Multimedya: Sam Tinnesz - Heart Of The Darkness
Keyifli Okumalar...
🔱
"Özür dilerim melekcik,
özür dilerim."
🔱🗝
Ölüm gerçeğine alışmıştım. Sadece Ariel'in en başından beri kendi ölümünü hesapladığını yeni yeni anlıyordum. O zaman neden bedenimin hükmünü istemişti, zaten o gün ben öldüğümde ikimizde Araf'a uğurlanmayacak mıydık? Üstelik bu özünü kirletmeden olacaktı ama anlamıştım ki, o tıpkı Amy denen melek gibi intikam için kendi özünün kirlenmesini bile kabullenmişti.
İntikamını da almıştı nazarında. Damien'ı acı içinde görmüştü, artık gitmekte tereddüt bile etmiyordu o yüzden. Peki karşısında duran şeytan acı çekecek kadar mı beni seviyordu? Ariel'e göre bunun cevabı tek ve netti. Bana göre ise... Cevap pek de umurumda değildi artık. O yüzden düşünmeyi reddettim.
Ariel'in cevabı Damien'ın gözlerindeki öfkeyi harladı. "Ölmesine izin vermeyeceğim. Kabullenmesi hiçbir şeyi değiştirmiyor. Onu kaybetmeyeceğim."
"Onu... çoktan kaybettin." dedi Ariel dayanılmaz acılarını belli eden sesiyle.
Damien sonunda gücü tükenmiş gibi duvarda kaydı ve yığılırcasına yere oturdu. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi ama bu acı çekmesinden daha çok sanki söyleyeceği şeyle ilgiliydi.
Sonunda, "Bana yardım et Ariel!" dedi ellerini yere dayayarak. "Bana yardım et!"
Ariel kesik kesik güldü. "Önümde ikinci eğilişin bu Alastor ve ikinci yıkılışın. Beni nasıl keyiflendirdiğini tahmin bile edemezsin."
Damien başını kaldırıp ona baktı ama gözlerine bu kez şeytana has bir ifade yoktu. Bakışlarına acı hakimdi. Yerdeki elleri zemine sürttüp doğrulmaya çalıştığında dişleri kenetlendi ve gözlerini acı çeker gibi yumup yine başını yere eğdi. Kapı açıldığında Kevin'ın gözleri önce Ariel'i sonra yerde ki Damien'ı buldu. Hızla yanına eğilirken "İlaçları getireyim." dedi. Ayağa kalkmaya yeltendiğinde Damien bileğini kavradı.
"Burada değil!" Kevin itiraz edecekti ki "Burada değil dedim sana!" diye tekrarladı. Kevin bu kez itirazsız kolunu omzuna attı ve onu açık kapıdan çıkardı.
"Sanırım..." dedi Ariel onların gidişini izledikten sonra. Acı bir inlemeyle cümlesi bölünsede kendini toparlayıp keyifli konuşmasına devam etti. "Hala senin önünde o ilaçlardan alamayacak kadar gururlu. Aynı zamanda fazlasıyla acınası. Bize yaptıklarını misliyle çekiyor ha, ne dersin Mara?" Cevap vermemem hoşuna gitmemiş gibi, "Mara!" diye tekrarladı.
'Ne söylememi istiyorsun?' dedim öfkeden yanan sesimle.
"Bana kızgınsın, anlayabiliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
ChickLit'Mara' ismi annesinin ona tek hediyesiydi. İsminin anlamı acı olsa da, annesi ona bambaşka bir amaçla vermişti bu ismi. Her seferinde bir şeytan olduğunu vurgulamak için... Babası ise ona Angelina derdi çünkü o babasının meleğiydi. Ama Mara ne annes...