cennet silahı... Cennet silahı onu öldürmezdi, dahası onun elindeki cehennem silahı da Damien'ı öldürmezdi. Ben ne halt etmeye Sophia'yı öldürmeye çalışmıştım ki?

Beni koltuk altlarımdan kavrayıp yerden kaldırırken aydınlandığım gerçeğe ve onun şu durumda bile alaycı konuşabilmesine öfkelendim. "O zaman öldürelim hemen!"

Boş bulunmuş olacak ki beni ciddiye alıp, "Ne?" diyerek tepki verdi.

"Sağ bırakmak tehlikeli olur. Yine bizi öldürmeye çalışabilir."

Kaşları çatıldı ve, "İyi değilsin sen." dedi. Belimi desteklediği eli olmasa ayakta bile zor dururdum şüphesiz ve o bana iyi olmadığımı söylüyordu. Bu ne muhteşem bir tespitti böyle?

"ELBETTE Kİ İYİ DEĞİLİM!" diye birden kükredim. Sonra hafifçe eğilip ellerimi dizlerime dayadım. "Lanet olsun! Lanet olsun! Az önce birini deştim. Düzeltiyorum az önce kafayı yemiş bir meleği deştim."

Tanrım! Delirmiş gibi konuşuyordum şüphesiz. Belki de delirmiş, sonunda aklımı da bu kargaşada kaybetmiştim.

"Mara..." dedi o da hafifçe eğilirken ama benim şoktan olsa gerek ardı ardına dizdiğim cümlelerle konuşmaya fırsat bulamadı.

ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin