19🗝'Çığlık'

26.2K 2.4K 354
                                    

Multimedya: Dreamstate Feat. Elize Ryd - Evolution

Keyifli Okumalar...

🔱
"Üzgünüm ama sesini kimse duymayacak melek. Bu oda çok daha yüksek çığlıklara ev sahipliği yaptı ama o çığlıklar sadece bu odada esir kaldı."
🔱

"🔱

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🗝

Sessizlik yakıcı bir zehir gibi her hücremi etkisi altına alırken ağır ağır merdivenleri inmeye devam ettim. Zifiri karanlıkta yürümek zordu. Her an bir yerlerden tehlikeli bir şeyler çıkacağı düşüncesi korku tohumlarını içime ekiyordu. Telefonumun ekran ışığıyla sessizce ilerlemeye devam ettim. Lanet merdivenler ise bir türlü bitmek bilmiyordu. Bu izbe mekan fazlasıyla derinlere gömülmüştü adeta. Sanki cehenneme adım adım yürüyormuşum gibi hissetmekten kendimi alamadım.

En sonunda merdivenler son bulunca rahat bir nefes aldım. Karşımda uzayıp giden eski koridora ise tereddütle bakıyordum artık. Başımı kaldırıp koridorun duvarlarını taradım. Birkaç kamera vardı ve aktif oldukları yanlarında yanan yeşil ışıktan belliydi. Pekala! Burada olduğumu açıkça ifşa etmiş olabilirdim ama yine de onlar beni bulana kadar bir şeyler öğrenebileceğimi umuyordum.

Beni bulduklarında ne olacağını ise bekleyip görecektim. Gizli teşkilatlarına bodoslama daldığım için onlardan misavirperverlik beklemiyordum ama babamın burada olması en azından bana güven veriyordu. Beni öldürecek değildi ya.

Ah! Hayır. Öldürmezdi herhalde.

Korkmanın şu saatten sonra bir ehemmiyeti kalmamıştı. Geri dönemezdim ve bu yüzden ilerlemeye karar verdim. En azından koridorun iki tarafında hafif loş ışıklar bir nebze de olsa yolumu görebilmemi sağlamıştı. Tereddütlü adımlarla orta genişlikteki koridora doğru adımladım. Bir süre sonra koridor sola kıvrıldı. Sağ tarafta kapısı hafif aralık bir oda gözüme çarptı. Koridor ise ileri doğru devam ediyordu. Ya odaya bakacaktım ya da koridordan devam edecektim. Önce odaya bakmaya karar vermiştim ki sesler kulağıma doldu. Hızla aralık kapıdan girip kapıyı kapattım. Klik sesi kulaklarıma geldiği an tüylerim diken diken oldu.

Kendi kendimi odaya kilitlemiştim ve içimden kendime bir alkış tutturdum. İşler daha şimdiden boka sarmaya başlamıştı.

Sırtımı kapıya dayayıp gelenlerin kim olduğunu anlamaya çalıştım önce. Burada çıkış yolunu ise sonra bulacaktım. Tabii bulabilirsem...

"Tuzakları devre dışı bıraktın mı?" dedi kalın bir erkek sesi.

"Evet, Hank'in oğlunu henüz sisteme tanıtmadık. Yaralanmasını istemeyiz öyle değil mi? Giriş için parmak izi okuyucusunu da devre dışı bıraktım o yüzden." dedi bir başkası.

Parmak izi teknolojisini benim ütopik düşüncem sansam da gerçekten bunu kullandıklarını duyunca şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Daha şaşkınlık verici olan ise Tarih öğretmenim Hank Sanders'in oğlunun, yani Blake'in burada olduğunu duymamdı şüphesiz.

ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin